bir mektup görmüştüm kapının önünde benim ismim yazıyordu. Ne yazdığını merak mı ediyordum, korkuyormuydum, seviniyordum, üzülecektim belkide.Ne yazabilirdi ki ayrılık mektubu mu yoksa acı çekilerek yazılan mektupmuydu. elime bir anda titreme geldi.zarfı açamamıştım korkmuştum. günlerce bekledim acsam mı o mektubu diye kalbim açma diyor aklım aç ne olacak diyor sonra bir akşam aniden alıyorum elime mektubu açıyorum sonunda. Uzun bir mektup. herşey için özür dileyen biri; bu mektup hem mutluluğa götürüyor bir anda sonrasında garip bir şekilde vedaya götürüyor yazıyı gönderen kişi o gün gittiğini söylüyor bu şehirden. ben hayır diyorum böyle olmamalıydı o gün o mektubu açmalıydım o gün bende yanında veda etmeliydim diyorum sonra kendime geliyorum öfkeleniyorum bir anda ne söyleyecektin ne anlatacaktın gitmişse bitirmiştir bu şehri diyorum aglamadım ilk defa sustum öyle bir hafta kadar, ne yediğim yemekten anlamıştım ne uykudan ne de suskunluğumu anlatmıştım etrafıma. sonra telefonum çalıyor numara var açıyorum telefonu Alo diyorum ses vermeyen birisi bir saat yaklaşık etraftan gelen araba seslerinden başka bir şey duyulmuyor tabi ben anlıyorum kim oldugunu. diyorum ki belkide bu sefer konuşmadan kapatmalıydım ve öylede yaptım sustum kapattım sonra ne aylar geçti ne zaman ne saatler geçti ne mektup ne arama vardı aslında son noktayı koyan yine ben olmuştum ben bu sefer virgüllü cümlelerden sıkılmıştım ben bu sefer cümleyi tamamlamıştım yani ben herşeyi unutmuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki his
Teen FictionBelki yoruluyorum git gide her gün yeni hayata başlamakdan ama sonu heyecanlı, mutlu olsun diyorum bi bakıyorum hayat bittiyo sonra yeni bir gün daha başlıyo. hani aslında mutluluğu biz seçeriz mutlu olamayan yine biziz. Mesela bir Dakika mutsuz geç...