Super Hamster

Güç

   Hamstervillage'de sakin bir akşamdı. Kaosun hüküm sürdüğü bir şehir olmasına rağmen oldukça sakindi.

    Bahri hemstıroğlu da bir kez daha işinden kovulmuştu. Yine her zamanki gibi çalıştığı şirketle uyum sağlayamamıştı. zaten buna alışıktı. Kafasını dağıtmak için pizza siparişi verdi ve son maaşıyla iş için aldığı ( çünkü bu işten az da olsa umutluydu ) bilgisayarında oyun oynamaya başladı. Öfkesi yüzünden kendini oyuna o kadar kaptırmıştı ki bilgisayarının ne kadar ısındığını fark edememişti. Nihayetinde bu bir iş bilgisayarıydı. bu tür ağır oyunları kaldırması zordu. Kaldırsa bile fazla dayanamazdı. Ama Bahri buna aldırış etmeden hunharca oyun oynuyordu. Ama olacaklardan habersizdi. Sonunda bilgisayar daha fazla dayanamadı ve bataryası patladı. Bu patlama o kadar şiddetliydi ki Bahri odanın diğer ucuna fırladı ve dolabına çarptı. O sırada dolabın üstünde duran Su Suyu ( o zamanların en popüler su markası ) ve enerji içeceği dolabın kırılmasıyla aynı anda Bahri'nin üstüne döküldü. Bahri ne olduğunu anlamamıştı ve çarpmanın etkisiyle bayıldı.

   Ayıldığında bilgisayarı yanıyordu ve bu ateş perdelerini de tutuşturmuştu. Bahri hemen evdeki yangın söndürücüyü bulup yangını söndürdü. Evi darmadağın olmuştu. Perdeleri kül olmuştu. Koltuğu da hafif yanmıştı. Bu sebeple yeni ev eşyası almak için mağazaya gitmesi gerekiyordu. Ama o kadar parası da yoktu. İşte bu yüzden Bahri Hamstervillage'in en kuytu köşelerindeki en serseri kasabasında bulunan ve şehrin en ucuz ve dandik ev eşyalarını satan mağazası HİKEA'ya gitti.

    Bahri koltuğunu ve perdesini satın aldıktan sonra onları kargoya verdi ve evinin yolunu tuttu. Kimseyle göz teması kurmuyordu çünkü bela aramıyordu. Ama nihayetinde bir serseri grubu Bahri'yi durdurdu ve tüm parasını istedi. Bahri yanına aldığı tüm parayı ev eşyalarına harcamıştı. çetecilerden biri Bahri'ye bıçak çekti. Bahri çaresizdi, kaçamazdı. Çeteciler Bahri'nin etrafını sarmıştı. Sonra çetecilerden birinin gözü Bahri'nin kolundaki saate kaydı. Bu saati Bahri'ye ölmeden önce annesi hediye etmişti. Bu yüzden saat Bahri için çok değerliydi. Çeteci ondan saati zorla aldı. Dışarıdan çok değerli bir saat gibi gözüküyordu, ama saat çakmaydı. Çeteci bunu fark edince saati tek eliyle parçaladı. Bahri duygusal olarak paramparça olmuştu. Saatin çakma olması onun için önemli değildi. Bu saati marul kanserinden ölen annesi hediye etmişti. Aslında Bahri'nin annesi Fatma hemstıroğlu o kadar da iyi bir insan değildi. Bahri'nin engelli doğan kardeşi Kadri'yi çöpe atmıştı. Sürekli sinirli ve gergin bir hamsterdi. Ama Bahri yine de annesini çok seviyordu. Çetecinin saati kırması onu çok derinden etkilemişti. Öfkeyle çetecinin üstüne atladı ve gözlerinden kızıl ötesi ışınlar çıkmaya başladı. Bahri bunu o an kontrol edemedi ve çeteci yandı. diğer çeteciler Bahri'ye saldırmaya başladı ama Bahri gözlerinden çıkan kızıl ötesi ışınları kontrol edemiyordu. Baktığı çeteci yanıyordu. Bahri bunu durduramadı ama sonunda kendiliğinden durdu. kalan çeteciler var güçleriyle kaçtılar. Bahri o an olduğu yerde kaldı ve olan biteni anlamaya çalıştı. Ne oluyordu ona?