Darren'dan aldığım hamburgeri patates kızartmalarıyla beraber kırmızı tepsiye yerleştirdim ve cam kenarındaki masada oturan çocuklu kadına götürmek için arkamı döndüm.
Avcı tam o sırada içeri girdi.
Daha önce gördüğüm hemcinslerinin aksine ortama uyum sağlamaya çalışmamıştı, siyah kargo pantalonuyla siyah uzun kollu tişörtünün arasına sıkıştırılmış tabancasının kabzası parlıyordu. Son birkaç yıldır edindiğim tecrübelerden tek silahının bu olmadığına emindim ama bu bile masalarda oturan diğer insanları ürkütmeye yetmişti, ve
beni de.Louisiana'nın Vermilion kasabasında da diğer güney kasabalarında olduğu gibi normal olmayanlar pek hoş karşılanmazdı. Siparişini götürmekte olduğum kadın üç çocuğunu alıp hızla grillden çıktığında ya da kasabanın şerifi elindeki kolayı bırakıp homurdanarak elini masanın altına, silahına yaklaştırdığında insanların aşırı tepki verdiğini düşünebilirdiniz ama aslında normaldi. Avcı ağır adımlarla yürüyüp barın arkasındaki patronuma doğru yaklaştı, bende barın diğer ucuna oturup tepsideki patates kızartmalarını yemeye başladım. Holly acele adımlarla gelip yanımdaki tabureye yerleşti.
"Adam insan değil gibi görünüyor." dedi fısıldayarak.
"Hayır, o bir avcı."dedim ben de fısıldayarak ama bu saçmaydı çünkü avcının bizi duyabildiğini biliyordum. Vampirleri, şekil değiştirenleri ve diğer doğaüstü yırtıcıları avlamak için duyularınızın en az onlar kadar hassas olması gerekirdi.
"Kasabada birilerini mi arıyor dersin?" dedi Holly ve biraz daha eğildi " Yan komşumu biliyor musun? Hani şu baharat dükkanı açan. Bence o kadında garip birşeyler var, geçen gece su içmeye kalkmıştım ve bodrumunun ışıklarının açık olduğunu gördüm, ayrıca sesler geliyordu."
"Gerçekten mi Holly?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Kendi evinin bodrumuna indiği için seri katil falan olduğunu mu düşünüyorsun?"
"Ama ertesi gün kendisine sorduğumda eski eşyaları ayırdığını söyledi" diye ısrar etti " kim saat üçte bodrumunu temizler ki?"
"Belki senin öğrenmeni istemediği için öyle demiştir" dedim imalı bir şekilde ama Holly farketmedi.
"Kesinlikle" diye gülümsedi sinsice. Bunun üzerine gözlerimi devirdim. O sırada avcı da Jackson'a doğru eğildiği bardan doğrulup bana kısa bir bakış attı ve geldiği gibi ağır adımlarla grillden çıktı. O çıkar çıkmaz Holly hemen yerinden doğrulup Jackson'ın yanına gitti.
" Birisini mi arıyormuş?" dedi yeni bir dedikodu bulma heyecanıyla " bizim kasabadan birini mi?"
" Tam olarak sayılmaz. Aslında buralarda boş bir ev bakıyormuş " dedi Jackson bariz bir şaşkınlıkla.
"Bak işte bu gerçekten ilginç" dedim bende onlara yaklaşarak " kendisi için mi?"
"Bilemiyorum" dedi Jackson " Adam biraz ketumdu. Ama büyük bir yer arıyordu, galiba tek değil."
"Bunu Emma'ya söylemem gerek" dedi Holly heyecanla ve Jackson bakışlarını görünce " Tabi mesaiden sonra " diye ekledi hemen.
**********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Phytia
VampireKathleen Vermillion'da doğmuş, araba sürmeyi burada öğrenmiş, ilk öpücüğünü burada almıştı. Büyük ihtimalle diğer bütün ilklerini de bu kasabada yaşardı. Nihayet burada da ölürdü; aynı büyükannesi, annesi ve babası gibi. Tabi çalıştığı Grill'e gelen...