Ezra sadece arkadaşıyla buluşmak için öylece kafede oturmuş arkadışını bekliyordu. Başına neler geleceğini nereden bilebilirdi ki? Hangimiz geleceği görüyoruz ki değiştirelim...
Ezra: Of! Nerede kaldın Özge? Bir de " Biş dikikiyi iridi ilirim" diyordu. Ne beş dakikası hey maşallah beş saat olacak ha! Of arayım şunu bari.
Ezra: Napıyorsun neredesin sen ya??!
Özge: Geliyorum yoldayım sen napıyorsun?
Ezra: Seni beklerken yaşlanıyorum napiyim işte.
Özge:Az sabret gelicem yaw ne sabırsızsın Ezra yaa!!
Ezra: Of hızlı ol sabahtan beri az sabrediyom zaten!!
Özge: Çok sabret o zaman. Dolmuşa biniyorum geleceğim şimdi 10 dakikaya oradayım. Hadi bay bay!
Ve Ezra'nın yüzüne kapattı. Ezra tahmin ediyordu. Özge yine hazırlanırken vakit kaybetmişti. Süslü püslü, çıtı pıtı bir kızdı. Ezra ile 6 yaşından beri arkadaştılar. Yani 13 yıldır. Fakat Ezra'nın hepsinden ayrılması sadece 5 saniye sürecekti. Ailesinden, arkadaşlarından... Hepsinden ayrılacaktı.
Ezra: Bari o gelene kadar sosyal medyada geziniyim eheheh.
Ve kafasını telefona çevirip telefonunda gezinirken birden gözü havaya ilişti. Her yer kararmıştı ve ortalıkta kimse yoktu.
Ezra: Ne ara akşam oldu be? Saat kaç ki?
Diyerek telefonundan saate bakacakken birden telefonu kapandı.
Ezra: Tövbest! Noluyor? Şarjım daha 78'de idi? Amaan iyice kafayı yedi telefon ya değiştirmem lazım bunu. Neyse kafenin içine giriyim hem saati de sorarım.
Kafenin içine girdi ,kimse yoktu. Herkes neredeydi ki? Telefonunu açmaya çalıştı ama açılmıyordu.
Ezra: N-noluyor k-ki yaa Allah'ım koru sen beni bak ben kalkıp geceleri uykumdan ayrılıp hep namazımı kılıyom her müslüman yapmıyor bunu hem yakında tesettüre de gireceğim bunu yapmadan ölmeyeyim bari tövbe tövbee :(
Ezra napacağım diye dolanırken birden kendini başka bir yerde buldu. Sabahtı ve bu bir okul bahçesiydi. Dengesini yitirip yere düştü.
Elizya: Galiba başardık Mete!
Mete: Evet de kız uyanmıyor bir şey mi oldu ki?
Ezra kafasını kaldırıp kendine bakan iki sarı kafa gördü.
Ezra: Siz kimsiniz ya!? Burası neresi?! En son kafedeydim ne ara okula geldik hafta sonu daha yeni başlamıştı zaten :(
Mete: Aa, konuştu!
Ezra: Ee, sen konuşamıyon mu? Her insan konuşuyor yoksa oradan hayvana falan mı benziyorum?
Elizya: Gerçekten Serenay'a benziyor! Bu kız işimize yarayacak işte!! OLEYYY!!
Mete: BİZ Bİ DAHİYİİZZ!!!
Mete ve Elizya mutlulukla dans ederken Ezra şaşkınca onları izliyordu. Telefonunu açmak istedi, bu sefer açıldı. Ama telefonu sıfırlanmıştı. Ne fotoğrafları, ne rehberi... Hiç bir şey yoktu!
Ezra: Noluyor yaaa :(( Anlatın bana lan noluyor?!! Neredeyim ki ben?
Elizya: Bak sen şimdi başka bir evre-
Derken koşarak Serhat gelip Ezra'nın boynuna atladı,ona sarıldı. Ezra şoktaydı diğerleri Bimde... ( Tadsız bi espri :D)
Serhat: SERENAYY!! BİLİYORDUM ÖLMEDİĞİNİİ! HERKES ÖLDÜ DEDİ BEN HİÇ İNANMADIM! SENİ ÖZLEDİM!
Ezra sinirlendi tabii. Ezra herşeye çok kızan dobra biri sonuçta. Ve erkeklerin kızlara bakıp onları sevmesinden nefret eden biri...Ezra Serhat'a bi tekmeyi bastı Serhat kendini yerde buldu.
Serhat: Napıyorsun Serenay? En son sana sarılıyordum şimdiyse yere sarılıyorum.
Ezra: Oğlum kimsin sen ne Serenay'ı??!! Serenay falan değilim ben! Hem neden tanımadığın birine sarılıyon!? Yersin işte böyle okunmuş Daegu tekmesini!!
Elizya:( Fısıldayarak Mete'ye) Aha bittik şimdi.
Mete: Bittik ki ne bittik!
Serhat yerden ciddi ciddi kalktı,ve Elizya ile Meteye döndü ,gözleri dolmuştu
Serhat: Yine yaptınız değil mi? Neden yapıyorsunuz bunu bana ve başkalarına? Bir an cidden Serenay sand-...
Arkasını döndü ve koşarak oradan uzaklaştı.
Ezra: Noluyor ya, cidden of! Anlatın artık bu kim siz kimsiniz burası neresi Serenay kim rüyada mıyım ANLATIN!
Elizya: Herşeyi anlatacağız...
Umarım beğenmişsinizdir devamı gelecek :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Evren
FantasySırf dostunu eskisi gibi mutlu görebilmek için başkasının hayatını değiştirmek? Evrenini değiştirmek? Sevdiklerinden ayırmak? Acı çekmesine sebep olmak? Hikayeme hoşgeldin :)