Babamın bana bağırmasıyla gözlerimi açtım. Telleri sırtıma batan yatağımdan kalkıp hemen babamın yanına gittim.
- Efendim baba? dedim.
- Bana baba deme! Git kahvaltımı hazırla sonra ne bok yersen ye! dedi.
Benim sabahlarımda böyle işte. O pisliğin kahvaltısını hazırlarım ve o evden gidene kadar da gözüne gözükmem. Neyse, hemen mutfağa gidip kahvaltısını hazırladım. Şimdi hemen formalarımı giymeliyim yoksa okula geç kalıcam. Okul formalarını giydikten sonra mütüşlü fondötenle morluklarımı kapattım ve çantamı aldım. Hazırım. Babama görünmeden hemen ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Koşarak okula gittim ama maalesef derse geç kaldım. Neyse en azından sınıfım nerde diye uğraşmayacaktım çünkü hafta sonu öğrenmiştim. Sınıfın kapısını çalıp içeri girdim.
- Sen yeni misin? dedi hoca.
- Evet. dedim sadece.
- Kendini tanıt ve boş bir yere geç. dedi hoca.
Tahtaya geçtim.
- Merhaba adım Güneş 16 yaşındayım. dedim kısaca ve evet şimdi sıra geldi boş yer bulmakta. Hadi Güneş süpersonik beynini kullan. Bir kızın yanı boştu. Yanına gidip oturdum. Ve hemen kendimi tanıttım.
- Merhaba ben Güneş. dedim.
- Merhaba bende Kumsal. dedi.
Kumsal çok samimi , tatlı ve güzel bir kızdı. ( Kumsal ve Güneş medya da var. Sol da Kumsal sağ da Güneş var.) İkimiz de önümüze döndük ve dersi dinledik. 10 dakika sonra zil çaldı. Kumsal'ın arkasında oturan çocuk;
- Merhaba ben Güney Kumsal'ın arkadaşıyım. dedi.
- Merhaba bende Güneş tanıştığıma memnun oldum. dedim ve gülebildiğim kadar güldüm çünkü güldüğüm zaman yanaklarım acıyor. Pislik yaratık yanağımı çökertti resmen neyse. Güney elini gözümün önünde sallayınca kendime geldim.
- Eee kararın ne? dedi.
- Ne kararı? dedim merakla.
- Kumsal ve benimle arkadaş olmak isteyip istemediğinin kararı. deyince ben hemen;
- Tabii ki isterim! dedim heyecanla.
Kumsal ve Güney bu halime güldüler. Onlar gülünce bende gülmeye başladım. Sonra ki teneffüslerde de hep beraber takıldık. Okul bitince herkes sevinirken ben üzülüyordum.
Bunu gören Kumsal'da işi şakaya vurmak için;
- Güney baksana Güneş bizden ayrı kalacak diye çok üzülüyor onu biz bırakalım mı? deyince o an düşündüğüm tek şey onları kırmadan nasıl reddetmekti ama ben düşünene kadar Güney cevap vermişti bile.
- Tabii neden olmasın ayrıca Güneş bizden ayrılamaman gurumu okşadı. dedi gülerek. İkisinde de öyle birşey vardı ki onlar gülüyosa sizde hemen gülmeye başlıyodunuz. Okuldan çıktık ve benim evime doğru yürümeye başladık. Tabii ben fazla zeki bir insan olduğum için mal gibi gittim evimin önüne kadar onlarla geldim. Neyse sonra Kumsal ve Güney ile vedalaşıp eve girdim. Girmemle babamın bana bağırması bir olmuştu.
- Ulan ben seni bu yaşına kadar orospuluk yap diye mi yetiştirdim! deyince o an he göt sen yetiştirdin!!! demek istesemde demedim ve durumu açıklamaya çalıştım.
- Bak baba o gördüğün insanlar benim arkadaşlarımdı! Ki biri kız biri erkekti! dedim. Oha ilk defa babama bağırmıştım sıçtım ben.
- Bana bağırdın öyle mi!! dedi ve kemerini çıkardı. Yapmaması için yalvarıyordum şu anda ama Dinlemiyordu.
