-2-

927 24 7
                                    

Lütfen yorum bırakın.Görüşlerinize ihtiyacım var.İyi okumalar.Umarım beğenirsiniz :)

“Ne yapmayı planlıyorsun ? “ Selin ile kafeteryadaki banklara oturmuş malak gibi biscolata yiyorduk.İşimiz gücümüz tıkınmak zaten.

“Onu yaptıklarına pişman etmek istiyorum.” Ağzındaki koca biscolatayı çıkarmamak için zor tutarak kahkaha atmaya başladı.Gözlerimi devirdim.O nasıl her zaman bu kadar mutlu olabiliyordu ?

“Tamam ama nasıl ? Bende onu soruyorum malcım.” Diyerek elini tekrar biscolata paketine soktu.Almasını engelleyerek paketi çektim ve kucağıma bıraktım.

“Öküz gibi yiyorsun bırak artık.” Gözlerini devirdi ve almak için kucağıma uzandı.Elimdeki biscolatayı havaya kaldırdım ve almasını engelledim.Beni gıdıklayarak almaya çalışıyordu.İkimizde kahkaha atarak gülüyorduk ki birden dengemizi kaybettik ve yere yuvarlandık.

Betonun soğukluğu ve götümün acısıyla yerde kıvrandım.O da acıdan mı bilmem gülmeye başladı.Onun haline baktığımda sapasağlam bir şekilde ayağa kalkmaya çalışıyordu.Bana baktığında gözleri şaşkınlıktan açıldı ve hemen elini uzattı.Büyük zorluklarla ayağa kalkmıştım.Elini kaşımın üstüne koydu ve elindeki kanı bana gösterdi.

“Revire gidiyoruz.”  Kafamı salladım ve koluna girerek ilerlemeye başladım.Zil çoktan çalmıştı fakat biz fark etmemiştik.Neyse,zaten revire gidiyorduk.

Revirin kapısını çaldık ve içeriye girdik.Klimanın soğuk havası üzerime gelince mest oldum.Hava sıcaktı ve biz öğrenciler olarak pastırmaya dönmüştük.Onlar burada keyif yapıyordu.Kafamdaki bu saçma düşünceleri attım ve merakla bize bakan hemşireye baktım.

“Kaşın nasıl oldu Aslı ? “ Hemşire beni tanıyordu.Eskiden ağabeyimde bu okuldaydı.Çoğu hoca beni tanıyordu bu yüzden.

“Şey sandalyeden düştük de.” ‘Nasıl becerdiniz’ dercesine baktı ve beni sandalyeye oturttu.Pamuk,tentürdiyot ve yara bandıyla geri döndü.O şey yaramı acıtacaktı.Korkuyla yerimden kıpırdandım ve Selin’e baktım.Bana ‘iyi olacaksın’ gülümsemesi gönderdi ama o da tentürdiyotdan korkuyordu.

Hemşire acıtmamak ister gibi kaşıma pamuğu hafif bir şekilde bastırdı.Yanma hissi tüm vücuduma yayılınca acıyla yüzümü buruşturdum.Daha sonra yara bandını yavaşca kaşıma yapıştırdı.Dizlerinin üstüne çöktü ve dizime de sürmeye başladı.Dizimde yara olduğunun farkında değildim.Bastırdığı an acıdan elim titremeye başladı.Selin yanıma oturdu ve elimi güç verircesine sıktı.Bağırmak istiyordum fakat küçük çocuk seviyesine düşmek hiç istemiyordum.Yara bandını yapıştırdı ve derin bir nefes verdim.

“Biraz otur dinlen.Sen gidebilirsin kızım.” Selin’e bir bakış attı ve malzemeleri içeriye götürdü.Selin ‘görüşürüz’ diye fısıldadı ve kapıyı açıp çıktı.Bu soğuk ortamda kalmak beni iyice mayıştırmıştı.Kafamı duvara yasladım ve gözlerimi kapadım.

“Hemşire nerde ? “ Duyduğum bas sesle gözlerimi açıp soluma döndüm.İlk defa bu çocuğu burada görüyordum.İkimiz de birbirimizi süzerken rahatsız olmuş bir şekilde boğazımı temizledim.

“İçerde” diyerek sert bir bakış gönderdim.Dudakları kıvrıldı.Bunu yapmasıyla gözlerimi ondan çektim ve pencereden dışarıya bakmaya başladım.Sinir bozucu bir tipe benziyordu.Ve formalarından anladığım kadarıyla okul takımındaydı.

Karşımdaki sandalyeye oturdu ve beklemeye başladı.Muhtemelen bileğine bir şey olmuştu çünkü ikide bir bileğini tutuyordu.Ona baktığımı gördü ve gülümsedi.Tekrar pencereye döndüm.

Hemşire içeriye geldi ve o çocuğu görmesiyle ona ilerledi.

“Neyin var ?” diye sordu.Bu sırada bana baktı ve ellerini beline koydu.

“Aslı hasta defterine adını yazabilir misin arkadaşına bakayım bu sırada.”  Tamam dercesine kafamı salladım ve defterin olduğu masaya ilerledim.Adımı,soyadımı ve sınıfımı yazdıktan sonra hastalığı kısmını boş bırakarak kalemi masaya bıraktım.

“Teşekkürler Müjgan teyze.” Diyerek,çocuğa son bir bakış atıp dışarıya çıktım.

Merdivenlerden yavaş adımlarla çıkmaya başladım.Her bir basamakta dizimdeki yara sızlıyordu.Neyse ki ilk kattaydık.Kapıyı çaldım ve içeriye girdim.Sınıfta kimse yoktu.Dışarıya çıktım ve yerleri silen Gülşen teyzeye doğru ilerledim.

“Gülşen teyze bütün sınıflar nereye gitti ? “ Kafasını yerden kaldırdı ve kaşlarını çattı.

“Kızım ne oldu sana ! ? “ diyerek beni inceledi.

“Sandalyeden düştüm.” Küçük bir kahkaha attı ve elini beline koydu.

“Maç varmış.Tüm sınıflar beden eğitimi salonuna gitti.” Teşekkür ederek oradan ayrıldım.Aras’ın yüzünü görecektim.Bu düşünceyle kaşlarımı çattım.Büyük bir acı hissiyle elimi kaşıma koydum.Kaşımın yaralı olduğunu hatırladım (!) ve beden eğitimi salonuna ilerlemeye başladım.

İçeriye girerek etrafa bakındım.Burası çok havasız ve iğrenç kokuyordu.Çoğu kişi bağırarak tezahürat ediyordu.Tribüne girerek bizim sınıfı aramaya başladım.Selin’i gördüğümde oraya doğru ilerledim.Beni görünce bir yana kaydı ve oturmamı sağladı.Bizim sınıfın çoğu mal gibi bağırıyordu.En mal sınıf bizdik.

“İyi misin ? “ Evet dercesine kafamı salladım.Konuşmak istemiyordum çünkü susuzluktan boğazım kurumuştu.Ve ağzımda ekşi bir tat vardı.Maçı izlemeye karar verdim.Mavili beyazlı olan bizim okuldu sanırım.İçlerinde benzer yüzler vardı.Zaten büyük bir farkla öndeydik.Derin bir nefes verdim.Bağırışmalar sinirimi bozuyordu ve başım ağrıyordu.Gözlerimi kapatarak ağrımın geçmesini diledim.Regl ağrısından sonraki en kötü ağrıydı benim için.

Hakemin düdük sesini duyduğumda mutluluk nidaları salona yayıldı.Bense hiçbirşey yapmadan dikiliyordum.Selin ise bizim sınıftan birkaç kızla sarılıyordu.Hayır yani bu kadar önemli miydi bu maç ? Çoğu kişinin dışarı çıktığını görünce bende Selin'i beklemeden çıktım.Kafamı dinlemek istiyordum.Bu yüzden kütüphaneye gitmeye karar verdim.Belki oradaki yumuşak koltuklar ve kitap kokusu başıma iyi gelebilirdi.

Kapıdan içeriye girdim ve görevliye gülümsedim.Artık beni tanıyordu.Çoğu zaman buraya geliyordum ve kitap alıyordum.Raflara doğru ilerledim. 'Amerikan Edebiyatı' bölümüne girdim ve kitaplara bakmaya başladım.Çoğunu okumuştum ve bu bölüm artık pek ilgimi çekmiyordu.Fakat daha dikkatli baktığımda yeni kitapların eklendiğini gördüm.Adına bile bakmadığım kitabı alıp arkasını okumaya başladım.Sanırım sadece o yumuşak koltuklara oturmak istiyordum.Kitap bahane koltuk şahane.Aklıma gelen bu espriyle gülümsedim.

"O saçma kitabı bırakıp bunu oku." Duyduğum sesle arkamı döndüm.Yüzü donuktu fakat gözleri çok şey anlatıyordu.Bunu anlamak çok zordu çünkü yeşil gözleri çok güzeldi.Bu fikri kafamdan attım ve elindeki kitaba baktım.

Aras ve kitap.İlginç.

"Niye beni rahat bırakmıyorsun ? " Boğazım susuzluktan acırken zorla konuşabilmiştim.

"Peşimden koşmanı özledim."

 

 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KOCA BİR HİÇ !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin