Paralel Evren

Sende Buraya Aitsin!

Ezra çok şaşkındı. Noluyordu resmen olanak dışıydı bunlar. Bunların gerçek olmamasını ümit ediyordu. 

Ezra: Of anlatacak mısınız artık? Az önce güneş tutulması mı ay tutulması mı ne halt olduysa hava karardı, uyandım bi baktım okuldayım. Üstelik demin karanlıktı ne ara oldu bitti herşey? Bayıldım felan da buraya mı getirdiniz beni?

Elizya: Nasıl anlatsak inanırsın ki..?

Mete: İlk önce sakince tanışalım. Ben Metehan. O da Elizya. Sende Ezra'sın... Değil mi?

Ezra: Evet de nereden biliyon?

Elizya: Gel oturup konuşalım.

Bir banka oturdular ve Elizya herşeyi anlatmaya başladı..

Elizya: O sana sarılan kişi Serhat ve Serenay da eski sevgili-

Ezra: Lan banne bundan??

Elizya: Dinlesen biraz?!!

Ezra: Pff... Peki anlat.

Elizya: Serenay ve Serhat okulun en iyi ve örnek çiftiydi. Okulda birçok kişinin arasını yaptılar. Mesela Evren ve Yağız, ben ve Mete gibi... İşte yine okuldaydık ve bir suikast oldu-

Ezra: Ay ne suikasti ben niye hiç duymadım ki bunu haberlere çıkmadı mı?

Elizya: Ah söylemeyi unuttum. Sen kendi evrenin olan Ölümlü Dünyada değilsin şuan. Burası bizim evrenimiz..-

Ezra: Ne diyon ya dalga mı geçiyonuz hani kameralar? Kesin Özge bir şey yaptırıyor bu şakanın intikamını çok pis alırım Özge bence en iyisi çık ortaya!!

Elizya: Hey! Ne Özgesi!

Ezra: Hee hee sen şakaya devam et.

Elizya: Demek inanmıyorsun? İnandıralım mı?

Ezra: Hm inandır bakem .

Elizya: Hadi Mete ;)

Elizya ve Mete ellerini tek bir oynatışta Ezrayı havaya kaldırdı.

Ezra: Se-sen... Yer çekimini mi kontrol ettin! Bu da ne böyle?! Bırak benii!

Elizya: İnandın mı şimdi?

Ezra: Rüya olduğuna inanıyorum.

Ezra'yı serbest bıraktıktan sonra Ezra'yı inandırmayı başardılar ama inandırmaları çok zor oldu tabii. Böyle paranomal olayları kim kaldırabilirdi ki?

Ezra: Bundan sonra filmlere inanacağım. Ee siz insansınız aynı dili konuşuyoz nasıl uzaylısınız böyle?

Elizya: Evrenlerimiz paralel.

Ezra: Ha? Benim anlayacağım şekilde konuşsan??

Mete: Yani sizin evreninizin kopyası gibi birşey. İkiz evrenler.

Ezra: Yani herşey aynı?

Mete: Evet.

Elizya: Neyse de Serhat bu sefer bizi affetmez Mete :(

Ezra: Sen anlatıyordun devam etsene.

Elizya: Bilmesen de olur. Seninle işimiz kalmadı. Yibe de sağol. Kendi evrenine yollayalım seni en iyis-

Ezra: YA MANYAK MISIN!?? ANLAT İŞTE İLK ÖNCE MERAKLANDIR SONRA "SONO YOLLOYOLOM ORTOK"? DALGA GEÇİYOR OLMALISIN! ANLATMADAN Bİ YERE GİTMİYOM HADİ YOLLA?!!

Elizya: Sakin.. '-'

Mete: Ben devam ediyim bence. İşte bu suikastte Serhat'ın sevgilisi Serenay kayboldu. Herkes onu ölü diye bildi. Yani bizce de ölü yoksa ortaya çıkardı. Ama Serhat ölmesini kaldıramadı. Hiçbir zaman inanmadı buna. Bizde onun bu halini kaldıramadık ve farklı evrenlerden Serenay'ın versiyonlarını getirmeye başladık. Öbür kız bir süre Serenay rolünde oynadı ama eski evrenine gitmek istedi ve Serhat'a bizim bu yaptığımızı anlattı. Serhat çok üzüldü yine 1 ay oldu bu olay olalı işte. Biz yine bu sefer aynı şeyi hata olduğunu biliyoruz ama yaptık napalım onu öyle görmek bizi üzüy-

Ezra: Peki anladım. Yardım edemediğim için üzgünüm... Keşke yardım edebilseydim...

Dedi ve okulun arka tarafına doğru gitmeye başladı. Nereye gidiyordu bu şimdi??

Elizya: Heyy!! Nereye şimdi? Evrenine gitmeyecek misin?

Ezra: Serhat'ın yanına.

Mete: (Fısıldayarak Elizya'ya) Gel gidelim peşinden ne konuşacaklarmış.

Beraber Ezra'nın peşinden gittiler. Serhat gittiklerinde ağlıyordu. Elinde bir kolye vardı. Üstünde "S & S" yazıyordu. Serenay Serhat anlamına geliyor olmalıydı. Ezra yanına oturdu Elizya ve Mete de köşeden onları izliyordu.

Ezra: Şey... Tekme için özür dilerim. Oturabilir miyim?

Serhat gözyaşlarını silerek;

Serhat: Sorun değil. Asıl ben özür dilerim.Oturabilirsin.

Ezra: Sana yardımcı olabilmeyi isterdim. Durumunu öğrendim...

Serhat: Ona bu kadar nasıl benzeyebiliyorsun?? Sesin bile... Neyse boşversene. Bana yalan bir Serenay ve yalan bir aşk gerekmiyor. Biliyorum o ölmedi! Ölemez...

Ezra: Ay herkes bir gün ölecek kız niye dert ediyon bize arkasından fatiha okumak düşer sadece.

Serhat: AMA O ÖLMEDİİ!!! ORTADA CESEDİ BİLE YOK! ANLAMIYORSUNN!... Anlayamazsın... Senin sevdiğin ortadan kaybolsa ne ölüsü var ne dirisi... Hangisine inanmak isterdin?

Ezra: Şey.. Öyle demek istemedim...
 

Elizya ve Mete birbirlerine bakıp yanlarına gitti.

Elizya: Özür dileriz Serhat.. Amacımız kötü değil seni tekrar mutlu edebilmek...

Serhat: Bunu başkalarının hayatını karartarak yapamazsın...

Mete: Kardeşim artık mutlu ol biraz. Seni üzgün görmeye dayanamıyoruz. Anlasana.

Elizya: Ezra gel seni evrenine yollayayım.

Ezra: Peki. Sizi tanımak güzeldi.

Elizya ve Ezra okulun dışındaki  boş alana gittiler. Elizya büyüyü yaparak Ezra'yı geri yollamaya çalıştı. Ama olmadı. Birdaha denedi. Yine olmuyordu?

Elizya: Ezra kendini sıkma. Olmuyor.

Ezra: Kendimi sıkmıyorum.

Elizya bi kez daha denedi. Ve birçok kez daha... Yine olmuyordu. Olmuyordu...OLMUYORDU.

Ezra: Ya niye beceremiyon?

Elizya: Geri yollayamıyorum? Doğru büyü olduğuna ve doğru yaptığına eminim.

Ezra: Ee niye olmuyor?

Elizya: Tek bir açıklaması olabilir... Ama bu nasıl olur? İMKANSIZ!!

Ezra: Neymiş o?

Elizya: Se-Senn.. Sende buraya aitsin!!

Ay öldüm yazana kadar umarım veğendiniz canlar hadi sonraki bölümde görüşürüz :**