(S) ÖZEL BÖLÜM: "Renkli Rüyalar"

629 20 27
                                    

Hoseok, her nasıl yaptıysa başarmış ve ikinize tek odada kalmayı ayarlamıştı. 

Diğerleri 'başlı-kıçlı' denen, öğrenci evi yatıya kalması şeklinde yerleşmişti odalara. Hoseok ile aynı odadaki iki tekli yatakta kalıyordunuz. Ramen yanlış anlama durumu yüzünden utandığın için uyumak için onun önce uyumasını bekliyordun bazen. 

Kihyun'un tavırları asabını bozsa da dayanıyordun. Sürekli olarak sanki hiçbir hatası yokmuş da sen onu Hoseok ile aldatmışsın gibi tepkiler veriyordu. Minhyuk cevabını verince ya da Hoseok ters bakınca sussa da, oradaydı işte. Öte yandan Hoseok ise seninle başbaşa kalmanın planlarını yapıyordu. Anlatmasını istediğin şeyleri burada anlatıp, eve öyle dönmek istiyordu. Böylece o garip rüyalardan kurtulacağına inanıyordu. Sonunda diğerlerini ekip akşam yemeğinden sonra sahilde yürümeye başladınız.

Hoseok sol yanında sallanan elini, son derece sıradan bir tavırla sağ eliyle kavrayıp dudaklarına çekti. Hafif bir öpücük kondurup tutmaya devam ederek yürüdü. Bu minik jestlere olan hayranlığınla kikirdedin.

"Okuldakiler senin şu halini görse şok olurdu herhalde. Ama ben sanki... uzun zamandır biliyorum bu hallerini." dedi büylenmiş bir ifade ile.

"Ne?"

"Rüyalarımdan bahsedeyim mi artık?" diyiverdi birden.

"Aaah... sonunda! Evet, lütfen."

"Bir keresinde seninle bir dönme dolaba binmiştik ve benim yükseklik korkum vardı..." **

"Senin? Yükseklik korkun? Seeen?"

"Sus kız... bölme oppanın lafını!"

"Yani, ne bileyim... Yamaç paraşütü yapmak için ülke bile değiştirirsin. Stres doldun diye bungee-jumping yapmaya kilometrelerce yol gittin. Yükseklik korkum vardı deyince dedim ki, o kesin rüyaymış! "

"Ne kadar da ukala cümleler bunlar.... Neyse.

Bana afakanlar basıyordu. Ama sana çaktırmamak için yırtınıyordum. Nefesim daralırken birden ellerimin üzerine narin elini koydun. Sıktın. Sana baktığımda gülümseyip ne yapabileceğini sordun. Beni tatlı tatlı azarladın. Madem bu kadar fena oluyordum da neden bindim diye. İşin tuhafı seni tanımıyordum rüyamda. İlk kez tanışmıştık. Nedense çok heyecanlanmıştım."

"E tabi, benimle tanışıyorsun..."dedin. Hoseok bir an tersleyecek gibi baksa da gülümsemesi solmadı.

"Elbette...." dedi. "Sonra hep beraber her zaman kahve içmeye gittiğimiz kafelerden birinde seninle belki de yüzlerce kez buluştuğumuzu ve müthiş sohbetler ettiğimizi gördüm.

Fırtınaya yakalanınca Çin Mahallesi'nde bir 'Aşk Oteli 'ne sığındığımızı ama senin lobide kalmakta ısrar edip insanların dedikodu yapacağını söyleyerek ağladığını gördüm bir keresinde. O kadar saf ve tatlıydın ki. Seni omzuma alıp odaya çıkarmıştım rüyamda. Sakinleş diye dil döktüm. Ama sen hala daha bozuk atıyordun. Sonra dedim ki dedikodu olmasın..."

"Yaa.. çok tatlısı-"

"... Cidden sevişelim dedim.... Ne? Tatlı mı? Sahiden mi? Kızarsın sandım...." dedi Hoseok. Sana döndüğünde seni ağzın açık görünce kendini tutamadı ve kahkaha attı.

"Ve ben de buna izin mi verdim?" ağzın açık kalmıştı.

"Sen daha istekli çıktın hatta. Ertesi sabah stresten kurtkız haftana girmiştin. Ben de sen yatağa bakıp bakıp ağladın diye seni jakuzide yıkamıştım. Lavanta yağı filan..."

Destroyer No: 4155102M (Monsta X)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin