Büyülü Aşk...

880 14 6
                                    

(gerçek bir yaşam hikayesi)

Onu ilk kez  evine nüfus sayımı yapmaya gittiğimde görmüştüm. Sayım yapacağım  ikinci sokak ,  cumbalı İstanbul evlerinden oluşmuş buram buram eski kokan, zemindeki paket taşları yer yer yıpranmış ,güneşin de yansımasıyla parlayan  daracık bir  çıkmaz sokaktı.

Sokağın başındaki ilk evde karşılaştım Saniye Teyze ile… Yoldan biraz daha içerlek kalan bahçe kapısını iterek içeri girdim. Fazla büyük olmayan bir bahçeydi. Orta yerde eski ahşap bir masa, her biri başka model dört iskemle,  çeşitli boylarda  plastik kaplar gelişi güzel sıralanmıştı. Bazılarına  mevsim çiçekleri ekilmişti. Yarı sararmış yarı kurumuş bitkiler son demlerini yaşadıklarını bildiklerinden inatla yaşama tutunmuşlar, büyüyemeyeceklerini bilmelerine rağmen filizler vermişlerdi. Gülümsedim. Yaşama sevinci bu olsa gerek diye düşündüm..

Yaklaşmakta olan kış mevsimi için hazırlandığı belli yeni kesilmiş  odun  yığınının arasından geçerek evin kapısına geldim. Kapının hemen önünde  paspasın üzerinde bir anne kedi palazlanmış yavruları  ile birlikte Ekim ayının ılık tatlı güneşine kendilerini bırakmışlar uyuklamakla meşgullerdi.

 Kapıyı çalmak üzere zile bakındım. Hemen hemen bütün kız çocuklarının küçükken oynadıkları evcilik oyununun meşhur  ”şıngır mıngır lop ben geldim , aç kapıyı hoş geldim” tekerlemesinin baş kahramanı  çıngıraklı zil  tam karşımda,  cilası yer yer dökülmüş ahşap kapının üzerinde duruyordu.

Zili görünce içimde aniden onlarca kuş kanat çırpmaya,  çevremde  yüzlerce kelebekler uçmaya, bilmem nerelerden gelen  tarçınlı ıhlamur kokuları genzimden içeri  sızmaya başladı…  İstem dışı gözlerimi kapadım…Derin bir nefes aldım ve çocukluğumun o çok tatlı anılarına çok mutlu zamanlarıma doğru  bir yolculuğa bırakıverdim kendimi.

” Hu komşu” diye seslenerek başlayan o sıcacık evcilik oyunları… Annelerimiz  kış günlerinde sobalı evlerin büyük odalarında tarçınlı ıhlamurlarını içerek  kendi aralarında sohbet ederken bizler de onların yanı başlarında  annelerimizi taklit ederek evcilik oynar  büyüdüğümüz zaman yaşayacağımız hayatın adeta provasını yapardık.. Güya birbirimizin evlerine  misafirliğe gider,  olmayan kapıyı çalar ve o eski İstanbul evlerinin çoğunda bulunan çıngıraklı tabir edilen elle çevrilerek çalınan zillerden birini  döndürerek çalar gibi yapar;

”hu komşu…şıngır mıngır lop, ben geldim aç kapıyı hoş geldim” der ve beklerdik.  Karşılıklı oturmamıza rağmen, birbirimizin gözünün içine baka baka belli bir sürenin geçmesini sessizce bekler ;  sonra evin sahibi olan arkadaş  bir kaç kere  ”çıngır mıngır lop” diyerek hayali kapının kilitlerini  sırayla açar ve yapmacık bir sevinçle ”aaaa kardeş hoş geldin” diyerek hayali evin baş köşesine buyur edilirdik.

İşte çocukluğumun evcilik oyunlarının  kahramanlarından çıngıraklı zil yine karşımda ancak bu sefer gerçekti. İçimden  ”huu komşu ben geldim…” diye seslenmek isteyerek hınzır  bir tebessümle zili iki kere çevirdim”

İçeriden duyulan ayak sesleriyle evraklarımı tekrar düzelterek beklemeye başladım. Kapıyı çok zarif tavırlı,  simsiyah  küt saçlı,  uzun boylu bir kadın açtı. O yılların modası kemik rengi bir angora bluz ve altında yine   piedepull desenli  kumaştan yapılmış dar kısa bir etek ve siyah parlak boncuklarla bezenmiş terlikleri ile karşımda sayım memurunu  değil de özel bir misafir beklermiş gibi  bir kadın duruyordu. Birden kendimi iyi hissettim…

ilk karşılaşmamız böyle olmuştu Saniye Teyze ile…

Hafif aralanmış kapıdan içeri yavaşça süzüldüm. Bana eliyle sus işareti yaptığı için hiç gürültü çıkarmadan gösterdiği  kapıdan girdim ve kendimi ufak sade döşenmiş bir misafir odasında  buldum. Her yer tertemizdi. Ahşap evin tabanlarındaki geniş tahtalar annemin dediği gibi  sapsarı mum gibiydi.   Eve sinmiş beyaz sabun kokusu insanı sarıp sarmalıyordu. Bu kokuyu çok severdim….Birde yeni demlenmiş çay kokusu geliyordu içerilerden bir yerden. Bu kokuyu da severdim… O gün bu kadını da sevdim…

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Büyülü Aşk...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin