AVM'ye geldiğimiz yaklaşık 2 saat olmuştu. Ali alışverişi abartmıştı ama yine de günümüz iyi geçiyordu seslerden anladığımız kadarıyla dışarıda sağanak yağmur vardı ve bizimde bu yağmurda dışarı çıkma gibi Bi niyetimiz olmadığından yemek yemeyi tercih etmiştik.
"yemekler benden dedik te bu kadar da değil Anıl kendi yemeğinin parasını kendi verecek bune arkadaş!" İrem'in sitemine hepimiz gülerken Anıl ikinci menüsünü bitirmek üzereydi. AVM'nin içinde turlarken İrem'in telefonun çalmasıyla hepimiz durmuştuk. İrem karşısındakini dikkatle dinledikten sonra;
''tamam geliyorum '' diyerek aramayı sonladırırken" Gitmem gerek sonra görüşürüz " diyip Ali'nin yanağından makas alarak yanımızdan uzaklaştı.'Irem ve Ali bizimle tanışmadan öncede yakın arkadaşlarımı. Ben ve Anıl ortaokul 2de tanışmış ve kardeş gibi olmuştuk. İrem ve Ali ortaokul 1de tanışmışlardı.'
" Beyler...! " Ali'nin seslenişi üzerine düşlerimden sıyrıldım ve pür dikkat baktıkları yere bakışlarımı çevirdim büyülenmişçesine olduğum yerde kaldım;Belinden bir karış üstte biten sarı saçları 90-60-90dan daha düzgün fiziği buradan görüldüğü kadarıyla mavi gözleri dolgun dudakları kusursuz burnu siayah şortu ve siyah tişörtü ile adeta cennetten düşmüş gibiydi.
"hiç sulanmayın kız benim dedim" ve elimle saçımı düzelttim aslında kızları pek umursamazdım çünkü ben arkadaşlarımın tabiriyle 'buz prens' tim olsa olsa beğenirdim bu kızda olduğu gibi.
Ali başını beni onaylarcasına salladı ve bizde yürümeye başladık
* * *
Kızım yanına vardığımda kızın kitapları incelediğini gördüm boğazımı temizleyip ;
"selam!" dedim ve Bı karşılık alamayınca tekrar ettim kız başını kaldırıp bana bakınca tekrar büyülendim gözlerinin bi okyanustan farkı yoktu. Boş bakışlarını çok kısa bi süre yüzünde gezdirdikten sonra kitaplarla ilgilenmeye devam etti
'buda neydi şimdi'
İç sesime hak vererek tekrar şansımı denemek istedim ve "naber" deyip tekrar konu açmaya çalıştım ama nafile beni duymazlıktan geliyordu yoksa yüzümü mü beğenmrmişti kumral sarışın arası mavi yeşil gözlüyüm ayrıca her kızın seviceği bi yüzüm vardı. Acaba ciddi ciddi beni duymuyor muydu sormakta fayda var "Beni duyuyor musun sen?" dedim sinirle nihayet nefesini sesli bi şekilde verdikten sonra elindeki kitabı büyük Bi gürültü eşliğinde kapatıp yerine koydu. Bana dönüp kaba bir şekilde
"ne var?" diye karşılık verirken ben şaşkınlıktan sanırım küçük dilimi yutmuştum ama o boş bakışlarıyla bana bakıyordu. Uzaktan çok zarif ve kibar birine benziyordu. Sonunda konuşma cesaretini toplayıp
"şey... Naber?" diyerek kendimi tekrarlamış oldum gözlerini kısıp "sanane" dediğinde işimin sandığımdan da zor olacağını anladım ve konuyu değiştirmek için elimi uzatıp
"Ben Emre TEKİN" diyip beklenti içerisinde ona bakmayı sürdürdüm elim havada kalınca sinirle elimi cebime koydum "pekala senin adın ne?" diyerek açıkça sordum gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini açıp eş zamanlı olarak nefesini dışarıya verdi "ne istiyorsun açık açık söyle" deyince zor kız oynamadığını gerçekten zor kız olduğunu anladım "Ben... Sadece tanışmak istiyorum" dedim tekrar kitaplara dönüp ilk başta eline aldığı kitabi aldı ve "Ece... Ece IŞIK ben " dediğin de sırıttım ve Ece'nin arkasından bize doğru hızlı adımlarla kırılarak gelen iki kız gördüm kız ikimizin ortası sayılacak Bi yerde durup "Selam! Ben Cansel" diyip neşeli aynı zamanda cilveli bakışlarını bana doğrultuda ece kıza bakıp göz devirdikten sonra elindeki kitapla ilgilenmeye devam etti diğer kızda adının cansel olduğunu öğrendiğim kızın yanında durup "Selam bende Duygu" diyip elini uzattı uzattı ikisinin de elini sıktıktan sonra turuncu saçlara mavi gözlere sahip olan cansel "ım şey senin gibi karizmatik birinin bu kızın yanında ne işi var ya" diyerek gözüyle eceyi işaret etti kumral ucu sarı ile açılmış saçlara kahverengi gözlere sahip duygu "ay evet" deyince Ece yanına gelen görevliye kitapları uzatıp bize döndüğü sırada Anıl ve Ali de beklemeleri söylediğim köşeden ayrılmış buraya doğru geliyorlardı Ece öfke kokan bakışlarını bir cansel'e bir duygu'ya dokundurduktan sonra cansel de sabitledi Ece dudaklarını aralıyıp "o lanet beynini patlatmam için mi geldin" diye çıkışınca duygu ağzını yayarak "o Bi kere olur tımam mı?" Ece'nin cansel'dövdüğünü anladım ama bu kız fazla salaktı
'iyi de bunlar neden tanışıyo'
Anıl da anlamış olucak ki kahkahayı bastı Anıl'ın kahkahası üzerine Ali dudaklarını birbirine bastırıp Anıl'ı dürttü oda benim gibi gülmemeye çalışıyordu cansel "komik olan ne" diye sorunca Anıl "lan dayak yemişsin bari ifşa etme'' deyip güldü.
' Anıl;
Her olayda sonunu düşünmeden konuşan yemeği çok seven esprisi bol kumral orta boylu 6 yıllık kardeşim'
Kızlar buna sinirlensede Duygu" her neyse emre bişeyler içmek ister misin" diyerek bana döndü
'Bi saniye bunlar adımı nereden biliyo'
İç sesim yine çok haklıydı tek kaşımı kaldırıp "Tanışıyo muyuzduk"
'of salak senin iç sesin olmaktan utanıyorum'
Kız utanırcasına elini ensesine götürüp "yani Asil Yıldız Kolejinde seni tanımayan..." derken ellerini iki yana açıp pişkin pişkin sırıttı
"Anladım, size iyi günler benim işlerim var" deyip onlara alttan alttan yol vermiştim kızlar gidince Anıl tüm neşesiyle Eceye döndüğünde bişey diyeceğini anladım tam engel olmak için elimi kaldırmıştı ki Anıl
"Ee... Naber yenge?" diyince elimi alnıma koydum kıyamet kopucaktı Ece tüm vücudunu bize çevirip hepimize tek tek baktı
"şizofren misiniz lan siz" diye sert bi şekilde çıkışınca ikiside şok oldu "yenge ne lan!?" diye sinirini ortaya koydu eğilip çantasını alarak yanımızdan ayrılıyordu ki onun hangi okulda okuduğunu sormak isteyince arkasından seslenerek hızlı adımlarla yanına vardım "nerede okuyorsun?" dedim başını yukarıya kaldırıp ofladıktan sonra "sen hiç susmaz mısın bi sus artık sus!" dediğinde kırılmış olsam da cevabını bekledim bakışlarını benden çekip "lanet girsin aynı okuldayız orada karşıma çıkıp beni deli etme bedelini ağır ödersin" dedikten sonra kısa ve kalın topuk sesleriyle yanımdan ayrıldı.