Ben okul hayatı boyunca notlarını kimseyle paylaşmayan,hırslı,inek öğrencilerden biri olmadım. Ama eğer sevdiğiniz bir bölümde okuyorsanız inek olmanıza gerek kalmadan başarıyı yakalayabiliyorsunuz. Ben Deniz. Lise 3 öğrencisiyim ve sözel bölümü okuyorum. Aslında hukuk istiyorsam eşit ağırlığa gitmem gerekirdi ama matematik nerdeyse Deniz ortalıktan kaybolur.
~
"Yarın okullar açılıyor ama senin hiçbir şeyin hazır değil azıcık kardeşinden örnek al. Ah ah.. onun senden örnek alması gerekiren sen ondan örnek al diye didinip duruyorum." Annem yine nefessiz bir şekilde konuşmaya başlamıştı ve buna sinir oluyordum. Ne yani ben ortaokul çocuğu muyum ? Neyse ne. Şu anda sakin olamazsam büyük bir kavgaya yol açarım ve bunu gözüm hiç kesmiyor. "Tamam anneciğim güzel anneciğim sen merak etme ben gidip alırım defterlerimi başka bir şeye gerek yok ki zaten." İçimden gelmese bile şu anda bu sıcakta kırtasiyeye gitmek zorundaydım çünkü annemle tartışmaya girersem kesinlikle o kazanırdı. Havanın sıcak olmasına aldırmadan her zaman ki şortumu üstüne de göbeği açık tişörtümü giydim. Saçımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra terliklerimi de giyip evden çıktım. İzmir'de küçük bir semtte yaşıyorduk. Babam olmadığı için tüm sorumluluk annemdeydi ve ben kardeşim soneda'nın da masraflarını anneme yükleyemezdim. Bu yüzden lise 1'den beri ne iş bulduysam orda çalışıyorum. Fakat birkaç gün önce patronun 'tiki' kızını patakladığım için işten atılmıştım.
Biriktirdiğim parayla kendimi ve ailemi müdafaa edebilmek için bir boks kursuna yazıldım ve kendimi hazır hissettiğim için 1 hafta önce kurstan ayrıldım. Yaşıtlarım gibi her şeye veya bazı şeylere sahip olamadım hiçbir zaman. Ama unutmayın ki bir insan eşyalarla mutlu olamaz. Bu sıcağa rağmen üst mahallede ki kırtasiyeye sonunda gelmiştim. Tam içeri bir adım atmıştım ki girmemle çıkmam bir oldu. Aman Allah'ım. Daha demin gördüğüm çocuk heykel felandır umarım yoksa bu komik halimle içeri girmem pek mümkün görünmüyor. "Öhöm öhöm neden kaçtığınızı öğrenebilir miyim hanımefendi ?" Dedi bir ses. Arkam dönük olduğu için kimin konuştuğunu kestiremedim ve gözlerimi sıkı sıkı kapatıp 'umarım heykel gibi olan çocuk değildir.' Diye dua ettim. Ardından derin bir nefes alıp gözlerimi açarak arkamı döndüm. "Hiçbir şeyden kaçmıyorum bir kere." Dedim sessiz bir şekilde tıslayarak. Bu karşımda duran 'şey' mükemmeldi. Saçları,gözleri yamuk burnu bile ona o kadar çok yakışıyordu ki oracıkta bayılabilirdim. Hızlı adımlarla içeri girdim ve o 'şey' de arkamdan geldi. "Savaş oğlum ben çıkıyorum 1-2 saate dönerim. Dükkan sana emanet. Şu sevimli hanımefendiyle de ilgilenirsin artık." Kırtasiye sahibinin ses tonundan adeta tatlılık akıyordu. Adamın sesi sanki televizyon reklamlarında yüzü görünmeyen ama herkesin merak ettiği sunucu gibiydi. Adamın sesinin etkisinden kurtulduktan sonra fark ettim ki o anda kırtasiyede sadece isminin Savaş olduğunu öğrendiğim 'şey' ile baş başa kalmışız. "Ya ben 11.sınıf oldum da uygun defterler almak istiyorum bir el atsan olur mu ?" Heyecanlanma Deniz kontrollü ol derin bir nefes al ve sakinleş diye tekrar ettim kendi kendime. "Vay ne tesadüf bende 11.sınıfım ve bu yıl yeni bir okula başlayacağım. Adı da şeydi sanırım, Bornova Anadolu Lisesi." İsminin savaş olduğunu öğrendiğim 'şey' ne kadar da mükemmel bir ses tonuna sahipti böyle. Şu anda resmen bana tuzak kurmuştu ama bu haksızlık şu halimle onu asla tavlayamazdım. "Ne,ne dedin? Yanlış mı duydum ben ? Bende BAL'da okuyorum." Lan noluyordu