Yaklaşık 20 dakikalık bir uğraş sonucu, bahçede bulunan meşe ağaçlarından birisine güzel bir salıncak kurmayı başarabilmiştim.
Ağacın dallarından geçirdiğim ipleri papatyalar ile süslerken, diğer bir yandan da parmak boğumlarımın arasına sıkıştırdığım sigaramı derince içime çekerek ciğerlerime buyur ediyordum.Bu kaçıncı dalımdı bilinmez, başım hafiften dönmeye başladığı vakit abarttığımın farkına varabilmiştim.
Bahçenin her bir köşesinde bulunan ışıklandırmalar sayesinde görüşüm oldukça netti. Parmaklarımın arasında sönen izmarit çöpünü ağacın köküne bastırarak küllerin ağaçtan yavaş yavaş dökülmesini seyretmiştim.
Kafama örttüğüm siyah kapüşonlumun şapkasını indirerek, elektriklenmenin etkisi ile dağılan saçlarımı; kafamı iki yana sallayarak düzene sokmuştum.
Evimizde bize kahve hazırlayan bedene küçük bir sürpriz yapmak istemiştim. Şu cümleyi beynimde tekrarlarken yüzümde oluşan gülümseme her şeyi açıklıyordu sanırım. Evimizde, bizim evimizde, bize kahve hazırlıyordun.
Saçlarınla oynayacağım dedim kendi kendime, dudaklarımı çenene dayayacağım ve bana sarılacağın sessiz bir gece için 'beklediğim tüm sabahlar sen ol' diye yalvaracağım. Bunu usanmadan her gece yapacağım. Sana her gece yalvararak burnunun dibinde biteceğim.
Kendi kendime verdiğim sözler sonucunda adımlarımı bahçede bulunan minderli oturma grubuna yöneltmiştim. Kulağımın arkasına sıkıştırdığım sigara dalını sehpanın üzerine bırakarak, evin içerisinde bulunan bedenine hızlı olması gerektiği hakkında ufak bir uyarıda bulunmuştum.
Lâkin her zaman olduğu gibi ses soluk işitememiştim.
Alışkındım bu sükûnete, yine de vazgeçemiyordum işte.
Yaptığım saçma sapan davranışlar aklıma yatmazken elimle yüzümü sıvazlamış ve kendimce bir şeyleri düzeltmem gerektiğini düşünmüştüm. Böyle olmazdı, olamazdı. Parmak uçlarım saç diplerime baskı uygularken kurumuş dudaklarımla kendimi yatıştırmaya çalıştım.
"Kendine gel Jongin.
Kendine gel, kendine gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merak | SeKai
Fanfictionben dünyanın kargaşasına yetişemiyorum. biraz duralım, soluklanalım, lütfen.