Yaşım on beş. Zilin çalmasıyla bir eğitim ve öğretim yılının
daha sonuna geldik. Türkçeyle yoğrulan, fizikle
aydınlanan, kimyayla sarsılan, matematikle anası ağlayan,
tatil hasretiyle yanıp tutuşan körpe bedenlerimiz son
dersi de bitirip yaz tatiline merhaba dedi. Daha doğrusu
arkadaşlarım merhaba dedi. Ben dükkânda çalışmaya
merhaba dedim. "Ablacım terliğe geel"e merhaba dedim,
"Bu ayakkabıyı iki gün giy, yanlardan açılır"a merhaba
dedim. Esnaf bir ailenin çocuğu olmak böyle bir şey. On
beş yaşında bile olsan çalışmak zorundasın. Yaşıtların sömestr
tatilinde, yaz tatilinde, bayramda seyranda koşup
oynarken, eğlenceden çılgına dönerken, ben dükkânda
çalışıyorum. Allah'tan dükkânın yeri iyi. Burgazada'da
yaz döneminde işlettiğimiz bir ayakkabı mağazamız var.
Mekân ada olunca sıkılmak pek mümkün olmuyor, hem
çalışıp hem tatil yapma imkânı buluyorsun. Ama bunu babaya
hissettirmemek gerek, anlarsa pazarlık gücüm azalır.
Önümde koca bir yaz tatili var. Madem tatili dükkânda
geçireceğim, karşılığını almalıyım.
Kafamda tilkiler dans ederken evin yolunu tuttum.
Karnem şahane. Bu büyük bir koz, iyi değerlendirmeliyim.
Normal şartlar altında o saatte kahvede olması gereken
babam karne günü olduğu için evde beni bekliyor.
"Karne?"
"Baba tatil başladı oley!"
"Ne oleyi oğlum, yarın sezon başlıyor, dükkâna gideceğiz!
Karne?"
"Ama o kadar okuduk, azıcık tatil bizim de hakkımız."
"O dükkân olmasa babayı okurdun özel okulda, karne?"
"Haftalık verecek misin?"
"Kendi dükkânında çalışmak için para mı istiyorsun,
karne?"
"Al babacım, karnem."
"Haftada elli lirayı hak ettin, aferin oğluma."
"Yetmiş!"
"Altmış!"
"Anlaştık."
Sabahın köründe, sokaktaki kediler bile uyurken babamla
evden çıkardık. Yürürken uyumayı o yaşlarda
keşfettim. Bedenim uyanmış ama beynimin küçük bir bölümü
uyanık. O küçük bölüm de bedenime sadece "yürü"
komutu verebiliyor.
Kalktım, yürü komutunu aldım, yürüyorum, minibüse
binip Kadıköy'e gideceğiz. Kadıköy'den adalar vapuruna
binip Burgazada'ya geçeceğiz ama vapura daha yarım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısmet Bu İşler
Fiction généraleSosyal medyamızın mahcup yazarı, mizah edebiyatımızın delişmen ustası, gündelik hayatımızın detaycı filozofu, mahallemizin neşeli delikanlısı İstiklal Akarsu'dan gönül telinizi titretirken güldüren öyküler... İstiklal Akarsu bizi bu kez, önce hayatı...