Sabah erkenden uyandım kahvaltımı yapdım ve hazırlandım
Telefonum çaldı ablam Asiyeydi
N: alo ablam nasılsın ?
A: iyiyim ablam da
N: da??
A: Nefes kuzum ben senı çok özledim bak ne diyom gel Trabzona hem buraya yerleşırsın hem babamızda burda hem okulunuda bıtırdın
N: haklısınya abla geliyorum o, zaman yarın yola çıkarım
A: o, zaman senı Tahır gelıb alıcak
N: tamam ablam
Kalalı konağı
Asıyeden: Mustafa yarın benım kardeşim Nefes gelıcek İstanbuldan bir kaç gün burda kalacak ona göre
Mustafa: tamam Asiyem gelsin kalsın başımızın ustunde yerı var
Asıye: oy benim güzel kalpli koçam
Mustafa: oy Asiyem oy
Asıye: ney mustafam ney
Tahır: pekı kım karşılıyıcak nefesı hava limanında
Asiye: he paşam oni doru dedın Nefesi sen alıcaksın hava limanından
Tahir: ben almam yanqazlar alsın
Asiye: sen anlıcaksın dedim "Bitmişdur"
Tahir: tamam da tamam alırız
SABAH
Her zaman ki gıbi erkenden uyandım ve bavulumu hazırladım kahvaltımı yapıb hava lımanına geldım uçaga bidim ve yola koyulduk artık Trabzona varmışdık uçakdan indim ve Tahır denen çoçugu beklemeye başladım açıkcası Tahırı çok merak edıyordum acaba nasıl bırı yakışıklımı hey Nefes noluyor kendıne gel ama ablamın dedıyıne göre Tahir uzun boy ve yakışklıymış neyse daha sonra ablamı aradım
Nefes: alo abla ben Trabzona geldım nerde bu tahir denen adam Asıye: gelır kuzum Nefes: abla beklemekten ağaç oldum
Arkadan bir ses
Tahir: geldık da gelık ne huysuzluk yapaysun
Asıye: ablam bızım Tahırde geldı
Nefes: abla bu hödükmu acaba???
Asıye: Nefes hadı sana hodukle hayurlu basarılar
Tahir: daha ne qadar rıv rıv edıceksın gidelim mi??