Bölüm2/Değişik bir gün.

8 0 0
                                    

Fark ettim ki uzun zamandan beri yazmıyorum nedense durup dururken ilham geldi,ben yine okuyacağınızı sanmayarak yazıyorum :)

Nazlı için ayrı bir zil sesi ayarlamayı aklımın köşesine not ettikten sonra arama sebebini sormayı akıl ettim.

"İşte seni yeni birisiyle tanıştıracağım"

Basmamaya dikkat ederek yürüdüğüm kaldırım taşlarının çizgisine basınca olduğum yerde durup dediğini idrak etmeye çalıştım. Ardından ağzıma engel olamadım.

"Ha? "

Nazlı anaokulundan beri beni benden daha iyi tanıyan en yakınımdan da yakınımdı.Ailesini -babası, annesi ve abisi- bir trafik kazasında kaybetmişti daha 7 yaşındaydı ve birinci sınıftayken yaşadığı bu olaydan dolayı ona daha sıkı bağlanmıştım.

Büyükannesi Songül Teyze ile yaşıyordu. Oldukça güzel bir kızdı benim aksime şekilli sarı saçları ve ela karışımı gözlere sahipti.Bense kumral saçlarım ve nasıl bir renk olduğunu çözemediğim mavi gözlerim ile uzaylıydım. -yazar burada en terbiyeli sözcüğü kullanır ndksk - Düşünce denizimde boğulmadan önce hattın öbür tarafında bekleyen Nazlı için bir kafede buluşmayı teklif ettim.Onayını almadan da kapatıverdim telefonu. Ne yapabilirim yani zaten şok oldum.Alla alla -atarlı gençlik xlsja- Rotamı kafeye çevirip yürümeye başladım. Karşıdan gelen minik kızın benim gibi mavi olan gözlerine tebessüm ettim ama minik kız önüme geçip ellerini beline koyarak beni incelemeye başladı. Şaşkınlığımı üzerimden atıp"İyi Günler " demek için hareketlendim. Fakat minik kız benim ellerime oranla küçük elleriyle bol gelen tişörtü çekiştirdi. Eteğime dikkat ederek hafifçe çöktüm.

"Sorun ne tatlım? "

Gözlerine dikkatli bakınca bana ne kadar benzediğini fark ettim.

Minik ellerini gözlerime değdirince istemsiz olarak gözlerimi kapattım.

-GEÇMİŞ-

'Annemin hızlı adımlarına ayak uydurmaya çalışırken bacaklarıma bakıp iç çekiyordum.Bu kadar kısa olmak zorundalar mıydı? Bir yandan etrafa göz gezdirirken bir yandan da kaldırım taşlarının çizgilerine basmamaya çalışıyordum. Karşıdan gelen bayan dikkatimi çekmişti.O da benim gibi basmamaya çalışıyordu. Annemin elini bırakıp önüne geçtim.Kadın küçümser gözlerle bana bakıyordu.

"Hadi Ezgicim hava karardı, baba kızmasın değil mi? "

"Peki anne"

Aslında o an durmamın bir sebebi vardı çünkü kadın beni tedirgin etmişti. '

Bir anda gözlerimi açıp telaşla etrafıma bakındım.

"Cansu hadi ama acelem var! "

Adının Cansu olduğunu öğrendiğim miniğin

annesine doğru çevirdim kafamı ve o tanıdık tedirginlik hissiyle karşı karşıya geldim.

"Çok özür dilerim"

Nefesimin daralma hissiyle olduğum yerden kalkıp biraz ilerideki kafeye doğru devam ettim.

Herhalde antidepresan haplarını bırakmanın yan etkisiydi. Kafamı sağa sola sallayarak önümdeki ahşap kapıyı ittirip içeri geçtim.Tahta masaların arasında dolanırken,Nazlı'yı ve yanındaki kıvırcık saçlı çocuğu görünce biraz şaşırdım.Sanırım hayal ettiğim "arkadaş" kavramının biraz daha dışındaydı.

Sevecen olmasına özen gösterdiğim bir gülümsemeyle yanlarına ulaştım.

"Merhaba"

Nazlı ile sıkı bir kucaklaşmadan sonra pes eden taraf ben olmuştum.Bu sarılış bir tür -konuşacakçokşeyvar - anlamı taşıyordu.Kulağa biraz saçma gelebilir kıskanmayın ablanızı. Öhöm öhöm sakin Ezgi.Elini uzatan marula -kıvırcıklarla dalga geçmek benim işim yeaah - döndüm.

"Ezgi" diyerek elini sıktım o ise elimi öpüp kendine göre baştan çıkarıcı bir sesle -tamam baştan çıkarıcı ama ben çıkmadım yada çıktım her neyse sevgilin var olooom ayıp be ayıp- Çok töbe kendi kendime konuşmaya da başladım.Ihıöhöhuhö.Hazırım.Bizim marulun bu kibar davranışı karşısında bırakmadığı elimi yavaşça çekip teşekkür mırıldandım.Niye mırıldanıyorsam! Ezgii geldi yine afakanlar. Ay sanane be! Uyuz çocuk senin elini öptü sen hala mırıldanıyorum, kızarıp bozar büyü yavrrum büyüü. Yavaşça ahşap sandalyeyi çekip oturdum. -eheheh çok kibarım-

"Ezoş yüzün hayalet görmüş gibi bir sorun mu var? "

İstemsizce elimi yüzüme götürünce Bora, resmen bıyık altından sırıttı. Ona aldırış edecek havamda olmadığım için.Nazlının meraklı bakışlarına döndüm.

"Iı..şey ben nasıl desem yolda garip bir şey oldu ama sanırım şimdi konuşmak için iyi bir zamanlama değil,daha sonra anlatırım."

Hayır o çocuktan utanmıyorum tamam mı sadece dalga geçer evet evet dalga geçer.

Kendimi hazır bulmuyorken birisine nasıl izah edeceğime karar verememem gayet normal tamam mı! Ezgicim niye atar yaptın şimdi annem sen :)))) Ne piç smile atıyorsun be!

Regl takvimine balta gel yavru kuuş Ay tamam! Töbe yarabbi hadi Ezgi hadi.

Nazlı'nın -senlesonragörüşeceğiz-bakışlarını takmadan -buçocukkim-bakışlarımı çoktan yollamıştım.

Eheheh çok iyi anlaşırız çok.

"Evet kızlar ne konuşacağııııız?"

Şeytan diyor çak ağzına yüzüne,tiki seni, erkek tikisi!

Ay bu çocuk ne kadar gıcık. uyuz. şey. kıvırcık.

"Ben sizi tanıştırmak istemiştim sadece"

Nazlı'ya tatmin olmamış bakışlarımı yollarken gözlerini büyüterek bana dik dik baktı.

"Ne yani siz şimdi sevgili değil misiniz?"

İşte o an Bora kahkahayı bastı.

"Merak etme güzellik sevgilim yok"

"Aaa ne münasebet canım seni mi düşünüyorum ben kıvırcık marul salatası, arkadaşımı düşünüyorum ben sanane be sanane! "

"Tamam sadece hayır da diyebilirdin güzellik.

"Hay senin güzelliğine!"

"Gençler sakin,Ezoşum,Bora benim kuzenim"

HÖNK. "Nasıl yani?

"Kendisi Rusya da eğitim görüyordu o yüzden hiç bahsi geçmedi.

Nazlı'nın mahcup bakışlarına dayanamayıp gülümsedim.

"Pekala öyleyse anlaştığımıza göre kalkın kızlar bir şeyler yapalım. "

"Çok özür dilerim(!) ama benim kalkmam lazım kendimi fazla iyi hissetmiyorum"

"Hadi ya çok üzüldüm" ardındaaan Ezgi ölüüüür!

O. NE. BE!!!

Çocuğun resmen dilinde hızma var. Ay canıııım.Acaba burnumda ki hızmadan dolayı mı göstere göstere dudaklarını diliyle ıslattıı, her neyse kendine gel kendine.

Ben tam kalkmak için yeltenirken o an soruyla durdum.

"Ezgi sadece burnunda mi hızma var? "

Yani şimdi evet desen ayrı dert hayır desen ayrı dert. Baştan gayet normal bir soru gibi gözüksede cümlenin altında yatan anlamı anlamak için sapık bilimi okumak gerekmez. Yani göbeğimde olanı söylesem ayıp mı olur ki. Neyse neyse sen hayır de yinede. Bencede. Aa sana ne oluyor. Hiiç canım sıkıldı. Ay yok yok olmaz böyle azıcık sus sen. Tamam be sustum psikopat seni.

"Hayır " diyerek muallakta bıraktım.

"Nazoş -yazarburadasaçmalığındibinevurur- hadi ben kalkıyorum, akşama ararsın" Ve sıkı bırakırsak kucaklama öpücükler falan filan. Ardından geldi en heyecanlı kısııım. Ayağa kalkma zahmetinde bulunan Bora'nın elinin ucundan tutup öyle mal gibi bıraktım.

Aferin Ezgi.

Hadi marş marş alışveriş merkezine.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bölüm2/Değişik bir gün.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin