Evet okul zamanı. Biliyorum dışarı çıkmamam gerek ama bu sadece akşam için geçerli. Çanta mi alıp evden çıktım. Okulun bitmesine az kalmıştı. Derslerim idare ederdi. Evet, araba mi Kaykay mi? Saatine bakıp, "araba" diye mirildandim.Aslinda normal olarak Kaykayı seçerdim ama neyse bugün acelem var. Üvey annem ve babam (Patrick&Rose) akşam yemeğine geliceklerdi.Daha 18'imi doldurmamış oldugum icin ya yethimaneye yada üvey anne baba ile yaşamayı seçecektim ikiside aynı sey gibi görülebilir ama degil eğer yethimaneye gidseydim en az 1 yil orda beklicektim.Hemen Anne Babamın olmasi daha iyi bence neyse. Arabaya binip oradan uzaklaştım.
Okula varınca arabadan inip, kilitledim. Okulun popüler kızlarındanim. Tek bir fark vardı, oda Onlar gibi havalı değildim. Okula girdikten sonra, Martin yanıma gelip yanagimdan öptü. "Nasılsın bebeğim? " Dedi. Martin de benim gibi bir melek. Zaten beni korumak ile görevli. "İyilik sen?" Aynı zamanda sevgiliyiz, "bende iyiyim. Yeni gelen sarı çocuğu gördün mü? Yani çakma sarı." Olumsuz anlamda başımı salladım. "Gostersene"diyip onu çekmiştim eye başladım. Bahçeye çıkmıştık. Martin elimden tutup, "işte, orada." Diyip ilerledi. Onu takip edip bende ilerledim. Çocuğa tam laf atacak iken "dur!" Diye bağırdım. Çok garip bir şey olmuştu. Bir şey beni onunla konuşmam için itikliyordu."Bu çocukta farklı bir şeyler var. Ve o şey her neyse beni kendine çekiyor.Gidip Bi konuşmaliyim Martin."Diyip Çakma sarışının yanina doğru gittim . Okulun banklarında oturuyordu. Elinde telefonuyla mesajlasiyordu sanırsam. Önünde 1-2 dakika dikildikten sonra elindeki telefonu aldim. Bana öyle bi bakışı vardi ki " ne o? hiç mi gercek kız görmedin " diyerek sirittim "kendini pek fazla begeniyorsun galiba" diyip oda sıritti. Bu sefer yüzünü asan tarak ben olmuştum. "Her neyse yeni gelmişsin okula Merhaba diyelim dedik ama fazla ukalasin" diyip ayağı kalktım ve arkami dönerek yürümeye başladım, "hey! Bekle biraz." Diyince gülümsemem bütün suratıma yayıldı ve tekrar ona doğru döndüm. "Ne var bay ukala?" , "ismim ukala değil. Niall. Sende Angela olmalısın." Diyip elini uzattı. Gir eline birde yüzüne baktım ve "ismimi nereden biliyorsun." , "bir kaç kişi konuşurken duymuştum." , "görünüşe bakılırsa ismimi söylerken yüzümü de tarif etmiş olmalılar." , "Aa Hayır. Sadece tahmin diyelim. Biraz kendini beğenmiş Dedi lerde oradan anladım." Pis pis sıritiyordu. "Birdaha karşıma çıkma." Diyip tehlikeli bakışlar attım. Ve tekrar ders.Dersler gercektende sıkıcıydi . Ben en Arkada yalniz takilirdim.Ogretmenler zili calar calmaz bizim dakik olan makyaj guzeli tarih Öğretmeni kapiyi nerdeyse kirarak iceri girdi .Kitaplari cikarin diye soylenirken kapi caldi veee bilin bakalim iceri giren Kim evet bizim Çakma sarışın. Adi neydi ha Niall Dimi Niall'dı diye düşünürken tek bos yer benim yanim oldugu icin yanima oturdu . Dersi öyle bi kaynatmışızki öğretmen bizi disari atmisti.Ben kantine dogru ilerlerken arkamdan sesleniyodu "hey nereyee" , "cehennemin dibine! Gelmek ister misin?" , "sens varsan tabikide." Buda ne demek. Gittikçe uyuz oluyorum bu çocuğa. "Martin dediklerini duysaydi seni gerçekten cehenneme yollardi" , "oda kim?" , "sevgilim." Diyip kantindeki masalardan Birine oturdum. Ardından niall gelip karşıma oturdu. "Orası dolu." , "tanrı aşkına ortalıkta kimse yok. Herkes derste nasıl dolu olabiliyor?" , "kantinciyle otururum sanane?" Bir kahkaha atıp. "herneyse Angela. Bana biraz kendinden bahseder misin?" , "Hayır." , "hadi ama sadece arkadaş olmak istiyorum." Pes edip, "Pekala. Annem babam üvey. Yetimhanede kalmamak için böyle bir şey yaptım. Hayatımdan nefret ediyorum. Martin olmasaydı yaşamazdim herhalde. Onu seviyorum. gerçek annem babam birer ölü. Bu kadar sıra sende." , "hmm üzücü bir durum. Adım niall James horan. Biliyorsun. Annem babam ayrı. Ben 5 yaşındayken ayrılmışlardi. Abim var, Greg. Evli Teo adında bir yeğenim var. Hayatımı seviyorum. Ve dövmeleride. Bu kadar." , "iyi. Ben gidiyorum. Görüşmek üzre niall." , "hey dur. Telefon numarani verir misin?" Elinde tuttuğu telefonu alıp telefon numaramı yazıp aradım. Ve kapattım. "Al işte oldu." Arkami dönüp yürümeye başladım. "Görüşürüz." Derken arka dönük bir şekilde yürürken sağ elimi kaldırıp "bay." Dedim. Son zildi sınıfa çıkıp eşyalarımi toparladım ve okuldan çıktım. Araba mı sürerken yüksek sesle müzik dinliyordum. Takii önüme o çıkana kadar olamaz, hayır.
Olamaz, niall ' a çarptım. Hatta çarpmadim direk ezdim. Neden endişelendiriyorum ki? Martin in yanına götürmeliyim. O belki birseyler yapa bilir. Niall i alıp arabaya taşıdım. "Angela. Angela benim olacaksın ve seninle mutlu ve tehlikeli bir hayatımız olacak. (oksuruk) ve bir tane kızımız olacak aynı senin gibi, bir tane de oğlumuz. o ikimizde benziyor. Senin ne olduğunu biliyorum angel. Tehlikeli olsan da benim olacaksın. Bunu rüyamda gördüm." diye fısıltı geldi niall dan. yüzüm düşmüştü. Nasıl yani? Niall Biliyormuydu? ve bir insan. Sadece rüyadan ibaret olmamalı. "Güzel hayal niall." Diyip güldüm. Ne tesadüf ki dün rüyamda bende aynı şeyi gördüm. Bir kız ve bir erkek çocuğu. Niall ve ben mutluyduk. Hemde hiç olmadığı kadar. Eve varınca arabadan inip Niall in oturdugu kapıyı açtım. "Martin! !!" Diye bağırıp Niall i sürüklemeye başladım. Martin onu bacaklarından tutunma daha rahat içeriye taşıdık. Ne yazikki annem v3 babam bugün gelmeyecek. Bu iyi oldu. yemek iptal. "Onu ezdim. ve senin iyileştirme gerekiyor." Martin in insanları iyileştirme gibi değişik gücü vardı. Benim ise şimdilik su kuvvetim vardı. Yani istediğim suyu istediğim şekilde hareket ettire biliyorum.rahat içeriye taşıdık. Ne yazikki annem v3 babam bugün gelmeyecek. Bu iyi oldu. yemek iptal. "Onu ezdim. ve senin iyileştirme gerekiyor." Martin in insanları iyileştirme gibi değişik gücü vardı. Benim ise şimdilik su kuvvetim vardı. Yani istediğim suyu istediğim şekilde hareket ettire biliyorum.Herneyse Martin Niall ile ilgilenirken Niall'ı dikkatlice süzüyordum o Mavi Gözleri O Çakma sari saçları ve o dudaklari.. ah nediyorum ben Kendine Gel Angel Senin Martinin var diye iç sesimle tartışırken sanirim Niall uyanmaya başladı. O sirada Martinin bi işi çıktığı icin konseye her ne kadar gitmek istemese gitmesi gerekiyordu. Martin gittikten 5 dakika sonra ben Mutfakta Tıkınırken Niall'ın bana seslendiğini duydum . mutfak kapisindan Başımı çıkarıp Niall'a bakmaya çalışıyordum. O sırada kapı çaldı, Martinin gelmesi bu kadar kısa olamazdı Her ne kadar şüphelenilen bir durum olsada illa bakmam gerekiyordu kapının yanina gittim ve durdum tam acicakken 'Dikkatli ol Angel' diye mirildandigini duyar duymaz kapiyi actim vee evet ortalikta kimse yoktu Bi küfür savurup kapiyi sertçe kapadim sonra yine mutfağa ilerlerken Boynumda ufak bi sızlama olduğunu fark ettim.önce ufak bi aridir diye takmamistim ama gercekten arısı gid gide artiyordu. Ve en hatırladığım sadece gözümün kararmasiydi. Gözlerimi açtığımda televizyonun önünde koltukta uzanır bi halim vardi . Martin olmadigi icin etrafa bakinip Niall'ı arıyordum.Niall'ı gördüğümde yanimda oturuyordu. O kadar yakindikki nefesi yüzüme vuruyordu.Ama dikatimi ceken şey ikimizinde ayni yerde ayni sekil bi doğum lekesi oldugunu fark etmistim birden yerimden kalkim 'Hiç dövmen varmi ' Diye sordum cevabı ise 'hayir sadece doğum lekem var. Ama dövmeleri severim.' oldu o sirada yine kapi caldi vee geleni öğrenmek için kapıya doğru ilerledim, Martin. "Neden çabuk geldin?" , "3 saat oldu bebeğim. Hey sen iyileştin demek. neydi niall." Diyip benim belimden tutup kendine doğru çekti ve dudaklarımdan öptü. Ondan ayrılıp, "niall aç misin?" , "aa sen uyurken birseyler yemistim. Gitsem iyi olur." Diyip ayağı kalktı. "Ben lavaboya gidiyorum." Diyip Martin yanımızda ayrıldı. Niall kapıyı açmıştı tam çıkacak iken, "hey niall. Baygınlık birseyler söyledin rüya sen ve ben çocuk gibi saçmaliklar." , "dediğin gibi saçmalama olmalıyım." Diyip güldü. " saat 7 artık gerçekten gitmeliyim. " , "ne!!! 7 mi?" ben saat 7 de kötü bir Melek oluyorum. "Görüşürüz." Diyip kapıyı direk kapattım. Saatten emin olmak için son bir kez duvar saatine baktım. Evet tam 7 neden dönüşmuyorum. Hadi ama hazırım. Martin lavobodan çıkınca "saat 7 ve dönüşmedim." , "seninle bu konu hakkında konuşacağım. Otur Angela ve lafımi bölme. Bal beni sevmediğini biliyorum. Lanet olsun ki sevdin sanıyordum. Niall dan uzak durmayı denemelisin. Yoksa senin de sonun baban gibi olucak. Sanırım bundan sonra sadece seni koruyacağım. Sözümden çıkmayacaksin. Evin yakınlarındayim. " Diyip çıkıp gitti. Hiç bir şey hissetmiyorum. En ufak ağlama duygusu bile yok. Sanırım bende sevdim sanıyordum. Her neyse ben neden dönüşmedim? Cevabımi hala alamadım. o arada dış kapi tekrar açılıp, "bu arada insana aşık oluyorsun diye dönüşmedin" diyip gitti. Ne ben niall a aşık olamam! Y-ani bu olamaz!