2.

404 30 47
                                    

Pencerenin  kenarına oturmuş sessizce  yağmur tanelerini izliyordum. Üstümdeki bol hırkayı  çıkartıp  camı açmıştım.

 Soğuk rüzgar ve içeri nadir giren yağmurun damlaları  tenime değiyordu. Bu beni mutlu ediyordu.

Soğuğu  cidden seviyordum.

Bazen dışarıdaki  insanların  bu eve istekle baktığını  görürdüm.

Buranın bir altın kafes olduğunu  bilmiyorlardı.

Gene aklıma o gelmişti.

O pislik  ... Taehyung.

Gerildiğimi hissedince  rüzgarın ve yağmur tanelerinin beni soğumasını  umarak  pencerenin  yanındaki koltuktan kalktım . Açık camdan kafamı çıkartıp   toprağın  güzel kokusunu içime çekmeye başlamıştım.

Düşündüğüm gibi sakinleşiyordum.

Biraz daha yaklaştım  cama kendimi biraz daha sarkıttım  şimdi göz kapaklarımda hissediyordum  yağmuru.

Saç diplerinde hissetmek  için biraz daha kendimi çıkartmıştım. Biraz da olsa saç diplerimde  hissetmek  istiyordum  yağmuru.

Hafif değdiğini hissetmem  ile gri  bol tişörtümün  arkadan sertçe çekildiğini  farkettim.

Çekilmenin etkisi ile tişörtün yakası boğazımı  sıkıştırmıştı  acı ile inleyip  geri adım atmak zorunda kaldığımda.  Tişörtümü  tutan el omzumu  tutup  beni kendine çevirmişti.

Taehyung'tu beni çeken onu görmenin etkisi ile suratımı buruşturmuştum. O bunu fark etmişti  . Benim ondan tiksindiğimi  biliyordu.
Sırıtan suratındaki  biçimli dudakları  şeklini bozmamıştı ama kaşları çatılmıştı. Sinirli bir ses ile suratıma  nefesini üfleyerek konuştu.

"Ne oldu ?! Benden intihar eder mi kurtulmaya  çalışıyorsun ?! " dediğinde bende ona kaşlarımı  çatarak bakmıştım. Beni kendine daha fazla bastırıp omzumu  tutan eli daha fazla  sıkılaşmıştı. Kesin moraracaktı. Konuşmaya devam etti ."Ama burdan atlasanda  bir şey olmaz en fazla bacağın  kırılır." Kulaklarıma  dudaklarını  sayarak ve bastırarak  söyledi.
"Ben istemedikçe  ölemezsin  bile ."

 Fısıltı  halinde  çıkmıştı  bu kelimeler onun ağzından. Fısıltı  olsa bile sesi oldukça sertti  ve surat ifadeside bunu destekliyordu.

Onu itmeye çalışıp  bağırdım itmek ise yaramasada. İfadesi  biraz titremişti.

"Yeter artık ! İnsanım ben İnsan!  İnsanın  ne olduğunu biliyorsun  değil mi ?"

"Sonunda sesini duydum. Evet insansın  ama  benim insanımsın Lee Jian. Benim ... insanım. "

Yere umutsuzca bakıp gözlerimdeki  kurumuş  yaşları dökmeye çalışmıştım ama o kadar fazla ağlamıştım ki artık ağlayamıyordum  bile.

"Benden sıkılacağın  günü bekliyorum. "
Dediğimde  ifadesiz suratı gene gülümsemişti.
Gözlerimi  öpmeye çalıştığında  kendimi geri çekmek istemiştim. Eli sertçe çenemi  tutup  geriye kaçışımı  engellemişti.

Dudağımı  dudağını  dayayarak  konuştu.

"En sevdiğim oyuncağımdan sıkılmak  gibi bir niyetim yok ."

Lanet olsun nefesi ağzıma girmişti. Kendimi kusmamak için zor tutuyordum  dışarıdan  cidden etkiliyici gibi biri görünse de benim için her davranışı  mide bulandırıcıydı.

Beni kolumdan tutup odaya sürüklemişti.
Odanın  kapısını kapatıp  kitlediğinde amacının  ne olduğunu anlamıştım.

Yalvaran gözler ile ona bakmaya başlamıştım.

"Sakın . Yeter! " Diye bağırmıştım  ama üstündeki  siyah gömleği  çıkarmak  ile meşguldü . Gömleğini  çıkarmaya çalışmasını  izlerken  aklıma gelen fikir ile sağa  koştum.

Büyük her tarafı siyah ve kırmızı  desenler ile dolu odanın kendine ait bir ebeveyn banyosu vardı.

Oranın anahtarı  vardı.  Oraya gidersem kapıyı kitleyip  kurtulabilirdim diye düşünüp koşarken .

Belimde hissettiğim  eller ile çırpınmaya  başlamıştım.

Belimi tutan  sıkı iki el beni kendi bedenine  yapıştırmış. Ardından  yatağa atmıştı.

Üstüme doğru gelirken bir canavardan kaçarcasına geri doğru gitmeye başlamıştım.
Çıkarmış olduğu gömleği  karın kaslarını  ortaya sermisti  ama benim gözlerim onun gözlerinde idi.

Eli kemerini gittiğinde  bağırdı.

"Hâlâ  benden  gitmeye , kaçmayı düşünüyorsun  değil mi? "

Bağırmıştı.

"Sana değil mi ?!" Dedim diye biraz daha bağırmıştı.
Cevap  bekliyordu. Bir an gelen cesaret ile onun gözlerine sinir ve az buçuk  dolmuş gözlerim ile baktım.

"Öyle!  Gideceğim  buradan. "

Kemerini çıkarıp pantolonun  düğmelerine gitmişti  eli ."Bunun imkansız  bir seçenek  olduğunun  farkına  var diye yapıyorum  bunları.

Benden gitmek ha ?

Bu senin için imkansız. "

Diye pantolonun dan da kurtulmuştu  yanıma yatağı  dizini koyup  bana yaklaştığında. Yerin ayrılmasını ve içine  girmek istediğimi  fark etmiştim.

 Geriye  doğru giderken sırtım yatağın  başlığı ile bütünleşmişti.  Kenara doğru gidecektim fakat beni saçlarımdan  tutmuş  kendine   doğru  çevirmişti.

"Anlayacaksın. " diye fısıldayıp  acıyan saç diplerimde tutup  kendi suratına  yapıştırdı  benim suratımı.

Suratımı çevirmeye  çalışıyordum  ama olmuyordu. Dudakları  benim soğuk dudaklarım  üstünde hızlıca  hareket ediyordu.
Dudaklarımı  birbirine açılmasın  diye kenetlediğimde açılsın  diye boğazımı sıkmıştı.

Ama açmayacaktım . Gözüm açık onu itmeye çalışıyordum o ise gözlerini kapatmış  beni hissetmek  için uğraşıyordu.

En son sinirle gözlerini açıp saçındaki elini çekmişti  suratını benim suratımdan  saniyeliğine  ayırıp çektiği elin baş parmağını  zorlayarak  ağzıma sokmuştu.

Ağzımı açtığını görünce yeniden yapışmıştı  ama baş parmağı hâlâ  ağzımdaydı.  Onun parmağını ısırıyordum.

Bacaklarımın arasına  kendini zorla sokup boğazımı  yeniden tuttu. Kafamı  başlığa vurduğunda  acı ile ağzımı açtım  inleyecekken ağzıma  onun dili girmişti.

Gene olacaktı.

Gene susacaksın .

Eğer bu kadar ileri gittiyse  onu kesin  durduramazdım.

En son  çırpınmayı  bıraktığımda  dilini dişlerimin  üstünde  gezdirip  ağzımdan  çıktı.

"Uslu kız. " diye suratıma  nefesini üfleyip  boynuma inmişti. Gri  tişörtün yakasını  tutup tek  hamlede yırtmıştı.

Bugün kaçışım yoktu.
Sıcak dudaklarını  boynuma dayayarak  emmeye başlamıştı.

***

Boynumda  , suratımda ve göğüslerimin  üzerindeki  morluklara baktım  çirkin bir mavi ile mor arasında  giden renge bürünmüştü  aynada  kendim ile göz göze geldiğimde bir şeyi fark ettim.

Gözlerim eskisi kadar ışıldamıyordu.

Ellerimi kafama vurmaya başladım.

Tırnaklarımı  kollarıma geçirip boş banyoda  yere çöküp bağıra bağıra  ağlamaya  başlamıştım.

Taehyung  düşündüğümden de zalim oldu.  Umarım beğenmişsinizdir tatlış okuyucular Beğenmediğiniz yerler varsa söyleyin ve yorumlarınızı okumak beni mutlu eder.



Flammable | KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin