1

10 0 0
                                    

Güzel bir yaz akşamıydı çocuklar dışarıda oynuyorlarken anneleri barakaya çıkıp;

Metin, Yunus, Ayşe hadi geç oldu gelin artık içeri. Çocuklar uflaya puflaya eve girdiler.

Anneleri" ben uyumaya gidiyorum sizde yatın artık " dedi ve odasına çekildi ama çocukların hiç uykusu yoktu. Öylece oturup muhabbete dalmışken, Yaşlı ninelerinin odasından çıktığını fark ettiler.

Nineleri hiç onlarla konuşmazdı, Aslında kimseyle konuşmazdı. Çocuklar nineleri hakkında konuşmaya başladılar.

Metin- Neden varlığını bile hissetmiyoruz? Bence bunamış kendisini kaybetmiş

Yunus-Hayır konuşmuyor çünkü bizden haz etmiyor ben de onu sevmiyorum

Metin ve Yunusun bu dediklerini duyunca Ayşe kendisini kötü hissetmeye başladı, ve söyle dedi.

"O bizim annanemiz onun hakkında nasıl böyle konuşabiliyorsunuz o az bilginizle?"

Bu böyle devam ederken elektirikler kesildi ve Çocuklar hep bir ağızdan çığlık attılar.

Geçtiler yatakları uyumaya çalıştılar ama nafile bu durumdayken Metin yatağının altından aldığı fener ile "pişt pişt gelin size bir şey göstermek istiyorum." Onu takip ettiler hiç kapısı açılmayan bu odaya Metinin bulmuş olduğu anahtar ile girdiler. Metin odadaki eski dolabın kapağını açarak

"ama... ama buradaydı nasıl nasıl olur ?"

Yunus ve Ayşe olaya anlam vermeye çalışarak Metinin yüzüne bakıyorlardı.

Birden hiddetli bir ses duydular "Napıyorsunuz siz orada hemen uzaklaşın"

Bu yaşlı nineleriydi belki dilsiz zannettikleri ninelerinin ilk defa sesini duyuyorlardı.

Metin" Ama nine biz şey biz kötü bir şey yapmadık canımız sıkıldı, ben de buradaki kitabı arıyordum ama ama kitap yok olmuş yok."

Ninelerinin buruşuk yüzünde sıcak bir tebessüm oluşuverdi, "gelin gelin evlatlarım benim"

Diyerek uzaklaştı kendi odasına girdi ve eski kitabı açtı. Çocuklar merak içinde ninelerinin yüzüne bakıyorlardı. Nineleri onlara " Beni dikkatli dinleyin bu elimdeki işlemeli kitap çok uzun yıllar öncesini anlatıyor bu kitapta göremeyeceğiniz şey yok yani kötü şeylerde olabilir siz bunu dinlemeye hazır mısınız ? " çocuklar aynı anda başlarını evet şeklinde salladılar pencereden ay ışığı ninelerinin yüzüne vuruyordu. Eski işlemeli kitabın kapağındaki tozları üfleyerek saçtı ve kitabın kapağını açtı.

Bu hikaye uzun yıllar önce Livenya denilen bir diyarda geçmektedir bu diyar öyle bir diyardır ki seyyahlar, aşıklar, haydutlar imparatorluklar Şanlı ve onursuz insanlara ve daha nicelerine ev sahipliği

Yapmıştır gelelim ozaman başlayalım hikayemize

Bilmem kaç bin yıl önce Livenya kıtasının Methev krallığının göçer kabilelerinin birinde Börte hatunun sancısı tuttu kızkardeşi Neva hatun hemen ebenin çadırına koştu ve onu çağırdı herkes telaşlıydı.

Ebe içeriye girdi sıcak su ve birkaç şey daha istedi Neva hatun bunları yetiştirmek için bir telaş ile koşturmaya başladı elinde malzemeler ile çadıra koşarken,"Aman Tanrım buda neyin nesi böyle neyin hikmeti diyip şaşkınlık ile kalakalmıştı." Çünkü aynı gün gökyüzünde ateş saçan gök cisimleri akıyordu.

Bunu duyunca Ayşe

-Nene ateş saçan gök cisimleri akıyordu derken ?

-Yavrum sen hiç meteor yağmuru denilen bir şey duymuşmuydun?

-evet ninecigim okulda öğrenmiştim şey demişti hatırlıyamadım

-Meteorların dünya atmosferine girdiği zaman, uzayda bıraktıkları belirgin ışıklı izin, havanın yüzeyleriyle sürtüşmesinden doğan ışıktır.

Çocuklar hep bir ağızdan "vaay "

-Neyse devam ediyorum kitaba

Neva hatun gördüğü manzara karşısında ufku kesilmiş bir şekilde ilerledi ve çadıra girdi, Ebenin istediklerini verdi. Dışarıdan Şamanların sesleri duyulmaya başladı, neva hatun çok endişeliydi.

Neyse ki o gece doğum gerçekleşti ve nur topu gibi bir çocuk dünyaya geldi.

Neva hatun hem mutluydu hem telaşlı, ayakkabı giymeyi bile unutmuştu hızlı bir şekilde Şamanların yanına gitti ve onlara

"Ey bilgeler bügün bir çocuk dünyaya geldi aynı zamanda Tanrı gökyüzünde ki tahtından bize işaretler gönderdi bu olay nedir?"

İçlerinden yaşlı olan Atebay

-izin ver çocuğu göreyim

-Tabi ki gel

Atebay Çocugu kucağına aldı, bir parmağını çocuğun anlına koydu ve bir şeyler fısıldamaya başladı.

"Onu kutsayacak mısın? "diye sordu Neva hatun

-Hayır

-Neden?

-Çünkü o çoktan kutsandı. Müjdeler olsun bu çocuk bir tayken hızlıca küheylana

Erişecek Ülgen hanın bilgiliği ve Erlik hanın gazabına sahip olacaktır.

Şamanlar onun bir cihangir olduğunu düşünüyorlar.

-Hayır bundan emin olamazsın, onu kutsaman gerekli.

-Pekala tamam. Yinede size söylüyorum, bu çocuk bir cihangir.




LivenyaWhere stories live. Discover now