one

505 39 17
                                    

Yoongi adımlarını hızlandırarak aşina olduğu barın kapısını açtı ve içeriye göz gezdirdi. Loş ve renkli ışıklarla aydınlatılmış yere gözlerini kısarak baktı. etrafta kendini kaybedercesine dans eden insanlara gözlerini çevirdi. Bir tarafta yuvarlak masalarda oturup konuşan insanlar vardı. Çalışanlar yerinde durmuyor, oradan oraya elindeki içki bardaklarını dökmeden taşımaya çalışıyordu. Yoongi ise olduğu yerde hareketsizce dikilirken tanıdık bir yüz arıyordu.

Normalde olsa Yoongi'nin yaşı tutmadığı için böyle bir yere gelmeyi rüyasında göremezdi. Fakat en yakın arkadaşı Namjoon sayesinde bu yere istediği gibi girip çıkabiliyordu. Abisi barın sahibinin erkek arkadaşıydı sonuçta.

Gözleri kalabalıkta namjoon'u bulunca hafifçe gülümsedi ve adımlarını bulunduğu yöne çevirdi. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde masada oturmuş birkaç kızla sohbet ediyordu.

Namjoon'un kendine has bir havası olduğunu inkar edemezdi Yoongi. Bir ortama girdiğinde insanların dikkatini üstüne çekmekte zorluk yaşamıyordu, amacı hiçbir zaman öyle olmasa bile.

Bara geldiğinde kızlarla sohbet etmekten hoşlansa da onlarla flörtleşmezdi. Sosyalleşmeyi sevdiğini söylerdi hep. insanları tanımaktan mutluluk duyardı.

Yoongi'nin masaya yaklaştığını gören Namjoon gülümsedi ve elini kaldırıp hafifçe salladı.

"Günlerdir gelmiyorsun Yoongi. Çok şey kaçırdın."

Yoongi boş bulduğu siyah eski sandalyeye oturdu ve başını ne oldu dercesine salladı.  Bakışları da masadaki iki kızın üzerindeydi.

Kumral kısa saçlı olan meraklı bakışlarını Yoongi'nin yüzünden ayırmıyordu. Göz göze geldiklerinde gülümsedi ve göz kırptı. Sevimli göründüğünü sanıyordu ama Yoongi oralı bile olmadı.

Kızlara karşı bir ilgisi yoktu. Bunu açık açık herkese söyleyebilirdi çünkü çekinecek birşey olduğunu düşünmüyordu. Etrafındakilerin onu olduğu gibi kabul etmemesini çoğu zaman umursamazdı. Bunun onların kendi kaybı olduğunu düşünürdü.

"Tanrım görmeliydin! Büyük bir kavga oldu ve ambulans çağırmak zorunda kaldılar,"

Hafifçe güldü ve devam etti. "Uzun zamandır böyle birşeye şahit olmamıştım."

Yoongi güldü ve gözlerini devirdi. Burası sakin bir mekandı ve pek olay yaşanmazdı. Kavgaya şahit olmadığı için biraz üzüldüğünü hissetti.

Son zamanlarda bara gelecek vakti olmamıştı. Liseye burslu girmişti ve çalışması gerekiyordu. Her ne kadar çalışmakta nefret etse de okul masraflarını karşılayacak kadar parası yoktu.

Sıkıntıyla nefesini verdi. Namjoon çocuğun bu sıkıntılı hallerini anlamıştı fakat irdelememeye karar verdi. İstediği zaman anlatabilirdi.

Yoongi gözlerini etrafta gezdirdi ve kapının açılmasıyla bakışlarını oraya çevirdi.

İçeriye kızıla yakın kahverengi tonunda saçları olan genç bir adam girdi. Uzun boyluydu ve güzel bir vücuda sahipti. Üstündeki takım elbisesi vücudunu güzelce sarıyordu. Oradaki herkesten farklı oluşu Yoongi'nin dikkatini çekmişti.

Dış görünüşü ben zengin bir iş adamıyım diye haykırıyordu. Yoongi neden böyle birinin bara gelmek isteyeceğini merak etmekten kendini alamadı.

Adam kendilerine yakın boş bir masaya oturdu ve Yoongi'nin ismini duyamadığı bir içki sipariş etti.

"Onun burada ne işi var?" Sesi kızgın değildi, daha çok merak içeriyordu. Namjoon kendi kendine konuşmuştu fakat dediği şey Yoongi'nin ilgisini çekmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

you can be my daddy tonight Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin