Okulun pencerisinden dışarı bakarken o kadar dalmıştım ki kaçıncı derse geldiğimizin farkında bile değildim. Okulun bahçesindeki öğrencilerin her biri kendi çapında eğleniyordu çünkü bu gün okulun ilk günüydü. Bazıları yeni arkadaşlıklar edinirken bazıları da sadece benim gibi bir köşede oturmuş bi an önce okulun bitmesini istiyordu. BEN KİM MİYİM? BEN PINAR ÇELEBİ. İzmir Ekonomi Üniversitesi Mimarlık Bölümü 2.Sınıf öğrencisiyim. Ailemin tek kızıyım ve bundan dolayı biraz şımarık büyümüş olabilirim. İstanbul'da doğup büyümeme rağmen iki yıldır eğitimim için İzmir'de tanışmış olduğum arkadaşlarımla yaşıyorum. Tabi kuzenim olacak Kibarcığım da buraya alışmama çok yardımcı oldu. Sessiz kalıp düşünmek en sevdiğim aktivitelerden biri çünkü sadece yapmacık olan insanlardan uzak kalınca yaşadığımı fark edip nefes alabiliyorum. İstanbul'dan yeni dönmeme rağmen ailemi çok özlediğimi ve şimdiden burnumda tütmelerini yalanlayamam. Pencerenin önünde oturmuş ailemi düşünürken beni bu düşüncelerimden alıkoyan bir numaralı bacım Beyza oldu. Beyza; tayfada bulunan en şan şakrak kişiliğe sahip insan.onunla vakit geçirirken zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Beyza ailesiyle birlikte olduğundan okula yeni geldi ve onu yeni gördüğüm için kendisine büyük bir özlemle sıkı sıkıya sarıldım.
- Pınar Allahını seversen ne yapıyosun burda. Hatice ile kafede oturmuş seni bekliyoruz. - Sende hoş geldin Beyzoş. -" Hoş buldum canım. Şimdi kalkıyorsun buradan ve benimle geliyorsun."dediğinde beni bu yalnızlığımdan çıkarmak istediklerini anladım. Bundan dolayı itiraz etmeden "hadi gidelim o zaman "dedim ve annemle babamı düşünmeyi bırakarak üniversitenin Kafesine doğru ilerledik. Kafe üniversitenin içinde küçük bir yerdeydi. Sınıftan çok orada vakit geçirirdik diyebilirim. kafeye bu yılda önceki yıllar gibi badana boya yapmışlardı ama bu yılki rengi geçen yıla göre daha çok sevimli görünüyordu. Krem ve tos pembe renkleri çok güzel bir hava katmıştı kendisine. Beyza'yla kol kola içeri girdiğimizde Hatice bizi görüp el sallamaya başladı. Hatice'yi görmemek mümkün imkansızdı. Bunun için miyop olmak gerekirdi diyebilirim.
Hatice'nin yine ilgi çekiciliği üzerindeydi. Aslında Beyza'da güzeldi ama her zaman çekici olan Hatice'ydi. Bundan dolayı kıyafet ve makyaj seçiminde kuaförden önce Hatice'nin yanında soluk alırdık.
Ağzım kulaklarımda yanına vardığımızda "selam"dedim. Sonrada sanki yıllardır birbirimizi görmüyormuşuz gibi sımsıkı sarıldık. O kadar çok alıştım ki onlara bir saat görmesem bir yıl görmemiş gibi özlüyordum.
İçeceklerimizi sipariş ettikten sonra hepimiz can kulağıyla Haticeyi dinlemeye koyulduk. Yine erkek arkadaşlarıyla neler yaptığını anlatıyordu ve tabi sonrada ayrıldığını. Hatice çorap değiştirir gibi erkek değiştiren bir tipti. Onu dinlerken karnıma kramplar giriyordu artık.
Haticeyi güle oynaya dinlerken siparişlerimiz geldi. Tam meyvesuyundan yudum alacağım sırada kızların gözleri üzerime dikildiğinden utana sıkıla bardağımı geri bıraktım. " NE OLDU?" -"Hayatında hala kimse yok mu "diye sordu Beyza.
Beyza cıvıl cıvıl olduğu kadar aynı zamanda da ciddi bir kişiliğe sahipti. Beyaz tenli ela gözlüydü ve kakül saçları kendisine çok yakışmaktaydı. Tek sorun çok zayıf olmasıydı. Bazen Afrika'dan gelmiş muamelesi yaparak ha bire yedirirdim. - Hayır yok. Hem ben vekaletimi Haticeye verdim o benim yerime de bir iki tane tavlar. -" İnanmıyorum sana ya. O pencerenin dibinde bir gün kuruyup kalacaksın o olacak en sonunda"diyen Beyzaya döndüm. -Ben halimden memnunum. -" Ama biz memnun değiliz. Kızım ne ver yani biraz sosyalleşsen. Bizden başka arkadaşın yok resmen"diyen Beyza'ya gözlerimle 'rahat bırakın beni' mesajı verdim.
Gerçekten de öyleydi çünkü hiç sevgilim olmadı. Gelen tekliflerin hepsini geri çevirdim hep. Bu tür konularda asi tavrım hep ortaya çıktı. - Ne güzel geçenlerde yakışıklı bir çocuk teklif etmişti ama sen ne yaptın kafasını kırdın çocuğun. Bari bıraksaydın da be kapsaydım. Kafasını kırdığından beri çocuk, bizi ne zaman görse kaçıyor. Hatice'ye bıkkın bir şekilde dönüp "o zaman sana teklif etseydi. Hem o zaman belki kafasını kurtarırdı."dememle hepsi bana umutsuz vaka bakışı attılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Teen FictionHİCRAN DOLU BİR GENÇ KIZIN HİKAYESİ VE HAYAL KIRIKLIĞIYLA DOLU YAŞANTISI.