Bölüm 1

11 1 0
                                    

Birbu, tedirgin bir şekilde prensin odasının kapısına geldi. Kapıdaki nöbetçilere:

"Prense geldiğimi söyleyin." dedi. Nöbetçi odaya girdi ve birkaç saniye sonra dışarı çıktı.

"Girebilirsiniz."

Birbu, yavaşça odaya girdi. Sakin adımlarla prense doğru yaklaştı ve prensin önünde eğilip selam verdi. Prens, koltukta rahat bir şekilde oturmaktaydı ve odadaki ışık onu gölge altında bırakıyordu ve bu onu daha da korkunç bir hale getiriyordu. Prens, kalın sesiyle:

"Ne oldu. Dediğim gibi mi?"

"Evet prensim." dedi Birbu titrek bir sesle. Yutkundu ve sözlerine devam etti:

"Tahmin ettiğiniz gibi size karşı bir ittifak kurulmuş. İmparator Kors, sizi bir tehdit olarak gördüğü için Adalet Kralı ile birlikte sizi ortadan kaldırmak için planlar hazırlıyor."

"Haklı. Çünkü benim gücümün farkında. Hepsini yok edip tek başıma saltanat süreceğimi tahmin ediyor ve bu onu çok korkutuyor." Prens derin bir nefes aldı. Bu nefes onun ne kadar kin nefret dolu olduğunu gösterir gibiydi.

"Odada kimler vardı, Birbu?" diye sordu prens, gözlerini yavaşça kaldırıp Birbu'ya korkunç bir bakış atarken.

"Prensim, oda herkesten gizleniyor. Öyle ki, bir kapısı dahi yok. Duvarın arkasına gizlenmiş. Ben odanın nöbetçilerinden birini ortadan kaldırıp onun yerine geçtim ve odaya girdim. Oda o kadar gizli tutuluyor ki içinde hiç pencere yok, dışarıdan kimsenin odayı fark etmemesi için. Odanın içinde her yer bembeyazdı. Duvarlar, yerler, içindeki eşyalar... Tam ortada ise çok büyük bir masa vardı." derken, prens sinirli bir şekilde sözünü kesti:

"Sana odayı sormuyorum, akılsız! Odada kimler vardı?"

"Prensim, odada İmparator Kors ve Adalet Kralı haricinde tanımadığım üç kişi daha vardı. Ancak giydikleri kıyafetlere bakılırsa önemli kişilerdi. Nöbetçi kılığında girdiğim için kapının yanında durmak zorunda kaldım. Bu yüzden konuştuklarını tam olarak duyamadım. Ancak ana temanın siz olduğu açıkça belliydi."

"Tamam bunlar yeterli Birbu. Sakın bir yere kaybolma, yarın akşam içinde bir görevin olacak."

"Emredersiniz prensim."

"Çıkabilirsin," dedi prens. Birbu, prensin önünde eğildi ve odadan çıktı. Hemen ardından odaya General girdi:

"Prens Salazar, gelebilir miyim efendim?"

"Gel General," dedi Prens Salazar ve hemen söze girdi:

"Birbu her şeyi anlattı. Tam da tahmin ettiğim gibi, bana karşı plan hazırlıyorlar. Yarın akşam yanına Birbu'yu ve güçlü olan birkaç kişiyi al. Büyük Konsey Sarayı'na gideceksiniz. Birbu'nun dediğine göre üç kişi daha varmış yanlarında. O üç kişiyi bulun ve öldürün. Cesetleri de öldürdüğünüz yerde bırakın, sakın kaldırmayın. Zaten Kors benim yaptığımı hemen anlayacaktır. Cesetleri biraz parçalayın ki niyetimizi görsünler."

"Emredersiniz prensim," dedi General ve odanın kapısına yöneldi. Çıkacağı sırada Prens Salazar:

"General. Yarın iş bittikten sonra Birbu'yu ve yanında götüreceklerini de yok et. Gereğinden fazla şey görecekler."

General, pis bir gülümsemeyle başını salladı ve odadan çıktı.

Salazar kendi kendine:

"İşte şimdi benim gerçek yüzümü görme vakti, Kors." dedi ve yerinden kalkıp balkona çıktı. Havaya baktı. Gecenin karanlığına gözlerini dikerek nefretle şu sözleri söyledi:

"Oyun başlasın!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kan ve AdaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin