(Multimedia; Tutku ve bu bölümdeki saçları :)
Evet ilk bölüm geldi ve emin olun hikayeyi nasıl birşey yapacağım hakkında baya düşündüm.Hatta bu bölümü 2.yazışım ilk yazdığımda pek beğenmedim ve sildim. Baya değiştirdiğim yerler oldu. Sonunda kafamda tasarlayıp yazdım ve böyle birşey çıktı ortaya. Umarım beğenirsiniz ekleyebildiğim kadar yeni bölümü haftada 1 kere eklemeyi düşünüyorum. Tabi bazen istisnalar olabilir gecikebilir veya daha da erken ekleyebilirim. Hikayede kahramanları kafamda şöyle tasarladım sizde öyle düşünebilirsiniz ama zaten ilerleyen bölümlerde kafanızda nasıl bir kahraman oldukları canlanacak zaten. Ben yinede anlatayım; Hikayeyi Tutku 'nun ağzından yazıyorum ve bu kişi aslında sizin bildiğiniz utangaç ve masum kız tiplerinden. Ama aynı zamanda gururlu ve bir o kadar da sinirli olabiliyor. 2. olarak Doruk adında baya zengin ve kendini beğenmiş bir çocuk var baya kaslı ve yakışıklı . Sadece ilerleyen bölümlerde doruk ile ilgili ilginç olaylar olabilir . Bu bölümde benden bu kadar sizi daha fazla oyalamadan hikayeye yönlendireyim yorum ve oylarınızı bekliyorum ! :) ;
Günün ilk ışıklarıyla zar zor uyanabildim. Gözümü tamamen açabildiğimde okulun ilk gününe geciktiğimin nihayet farkında vardığımda kendimi biran banyoda buldum. Ilık bir banyo yaptıktan sonra üzerime bornozumu geçirip ayna karşısına geçtim. Islak, uzun saçlarımı bir çırpıda topuz yapıp üzerimi iyice kuruttuktan sonra odama geçip ilk gün hangi kıyafeti giysem diye düşünmeye başladım.Dışarısı biraz soğuk ve rüzgarlıydı. Dolabı yeterince kurcaladıktan sonra üzerime bol kahverengi bir kazak ve altıma siyah dar pantolonumu geçirdim. Ayakkabı olarak ta uzun kahverengi botlarımı giydikten sonra banyoda uykusuzluktan solmuş yüzüme baktım. Saçlarımı kurutmaya kalksam okula iyice geç kalacaktım. Bunun için zamanım yoktu. Suratımın daha fazla penguen gibi görünmesine dayanamayıp hemen makyaj malzemeleri yardımıyla gözümün altındaki morlukları kapatmaya giriştim.
“İYİKİ VARSIN FONDÖTEN !”
Sonunda işimi bitirdiğimde saçımdaki tokayı çıkarıp hala nemli olan saçlarıma bir göz attım. Saçlarım doğal dalgalıydı ve ben genelde düzleştiriyordum. Neden bilmiyorum ama düz saçı daha çok seviyorum. Saçlarımın nemliliği kazağımı ıslatırken evden telefonumu ve içinde 2 tane defter ve kalem olan çantamı da alıp evden çıktım. Tam olarak apartmandan çıkmak için hazırlandığımda telefonun titremesiyle kendimi telefonu açarken buldum ve tabiî ki arayan 8 senelik arkadaşım Melis’ti. Gözlerimi devirip yolda yürüyerek telefonu açtım.
“Ne var Melis?”
“Kızım nerede kaldın ya ? “
“Off.. Uyuya kalmışım napiyim. Dün gece uyuyamadım. Çok mu geç kaldım ne yapıyorsunuz?”
“Konferans salonundayız müdür felan konuşma yapıyor işte. Hadi atla otobüse çabuk gel.Daha ilk günden dersten atılma.”
“Tamam tamam kapat hadi.”
Telefonu çantaya tıkıştırırken deli kız diye geçirdim içimden. Okulun ilk günü ve ben bu günü geç kalarak geçiriyorum ne güzel. Diye mırıldandım.
Sonunda otobüs durağına vardığımda etrafta pek fazla kişi yoktu. Ve doğrusu baya beklemek zorunda kalmıştım. Etrafta dün yağan yağmurdan kalan çamur birikintileri vardı. Yağmuru seviyordum ama bugün nefret ettiğim kesindi.
