"Gerçekten Clint, senin o aptal ok yarışman umrumda mı sanıyorsun? Araba bu hafta bende, bunu o kalın kafana sok!"
Sevgili kuzenim Clint mutfak masasındaki krakerlerden birini ağzına atarken konuştu.
"Seni salak, ok yarışması dediğin şey uluslararası bir okçuluk turnuvası! Bunun ne kadar önemli olduğu hakkında bir fikrin var mı acaba?"
Masadaki krakerden ben de yedim. "Clint, isterse gökten ok yağsın, o arabayı yine de sana vermem! Anlaşmamızın kuralları belli. Araba bir hafta sende, diğer hafta bende olacak. Geçen hafta sende olduğuna göre bu hafta araba bende. Anlıyor musun?"
Ayağa kalktı ve mutfağı turlamaya başladı. "Benim tatlı olmayan ama şu an işim düştüğü için tatlı dediğim itici kuzenim," deyince kafasına fırlatmak için bir şeyler aradım ama bulamadım. O da konuşmasına devam etti.
"Çok önemli bir turnuvaya hazırlanacağım," gözlerini kocaman açıp tekrarladı. "ÇOK ÖNEMLİ BİR TUR-"
"Tanrı aşkına Clint! Bağırmayı kes!"
Elimle masada ritim tutarken önerimi sundum. "Seni arabayla antrenmanlara götürürüm ama arabayı kesinlikle sana vermem. Eğer kabul ediyorsa-""Antrenmandan dönüşte de beni alacaksın."
Sinirle güldüm. "Yemeğini falan da yedireyim mi?"
"Hadi ama Angela, araba sende kalacak. Sadece beni antrenmana götüreceksin ve geri alacaksın. Sonraki hafta araba bendeyken istediğin yere bırakırım seni."
Kısa bir süre düşündüm ve yumruğumu uzattım. "Anlaştık."
Yumruğunu uzatıp yumruğumla tokuşturdu. "Anlaştık, kuzen."👻
Anlaşmamızın ardından Clint'le beraber oturma odasında oturmuş Oprah'ı izliyorduk. Harold amcam ve Edith yengem bu akşam dışarıda yemeğe çıkmışlardı. Clint ve ben de eve pizza söylemiştik.
"Angie, şu son dilimi yemiyorsan bana versene."
Clint her zamanki açgözlülüğüyle pizza dilimime bakıyordu. Kutuyu ona doğru ittim. "Afiyet olsun Clinton."
Kafasını baykuş gibi eğip bana baktı. "Az önce son pizza dilimini bana mı verdin sen? İyi misin, ateşin falan yok değil mi?"
Oprah'ı bırakarak Clint'e baktım. "Yemiyorsan geri alabilirim."
"Yok yok, hayır. Sen en sevdiğim kuzenimsin, Angie."
"Çünkü diğer kuzenlerini hayatında birkaç defadan fazla görmedin, Clint."
Sırıttı. "Evet, sanırım o yüzden. Yani bilirsin, elimdekiyle yetiniyorum."
Elimdeki televizyon kumandasını tehditkar bir biçimde sallayarak her an suratına fırlatabileceğimi gösterirken dart oklarından birini alnıma nişanladı ve ben kumandayı bir kenara bıraktım.
"Ben de öyle düşünmüştüm," diyerek pizza dilimini yedi.
"Şerefsizin tekisin, Clinton. Hangi asil Barton, özkuzenini böyle tehdit eder ki?"
Cevap vereceği sırada telefonum çaldı ve Clint'in meraklı bakışları bana odaklandı.
Telefonu cebimden çıkardım, arayanı görünce hiç şaşırmadım."Merhaba, benim biricik meleğim Angie."
"Sana da merhaba, Scottie. Dur bakalım, bira mı para mı?"
"Ah hadi ama! Sadece bir şeyler istemek için mi arıyorum seni?"
Güldüm. "Hayır, tabii ki hayır. Arada bir kız bulmam için de arıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high school [marvel | au]
Fanfiction"lise denen bu berbat yerden kurtulmanın yollarını bul J.A.R.V.I.S" 👻 25.06.18 👻 tüm hakları saklıdır