-1- Sen kimsin?

44 0 0
                                    

Sonunda iple çektiğim yaz tatiline ve İzmir'e kavuştum ama bir aile faciasının tam ortasındayım sanırım. Özetlersek, okullar tatil oldu ve biz cümbür cemaat; yani annem, ablam  ve ben İzmir'deki anneannem ve dedemin yanına gidiyoruz. -her yaz olduğu gibi- Biz güzel bir yaz planlarken annem ile babam boşanma kararı aldı ki bu saçma karar yüzünden 1 hafta okula gitmedim. İzmir'e geldiğimizde de annem ve babam artık birbirinden bağımsız iki özgür birey olmuştu. Bu beni çok üzüyor.

Sıla ile -kuzenim- bu boğucu aile muhabbetinin içinden sıyrılıp odama gittik.

"Valla hiç konuyu uzatmayacağım, kaşı dairenize bir çocuk taşındı Damla. Felaket ya felaket, görmeliydin. Ben daha önce böyle taş bir çocuk görmedim. Haberin ola... Sonra başkaları kapınca gelip omuzlarımda ağlarsın. Heheyt!"

"Saçmalama Sıla. Benim zaten bir sevgilim var, Mete'yle birbirimizi çok seviyoruz ve çok da mutluy.."

"Sen onu benim külahıma anlat, mutlu musunuz? Bütün kış telefonda dert yanan sanki başka biriydi."

"O o zamandı. Benim bikini falan almam için bir yerlere gitmem gerek. Gelince mesaj atarım sana gelirsin yine bize."

"Aaa ben de seninle gelicem:)"

"Aklından bile geçirme, biraz kafa dinlemek istiyorum Sıla"

diyerek onu zorla da olsa odamdan çıkarmayı başardım. Bu kız dedikoducunun önde gideni. Kuzenim diye söylemiyorum gayet de aptal. 

Dışarı çıktığımda acaba bu yaz denize falan girmesem mi diye düşündüm çünkü gerçekten buharlaşmak üzereydim. Bu ne sıcak böyle! Bu kararımdan da vazgeçip bir avm nin yolunu tuttum. İçeri girdiğimde o kadar ferahlamıştım ki.. Serin, sakin ve az insan vardı. İşte tam benlik bir mekan. Sanırım bugün biraz da olsa şanslı günümdeyim çünkü tam karşımda bikini satan bir mağaza vardı. Aceleci adımlarla içeri girdiğimde buranın tam benlik bir mekan olduğu düşüncesinden de vazgeçtim çünkü içerisi insan kaynıyordu.  Tamı tamına yarım saatlik bir arayıştan sonra hem tarzıma hem de bu yazın modasına uygun bir bikini bulmuştum. Tam cüzdanımı çıkarmıştım ki arkadan bir ses geldi.

"İyi seçim, sana yakışçağını umuyorum."

"Ne diyorsun sen ya? Ne kadar küstahsın. Kendi işine bak lütfen."

Uzun boylu -neredeyse 1,90- , kumral, hafif sakallı ve iki yanağında gamzesi olan bir çocuktu. TAM BİR FELAKET. Allah'ım.. Çok yakışıklıydı. Kafamdan bu düşünceler geçerken kasiyerin sesiyle kendime geldim."

"150,99 efendim"

"Nee? Bu bez parçasına bu fiyatı asla veremem."

"Anlamadım?"

Tam o sırada yine o çocuğun sesi geldi. 

"Ben ödüyorum parasını."

"Senin ödemene ihtiyacım yok. Ne kadar ukalasın ya?! Niye sürekli bana karışıyorsun?"

"Bilmem, belki de çok güzel olduğun içindir."

Buna daha fazla dayanamayacaktım, bikiniyi de kasada bırakıp çıktım. Bir de inat olsun diye çocuğa omuz attım. Tam bir hanzoydum ama bunu hak etmişti.

Sinirli adımlarla eve doğru yürüyordum. Tam eve geldim ki kapıda yine Sıla vardı. Ben kurtulamayacak mıydım bu kızdan?! 

"Ne var, sana mesaj atıcam demiştim."

"Bikini almadın mı?"

Sıla!ya bikini alamadığımı ve başıma gelen olayları tek tek anlattım. Şaşkınlıkla dinleyip keşke çocukla kahve içseydin diye bir ton şey geveledi. 

"Neyse ben yorgunum, biraz uyuyacağım Sıla." diyerek onu evine kovdum. Amma da iyi yapmıştım.

Tam kapıyı açıcaktım ki karşı daireden 'vaay vaay vaay' diye ses gelmeye başladı ki ben bu sesi bir yerden tanıyordum. Arkamı döndüm ve tam ağzımı açacekken dona kaldım çünkü mağazadaki o yakışıklı çocuk tam karşımdaydı. 

"Bir de beni takip mi ediyorsun. Şimdi polisi arayacağım git buradan."

"Sen kimi nerden kovuyorsun küçük hanım." diyerek çıkıştı. "Biz ailecek buraya taşındık. Ha emin ol senin burda oturduğunu bilseydim taşınmazdık." Elinden bir paket çıkardı ve benim için olduğunu söyledi. "Bunu sana almıştım, orada beğenmiştin ya. Senin burada oturduğunu bilmiyordum ama bir şekilde öğrenip bunu sana verecektim."

"Sen ne kadar gerizekalısın. Bunu isteyen mi oldu?" Hem kabul edemezdim. Daha çocuğu tanımıyorum bile hem o kadar aptal bir tipti ki bununla işim bile olmaz benim. 

"Aaa oldu mu bu şimdi?" diyerek poşeti fırlattı. "İçinde telefon numaram da var. Sonuçta komşuyuz. Bu yakışıklı delikanlıya ihtiyacın olur" diyerek kapıdan içeri girdi ve kapıyı kapadı.

Sinirden ağlamak üzereydim. Koşarak odama çıktım ve bir güzel sinirlerimi boşaltmak için ağladım. Bir insan nasıl bu kadar kendini beğenmiş olabilir anlamıyorum. Elimi yüzümüyü yıkamaya gidecekken telefonum çalmaya başladı. Bu çocuk kesin telefon numaramı da bir yerden bulmuştur diye kendi kendime söylenirden arayanın Sıla olduğunu gördüm.

"Efendim Sıla? Sana uyuyacağımı söylemiştim."

"Biraz uyu sonra seni almaya gelicem, bu akşam bizim arkadaşlarla aramızda bir parti var veeeee sen de davetlisin tabii ki. O yüzden itiraz istemiyorum ve geliyorsuuuun."

"Hayır gelmeyeceğim."

"Bal gibi de geleceksin, izini de koparttım. Biraz dinlen. Saat 8'de seni almaya geleceğim."

Aslında gitmek istiyordum. 8 ay boyunca kafamı derslerden kaldırmadığım için bu bana iyi gelebilir diye düşündüm. Hem izin de benden habersiz çoktan alınmıştı. Ne giysem diye düşünürken uyuyakalmışım ve Sıla'nın

"Amaaaaaaaaaan, daha sen uyuyor musun?" diye bağrışıyla uyandım.

"Niye bağırıyorsun ya? Unutamaz mıyım?"

"Hadi kalk hazırlan da sana bir güzel makyaj yapalım."

"Abartma istersen." diyerek yataktan kalktım. Bir güzel hazırlandık ve Sıla'nın da ısrarıyla makyaj yaptık.

Partinin olcağı alana gelirken bir sürü adam takıldı peşimize. En sonunda arkamı dönüp bir güzel haşladım onları. Bu akşam benim için çok güzel olacaktı. Bir sürü balonlarla süslenmişti burası. İlk defa böyle bir yer görmüştüm. Hiç alışık değilimdim böyle yerlere. 

Parti başlamıştı ama ben hiç eğlenmiyordum. Herkes kendi arasında muhabbet ediyordu ki

"Herkes buraya baksın. Ben Mete ve şimdi sevdiğim kızı size göstermek istiyorum. Seda gelir misin. Seni çok seviyorum. Umarım teklifimi kabul edersin."

Bunun ne kadar aptalca olduğunu düşünürken orada duran Mete'nin benim sevgilim ve HENÜZ AYRILMADIĞIM sevgilim olduğunu fark ettim. Kafamdan kaynar sular dökülüyordu bildiğin.

"Mete?" diye bağırdım. O an herkes bana bakmıştı. Mete de dona kalmıştı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Oradan uzaklaşmaya başladım. Hiç bilmediğim bu İzmir'de eve nasıl döneceğimi takmadan bir aradan başka araya giriyordum. 2 senelik erkek arkadaşım şimdi benimle birlikteyken başka bir kıza açılıyordu. Kim bilir bunu kaç kere yapmıştı ve ben bunu bilmeden 2 sene onunla birlikteydim. Tam o sırada kolumdan biri tuttu. Eli o kadar yumuşaktı ki başıma neler geldiğini unutum o kişiye sarılabilirdim. Birden bu düşüncelerden sıyrılıp

"SEN KİMSİN? Bırak elimi." diye bağırıyordum. Bir yandan da 'imdat' diye laflar çıkıyordu ağzımdan. Sanırım "Biri beni kaçırıyoooor."

"Şşş.. Sakin ol ya benim Can. Karşı komşunuz. Koşarak uzaklaştığını gördüm ve başına bir şey gelir diye telaşlandım. Korkutmadım seni umarım."

Sanırım o an düşüp bayılacaktım. Gözleri gecenin karanlığında bile masmavi bir şekilde parıldıyordu. Gerisini hatırlamıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEN KİMSİN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin