01

2.6K 274 186
                                    

"Seni oraya gönderdiklerine inanamıyorum," Jungkook'un teyzesi arabayı kullanırken konuştu. Jungkook oflayıp pencereden dışarı baktı.

"Yani o kadar da kötü değilsin."

"Teşekkürler," acıtatlı bir sesle cevapladı.

Jungkook teyzesini seviyordu. Kız kardeşinden, yani Jungkook'un annesinden, on yaş küçüktü.

"Mola verebilir miyiz? Nerdeyse yolu yarıladık."

"Sigara mı içmen gerekiyor?" teyzesi sordu.

Jungkook ondan sır saklamazdı. Başını salladı. "Tamam öyleyse, market gördüğümüz zaman durabiliriz, öhem biraz atıştırmalık alırız." Marketi gördüklerinde Teyzesi arabayı durdurup, cüzdanıyla beraber indi. 

Jungkook marketin dışında, onun alacaklarını alıp dönmesini beklerken, sigarasını içti. Jungkook yolculuk esnasında 4 saat boyunca Harry Potter okudu ve bu sıkılmasına engel oldu.

"Sadece erkeklerin olduğu bir okul mu?" Neredeyse ulaştıklarında kadın sordu. Jungkook evet anlamında mırıldandı.

"Tuhaf."

"Sanırım kızlarla beraber ortalıkta bir aptallık yapmayacağımdan emin olmak istediler."

"Ama sen eşcinselsin."

Jungkook homurdandı, "Ama onlar bunu bilmiyor."

"Onlara hâlâ söylemedin mi?"

"Hayır, o adam beni öldürebilir." Kadın iç çekti. Doğru olduğunu biliyordu.

"Bak sen şuna, ne kadar büyük bir okul." Jungkook gözlerini devirip, sızlandı, "Bir avuç züppeyle birlikte kalmaya zorlanıyorum."

"İyi olacaksın. Fazla zorluk çıkarmamaya çalış." Kadın, Jungkook eşyalarını bagajdan çıkarırken konuştu.

Jungkook kaşlarını çatarken, cevap vermedi. Teyzesi iç çekti, "Şöyle düşün, burada olmak o kadar da kötü olmayabilir. En azından üvey babanı görmek zorunda değilsin." Jungkook başını salladı.

"Hâlâ Yoongi ile Busan'da olmak istiyorum. Üvey babam zaten eve gelmiyor, ne farkı var ki?" Kadın gülümsedi, "Seni sonra görmeye geleceğim, hoşçakal Kookie."

Jungkook teyzesi gidene kadar bekledikten sonra bir sigara daha yaktı. Yolculuk boyunca stresli hissetmişti. Okulun giriş kapısının yanında bir bank görmüştü, çantasını yere bırakıp oturdu ve sigarasını içmeye devam etti. Telefonunu kontrol edip, Yoongi'ye mesaj attı.

"Jimin, sızlanmayı kes!" Jungkook başını kaldırıp, etrafta muziplik eden iki çocuğa baktı. Birinin grimsi, diğerinin ise siyah saçları vardı.

Jungkook, Jimin'in ateşli olduğunu kabul etmesi gerekiyordu ama diğerine baktığında tek bir şey düşündü. Ha siktir. Aklından kendine kıkırdadı.

"AMA TAEHYUNG, EVE GİTMEK İSTİYORUM!" Jimin kaçmaya çalıştı ama Taehyung onu kolundan yakalayıp kalıya doğru iteledi, "Hadi ama, eğlenceli olacak!" Jimin'in iç çekip, itiraz etmeyi bıraktığını gördü.

Jugkook telefonunun titreştiğini hissettiğinde tekrar bakışlarını oraya indirdi. İki çocuk yanından geçip kapıya doğru gittiğinde Jungkook, onları tamamen unutmuştu, 'Şimdiden seni özledim.' Mesajını okudu.

'Haftasonlarında seni ziyaret etmeyi deneyeceğim.' Yoongi cevap verene kadar bir süre bekledi. 'O zaman zorluk çıkarmamalısın. Haftasonu orada kalmakla cezalandırabilirler.' İç çekti, arkadaşının haklı olduğunu biliyordu. 'O zaman birbirimizi anca sömestr tatilinde görebileceğiz.'

'Piç.'

Jungkook derin bir nefes bıraktı, kulağa biraz da kısa bir kahkaha gibi geliyordu. Telefonunu cebine koyup, sigarasını çıkardı.

Kimse forma giymiyordu, çünkü pazar günündeydiler.

İç çekip, çantasını almadan önce ellerini koyu kahve saçlarının arasından geçirdi. Okul kapısına doğru yürüdü. Büyük okula bakarken, içinden sızlanmayı da ihmal etmiyordu. Kapıları genişçe açılmıştı, tereddütle içeri girdi.

Ofisi hemen buldu. Anahtarlarını ve ders programını alması gerekiyordu. "Buyrun?" Parlak ve nemli cilde sahip kadın genişçe gülümsedi. Kadın utanmadan yakışıklı diye geçirdi içinden. "Merhaba, anahtarlarımı ve programımı almak için geldim." Kadın onayladı.

"İsim ve sınıf?"

"Jeon Jungkook, son sınıf."

Kadın, Jungkook'un program çıktısının yavaşça geldiği yazıcıya dönmeden önce gülümsedi. Jungkook ayağını yere vururkendudağını ısırıyor, dekorasyonu inceliyordu. Her şeyin nasıl burada sonuçlandığına anlam veremiyordu, çok hızlı gelişmişti olaylar.

Kadın program ve anahtarı verirken hafifçe eline dokunmayı da unutmadı. Jungkook zoraki bir gülümseme sunup dışarı çıktı. Anahtarındaki numaraya bakıp odasını bulmak için  hemen üst kata çıktı.

Tekrar içinden sızlandı. Temiz ahşap zemine ve diğer yeni öğrencilere göz attı. Tek istediği hemen odasını bulup uyumaktı çünkü herkesi ve her şeyi görmezden gelmek istiyordu.

Odasını gördüğünde hızla oraya doğru yürüdü, anahtarı deliğe yerleştirip büyük odanın kapısını açtı. Masalar ve dolaplar vardı. Oturma odası gibi bir alan da vardı ve orada da koltuk, televizyon bulunuyordu.

Eğer içeri doğru biraz yürürseniz, küçük bir mutfak da görebilirdiniz. Köşede yatak, kitaplık ve diğer şeyler vardı. Merdiven büyük köşeden bir kaç metre uzaktaydı.

Aynı büyüklükte bir yatak ve başka eşyalar da vardı. Beyaz kapıyı gördüğünde oranın banyo olduğunu anladı. Jungkook alt katta olan yatağı seçmeye karar verdi, her uyumak istediğinde bunun için kavga etmek istemiyordu. Çantasını bırakıp, kendini büyük yatağa attı, "En azından odalar güzel." Yastığında mırıldanıp, yorgun gözlerini kapattı.

"Jimin odana git! Sonra yanına geleceğim!" Çocuğun biri bağırdı. Jungkook gürültülü çocuğa sinir olmuştu. Tek gözünü açarak kim olduğuna baktı.

Çocuk kapıyı kapattığında Jungkook'la göz göze geldi.

Nefesi kesildi, "Sen bankta sigara içen o gençsin!"

"Sen de şu arkadaşına bağıran o çocuksun- Ki hâlâ bağırma işin bitmemiş."

___________

___________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Boarding School || Taekook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin