Muharrem gözlerini aralayıp, yatağında doğruldu. Terliklerini ayağına geçirip Ülkü'nün hazırladığı kahvaltıya oturdu. Ülkü her zaman ki gibi hazırlanıp eşini en iyi şekilde besliyordu. Muharrem karnını doyurup sofradan kalktı. Takım elbisesini giyip meclise gitmek için hazırlandı. Her zaman ki fazla yakışıklıydı. O sırada telefonu titreşti. Cebinden çıkarıp mesajı açtı.
Kimden: Gizli Numara
"Selam yakışıklı tanıdın mı beni?" Muharrem başını iki yana sallayıp mesaj yazmaya koyuldu.Kime: Gizli Numara
"Numaran gizli olmasa bilirdim belki amk çocu."O sırada Başak telefonun titreşmesiyle eline aldı. Mesaj Muharrem'den gelmişti. Eliyle Harun'u dürttü, ona doğru dönen Harun'a "Başlıyoruz" diyip Muharrem'e görüldü atmakla yetindi.
• • •
Muharrem meclis'e gelip koltuklardan birine oturdu. O sırada içerir Tayyip girmişti. Onu görünce yerinde dikleşerek kravatını gevşetti. Bunu kabul etmese de Muharrem onu seviyordu. O sırada telefonu ikinci kez titreşti. Hemen cebinden çıkarıp baktı.
Kimden: Gizli Numara
"Çok yakışıklı, değil mi?"
Muharrem şaşırdı, bu orospu çocuğu her kimse kesinlikle Recep'ten bahsediyordu. Şu an onu izliyor olmalıydı çünkü başka türlü Recep'in o dakika içeri girdiğini bilmesine imkan yoktu. Etrafına baktı, kesin AKP'li piçlerin oyunuydu bu. Peki Recep'i sevdiğini nerden biliyorlardı?Kime: Gizli Numara
"Kimden bahsediyorsun lan yarak."
Daha birkaç saniye geçmeden cevap geldi."Kimden bahsettiğimi biliyorsun." Muharrem şimdi korkmaya başlamıştı. Kimdi ki bu şimdi, ya birine söylerse ne yapacaktı? Kanıtlayamazdı tabii, ama birsürü dedikoduya yol açardı. Hemen mesaj yazmaya koyuldu.
"Eğer bundan bir kişiye bile bahsedersen seni sikerek öldürürüm." O sırada kürsüden Recep'in sesi geldi ve Muharrem başını kaldırıp ona baktı. Bir anlığına uzun adamın da gözleri ona döndü, sonrasında ise önündeki yazıya baktı ve konuşmasına başladı. Muharrem de onu dinlemek için telefonu tekrar cebine koydu, tabii önce kapattı.
Aynı anda meclisin elli metre kadar ötesinde, bir evin damında yüzüstü uzanmış iki çocuk ellerindeki dürbünlerle meclisin açık penceresinden Muharrem'i gözlüyordu. Pencereyi Harun açmıştı, bu onun için hiç zor olmamıştı çünkü o çok iyi ajancılık yapardı. Muharrem'in Son attığı mesaj onlara o an ulaştı ve Başak hemen telefonunu çıkarıp mesaja baktı. Sonra birden telefonu yere bırakıp kahkahalara boğuldu. Harun da telefonu yerden aldı ve o da okudu. Sonra o da kahkaha atmaya başladı.
"Güzel." dedi Harun. "Sonunda itiraf etti." Ceketini cebinden bir not defteri ve bir kalem çıkarıp defterin ilk sayfasını açtı. Büyük harflerle Muharrem X Recep yazdı ve altına küçük harflerle Muharrem yazıp yanına bir tik attı. Sonra iki çocuk birbirine bakıp aynı anda söyledi.
"Sıra Recep'te."