Saat 6.30'u gösteriyordu.Kargalar bile kahvaltısını yapmamıştı henüz.Çalan alarmın sesi ile irkildin.Birkaç dakika daha yatakta oyalandıktan sonra ayağında bulunan tek adet çorap ile yatağından kalktın.Yüzünü yıkayıp bit pazarına dönmüş saçını taradıktan sonra kahvaltını yapmak için mutfağa gittin.Bugün SM Entertainment'te ki ilk iş günün olucaktı.Güney Kore'nin en başarılı gruplarından biri olan Exo'nun dans makinesinin (Kai) fotoğrafçılığını yapacaktin.Bunu hatırladıkça git gide kalp atışın hızlanıyor,yanakların kızarıyordu.Aklında ki düşünceleri bir kenara bıraktıktan sonra hazırlanmak için odana gittin.
Sen:Ne giyinsem ki ???Elbise mi pantolon - tişört mü?Bu böyle olmayacak en iyisi Deniz'i arayayım.
Dıııııt... Dıııııt...
Deniz:Alo?Efendim Açelya?
-Telefonu açmak için ne kadar uğraştın,Mısır'dan falan mı geldin açmak için?Neden bu kadar beklettin?
Deniz:Yooo,hiçte bilene.Sandalyemden kalktım,telefonumu elime alıp açma tuşuna bastım.Ta taaa... Bu kadar.
-Neyse boşver,sana bişey söyleyeceğim.
Deniz:Söyle bakalım.
-Bak alıştıra alıştıra söyleyeceğim,sakin ol tamam mı?
Deniz:Tamam ya uzatma.Ne oldu Exo Turkiye'ye mi geliyor,gerçi bunu onlar diyeli 5 yıl oldu ama...
-Bugün SM şirketinde çalışacağım,ilk günüm olucak.Hemde Exo'nun dans makinesinin(Kai)fotoğrafçılığını yapacağım.
Deniz:SM mi, ne...
-Hani Güney Kore'de...
(Diyecekken jetonu ancak düştü.)
Deniz:Neeee???Gerçekten mi,aferin benim akıllı bıdığıma,seni mıncıra mıncıra yerim ben.Biricik Exo-l im benim.
(Yüksek seslerle konuşur.)
-İyi ki sakin ol dedim,az daha bagırsaydın kulaklarım sağır olacaktı.
(Deniz hafifçe güler. )
-Neyse bişey soracağım?
Deniz:Sor
-Bugün ne giyecegime tam karar veremedim de yardım eder misin?
Deniz:Hay hay efendim.Göster bakalım gardrobunun içinde ki hazineleri...
(Kıyafetlerini yatağına sesrersin.)
Deniz:Şu kırmızı bluzu at bi görmesin gözüm .
-Yav destur kızım ya üstü yatağa sermemle söylemen bir oldu.
-Bu nasıl?
-Çok sade
-Bu?
-Çok gündelik
-Peki bu??
-Olabilir amaaa ... yok ya bunu da at.
(Derken Deniz gözünü kısıp birşeye bakıyordu )
-Buldun mu?
-Galiba
-Sonunda,bunu da gördüm ya,artık öldükten sonra gam yemem.
-Şu sarı elbisenin altındakini göstersene.
Deniz:İşte bu be
-Oldu mu?
-Oldu oldu hemde çok güzel oldu.
-Çok teşekkürler,hadi öptüm seni bay baaay.
(Yarım saat sonra yola çıkarsın.)
Şoför:Arkaya ilerleyin...Arkaya ilerleyin...
-Yav abiciğim küçücük otobüs içinde tamam küçük de değil ama içinde bir ordu insan sen hâlâ bozuk plak gibi aynı şeyi tekrar ediyorsun.
(Diye söylenirsin.)
(20 dakika sonra)
Şirkete gelmiştin sonunda fakat 10 dakika süren vardı.Geç kalmamalıydın.SM'de ki ilk iş günündü ne de olsa,hızlı adımlarla müdürün odasına doğru ilerlerken karnının guruldadığını fark ettin,yine de sabretmeliydin.Bi müdürle görüş sonra alırsın,diye düşündün.
(30 dakika sonra)
5 dk sonra çekim başlayacaktı hızlı adımlarla Sturbucks'dan sandüviçinin yanına white chocolate mochanı aldıktan sonra tekrar hızlı adımlarla ilerlemeye başladın fakat tam o sırada birine çarpmaz mısın ama yinede bu bir insandan azıcık sertti, kim olduğuna bakmak için başını yukarıya kaldırmanla gözlerinin karpuz gibi açılması bir oldu.
Arkadaşlar daha ilk bölümüm olduğu için yalnışlarımı çok dikkate almazsanız sevinirim ,sizi seviyorum...
Bu arada 451 kelime ilk bölümden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-PHOTO MACHINE-
FanfictionGüney Kore'de, işinde başarılı olan bir türk kızının Kai'in fotoğrafçılığını yapması.İşler başta iyi gitmese de sonlara doğru aralarında olan ilişkinin ,tatlı bir aşka dönüşmesi.