BİRAZ GEÇ OLDU AMA FIRSAT BULAMADIM YANLIŞ YAZIMLAR İÇİN ÖZÜR DİLERİM TABLETTEN YAZIYORUM.
ve arkadaşlar hakettiği ilgiyi görmüyo diye düşünüyorum ama daha ilk bölüm paylaştıkça okuyan ve ilgi gösteren kişi sayısı artar umarııımmm
-I have a permission from rebelliousmockingjay-
Gözlerimi bir kaç saniyeliğine açtığımda parıldayan güneş yüzünden kör oldum. Bu minik acıyla inledim ve yavaşça gözlerimi açtım ve güneşe göre doğruldum. Dağılmış çarşaflarımın üzerinde yuvarlandım. Alarmım onu dokuz geçtiğini söylüyordu. Harry'nin hala yatakta olup olmadığını kontrol ettim. Tabii ki değildi, hergün dokuzdan dörte kadar çalıştıklarını söylemişti.
Bütün gücünü kullanarak aşağı doğru ilerledim ve hızlıca bir duş aldım. Dün geçirdiğim akşamdan sonra çok ferahlatıcıydı.
Vücudumun etrafına sarılı bir havluyla odama çıktım. Hemen hardal rengi dar pantolonumu ve çiçek desenli üstümü geçirdim. Dışarı çıkmayacağım için süslenmeme veya başka bişiye gerek yoktu ve şuanın çocukların çamaşırlarını yıkamak için en iyi zaman olduğu kararına vardım. Kim bilir ne zamandır temizlemiyorlardır.
Herkesin odasına tek tek gidip yerdeki bütün kıyafetleri topladım. Kesinlikle iğrençti ama Louis'in odasının en berbatı olduğunu söyleyebilirim. Yemek çöpleri her yere fırlatılmıştı ve lekelenmiş kıyafetler yığıntılar arasına karışmıştı.
Çok dolu olmayan çamaşır odalarını kolayca buldum. Sadece çamaşır makinesi ve kurutucu vardı. İlk grubu doldurdum ve çıkmadan önce lekelileri ikinci grup için ayırdım.
İç geçirdim ve koltuğa oturdum. Karnım guruldamaya başlayınca, televizyon kutusundaki saate baktım, 12:30. Çok hızlı geçmiş?! Hemen, kendime sandiviç hazırlamak için mutfağa gittim ve kapı açıldı. Harry'nin bana seslenişini duyana kadar sesssizce bekledim. "Annie? Burda mısın?"
"Mutfaktayım, Harry" diye bağırdım.
Ne kadar aç olduklarını açıklarcasına Niall, Zayn, Liam ve Louis kapıdan içeri doğru koşuşturdular. Onları beslemezsem ölüceklermiş gibiydiler. Söylemelerine gerek kalmadan, 10 dakikamı beşine de sandiviç hazırlayarak harcadım. Harry'nin kendisine yapabileceğini söylemesine rağmen..
"Heşekkür edeğriz" diye mırıldandılar çiğnemeleri arasından.
Kıkırdadım, "Her zaman çocuklar."
"Annie, hayatım gel yanıma otur." Liam yemek masasında yanındaki boş yeri gösterdi.
Tahta sandalyeye oturdum, çocuklar o kadarda mükemmel tasarımcılar sayılmazlardı ama ama apartmanın renklerini ayarlarken iyi iş çıkarmışlar. Özellikle bu oda çok güzel görünüyordu. Duvarlar altın rengi ve yerlerde beyaz halıyla kaplanmıştı, masa yerfıstığı renginde ve ortadaki mumlarda duvarla uyuşuyordu.
"Günün nasıl geçiyor?" sandiviçinden bir ısırık aldıktan sonra sordu Liam.
Saçımı düzelttikterek, "Aslında o kadarda iyi değildi çünkü bütün kıyafetlerinizi yıkadım"
Çocuklar birbirlerine sırıtarak baktılar.
"Hayatımın sonuna kadar eşofman giyiceğimi düşünmüştüm!" diye haykırdı, "Çok teşekkür ederiz, canım!"
Kafamı salladım, "Ah, o kadarda önemli değil. Evde her zaman hem kendi hemde abimin kıyafetlerini yıkmaya alışmıştım."
Abim zevksizdir, ama bu çocuklar onun kadar kötü değillerdi. Tabi Daniel onlardan büyüktü ama konu bu değil. Çamaşır temizliği benim için sorun değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-TRY NOT TO FALL IN LOVE WITH ANY OF BOYS -TÜRKÇE- (Niall Horan love story)
FanfictionÇok okunan Niall Horan FanFiction 'Try not to fall in love any of the boys' artık Türkçe!