Hiç gitmediğim bir şehre gitmekten korkuyordum biraz. Yolculuk benim için güzel ve yorucu geçmişti . İstanbula geldiğimde o büyük, büyük binalar göz kamaştırıyordu çok güzellerdi. Arabayı kenara çektim ve denizin kenarında biraz oturdum. Hava kararmıştı karnım acıktığı için orada bir yerde yemek yedim. Asıl sorun şuydu nerede kalıcaktım? Bunu yarın halletmeye karar verdim ve arabanın arka koltuğunda uyudum o gece, sabah erken uyandım. Sırtım tutulmuştu resmen. Bu minik sorunları kenara bırakıp asıl sorunu halletmek için yola koyuldum. Biraz ilerde minik bir butik otelle karşılaştım arabayı kenara parkedip otleden içeri girdim resepsiyondaki kadına "boş odanız var mı?" diye sordum, kadın "var" dedi. Ardından "peki geceliği ne kadar?" diye sordum. Kadın "350 lira dedi" bence fiyatı uygundu. O oteleden bir oda kiraladım ve arabanın arkasından bavulumu alıp odama çıktım oda minik ve eskiydi. Kıyafetlerimi odadaki minik gardolaba yerleştirdikten sonra biraz dinlendim karnımda epey acıkmıştı dışarı çıktım ve kahvaltımı yapmak için simitçi arıyordum. Uzun bir yürüyüşten sonra simitçi buldum ama kaybolmuşdum galiba, otelin yolunu nasıl bulacaktım? Ortada kalmıştım öylece. Asıl sorun şu ki otelin adını bile bilmiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradaki şehir
AdventureMinik bir vosvosla olan yolculuğuma arkadaşlık etmes istemez misin?