Bir eylül sabahı... Dünyaya yeni açılan bir pencereyle uyanmıştı, geride kalan her şeyi unutmuştu sanki, bakışları diğer günlerden daha farklı ve daha keskindi, yaşamla-ölüm, iyiyle-kötü arasındaydı, meyhanede kadehlerle rakı içen sarhoşlara benziyordu o yeni hali, derin hayallere dalmış etrafı seyrederken duyduğu bir sesle irkildi; heyy Şahin !!!. Çağıran kişi onun en yakın dostu, kan kardeşi, canından çok sevdiği, kardeşi gibi gördüğü İsmail'di. Aynı ses tonuyla heyy Şahinn diye bağırdı tekrar, fakat Şahin farklı bir aleme dalmıştı ve ona cevap veremiyordu. Şahin sadece aklını kurcalayan, ne olduğunu bilmeden düştüğü aşk ateşiyle yanıyordu... uzun süren sessizliğin ardından dilinden şu sözcükler dökülüyordu Şahin'in: Ne garip bir şey, ne garip ki hayat insana kendini unutturuyor, içinde olduğum durum beni bana unutturdu, bu ne garip bir duydu ki hem içime sevinç çığlıkları doğuyor hem de içim içimi yiyiyor..
İsmail ne olduğunu tam kavrayamamıştı lakin yine de arkadaşını dinlemek istiyordu, nedir bu içini kemiren, nedir bu içindeki duygu, bana da anlat, anlat ki senin yanında olup derdine beraber çare olalım, kendi içine kapanıp derdine çare olamazsın diyordu İsmail.
Şahin tekrar derin derin düşünerek şu cümleleri kurar: Ey benim değerli kardeşim smail, yanımda olduğunu biliyorum lakin benim teselliye ihtiyacım yok, ben derdimle meşgul olmak istiyorum, kimseyi kendi iç ve manevi hastalıklarımla yormak istemiyorum, benim yalnız kalıp dinlenmem gerekiyor ki belki bu şekilde kafamı toplarım ve eski günlerimize geri döneriz.
-Sen yeter ki iyi ol ve eski günlerine dön, ben seni beklerim kardeşim ama lütfen kafanı fazla kurcalama ve kendine zarar verme, bizim dostluğumuz için kendini çabuk toparla. Şahin sadece başını öne sallamakla yetindi, çünkü; tutamayacağı sözleri veremiyordu. Yüzü ekşimiş bir şekilde ordan ayrılarak küçük adımlarla, düşüne düşüne eve doğru yol alıyordu. Sonunda zor da olsa eve gelebilmişti, annesi ne oldu güzel oğlum, neyin var diye sordu, bir şey yok anne sadece yorgunum deyip geçiştirdi, sessizce odasına geçip yatağına uzandı ve derin hayallere daldı yine, artık kendinden geçmiş uykuya dalmıştı, ertesi gün annesi uyandırmaya gelince Şahin oğlum kalk öğle vakti oldu artık.
-Anne bırak uyuyayım, zaten yorgunum kendime gelemiyorum.
-Ama kalkman lazım güzel oğlum, namaz vakti de gelmiş, güzelce abdest al ve namazını kıl, sonra Rabbine dua et ki sıkıntılarını gidersin. Şahin namazına bağlı, dindar bir gençtir
-Tamam kalkıyorum güzel yürekli annem. Şahin namaz kıldıktan sonra Rabbine yönelip yalvardı: Allah'ım bu düştüğüm durumun sebebini anlayamadım, sen her şeyi bilip görensin, dertte olsa derman da olsa senden gelen her şeye razıyım, hakkımda hayırlı olanı nasip et, şerr olanı da hayra çevirip nasip et, Sen ki her şeye gücü yetensin, bana da güç ver Allah'ım...
-Hayırdır ne sıkıntın var, içindekilerini bana da anlat diye seslendi oğluna.
-Anne içimde bilmediğim, anlam veremediğim yabancı bir duygu var, her şey dün onu görünce başladı, ondan sonra kendimi toparlayamadım.
-Kimi gördün oğlum, kimi gördün ki bu kadar değiştin ve yalnız kalmaya heveslisin.
- Anne..
-Efendim güzel oğlum.
-Dün bir kız gördüm, gözüm hep ona takıldı, ne gözümü ondan alabildim, ne de ona söylemeyi göze alabildim, hep aklıma takılıyor, hayal kurunca o düşlerime geliyor anne, dün gece rüyama da geldi lakin ne olduğunu hâlâ anlayamadım.
-Ey benim güzel yüzlü siyah gözlü oğlum, bir zamanlar biz de babanla o duruma düştük, biz de o yollardan geçtik biz de o duyguları tattık.
-Ne duygusu anne, bu nasıl bir duygu ?
-Halk arasında bu duyguya Aşk deniliyor oğlum.
-Peki bu duygunun sebebi nedir anne ?
-Sebebini kimse bilmiyor oğlum, farklı ve güzel bir duygu aslında.
- Peki ben neden bu duruma düştük ki?
-Ey güzel oğlum! Şunu unutma ki bu duygu insanın elinde değil, gönül işidir sadece, kimi sevecegi ve ne zaman seveceği belli değildir, Aşk hayatının başlangıcını bir "arı" gibi düşün, nasıl ki arı bal yapmadan önce her yerden bir şeyler koparır ya, insan da Aşk hayatından önce her şeye aynı gözle bakar, arı bal yaparken kovanda bekler ve kimseyi yaklaştırmaz ya, insan da Aşk hayatına başlayınca sevdiği kişi onun gözünde hep farklıdır ve onu herkesten saklamak ister.
-İnsanla arı arasında ne alaka var anne ?
-Önemli olan kişinin emek verdiği bir kişiyi veya bir şeyi herkesten sakınmaktır, insan da olsa arı da olsa fark etmez, sen daha yolun başındasın oğlum, yaşın ilerledikçe öğreneceksin bunları, hani diyorlar ya "hayat armutları değil insanları olgunlaştırır". Sen zaman geçtikçe ve özellikle Aşk hayatına girdikçe daha da olgunlaşacaksın.
-Peki Aşk hayatının kuralı var mı anne ?
-Belki de en çok kural Aşk hayatında vardır ama insan bu kuralları duyarak değil yaşayarak öğrenir.
-Peki Aşk hayatının en önemli özelliği nedir ?
- O özellikler herkese göre değişir, nasıl ki Aşk tarifi herkese göre farklıysa kuralları da herkese göre farklıdır...
-Kurban olurum sana güzel annem, içimi ferahlattın, karanlığıma güneş gibi doğdun, Allah seni başımdan eksik etmesin.
-Senin bundan sonraki güneşin o kız olacak, daha doğrusu senin yoldaşın ve her şeyin olacak, tabi kaderinizde varsa...
-Ama kıza söyleyemedim anne, ona karşı dilim tutulur, ondan çekinirim tepki verir diye.
-Hele kız kimdir, kimlerdendir söyle oğlum.
-Bizim komşu Abdullah amca var ya, onun ortanca kızı Nurgül.
-Ooo tam benim yakışıklı oğluma yakışacak bir kız, peki ne zaman kıza söyleyecen.
-Bilmiyorum anne, utanıyorum ve çekiniyorum.
-Sakın Aşk konusunda utanma çekinme ve korkma, çünkü sevip de kaybetsen kara sevdan olur, o yüzden yolun başındayken söyle ve kurtul...Şahin artık ne yapacağını bilemez ve direk dostu İsmail'in yanına gider. İsmail ismail diye seslenir can dostuna, ismail büyük bir sevinçle gelir onu kucaklar ve çok şükür ki kendini toparlamışsın diye onunla sevincini paylaşır.
Smail müsait misin, vaktin var mı biraz ? Var tabi ki, vaktim sana feda olsun güzel yürekli dostum. Şahin ismail'in bu sevgisine karşılık duygulanır ve ona sarılarak iyi ki varsın, iyi ki benim arkadaşımsın diye karşılık verdi.
-Buyur Şahin seni dinliyorum.
-Ama aramızda kalmak şartıyla söylerim, kimse bilmesin ne olur.
-Tamam söz kimseye söylemem Şahin kardeş.
-Smail dün bir kız gördüm ve aklım hep onda kaldı, ondan başka bir şey düşünemiyorum, anneme konuyu açınca dedi Aşk'tır. Anneme danıştım dedi kıza duygularını ifade et ama ben de ifade edemiyorum, bu konuda senden yardım istesem yapar mısın ?
-Yaparım tabi ki de ne yapmamı istersin ?
-Ben de bilmiyorum, acaba kağıda bir şeyler yazıp mı göndereyim,
Olur tabi ki diye onay verdi can arkadaşı.
-O zaman ben bu akşam yazayım sen yarın teslim edersin.
- Tamam bekliyorum dostum
-Çok teşekkürler ederim beni dinlediğin ve derdime ortak olduğun için. Minik bir tebessümle: o zaman ben şimdi gideyim de güzel güzel duygularımı ifade edeyim belki kızın gönlünü alırım...