Uçaktan indik siyah lüks bir arabaya bindik ve yola koyulduk ama aklımı karıştıran bazı sorular vardı
- ben Korece konuşamıyorum o ne olcak?
Adamlardan biri hemen cevap verdi- zaten stajerliğin 2 yıl sürecek bu zamanda sana bir hoca ayarlayıp öğreneceksin
- anladım. Peki nerede kalacağım?
Yine aynı adam- sana ev ayarladık
Adam sanki sinirlenmişti o yüzden sorularımın geri kalanını sonra sormaya karar verdim.
Beş dakika sonra kocaman bir villanın önüne geldik burası şehre uzak bir yerdi çünkü şehir baya bir geride kalmıştı ama yine de çok güzeldi bir tarafı ormandı bahçesi kocamandı ve havuzda vardı.- geçin bakalım doktar hanım.
Daha deminki adam bu sefer sırıtarak bakiyordu. Neden sırıtiyordu ki?
Villanın kapısına geldik zili çaldık anında bir hizmetli tarafından kapı açıldı. Be yapıyordu o orada yoksa bizi mi bekliyordu belki tam geçerken zile bastık aman neyse.
İçeriye doğru yürüdük her yerde hizmetliler dolaşıyordu ne yani bu ev bu hizmetliler benim mi
- bu evde tek başımamı kalacam?
- hayır bizimle kalacaksın?
İçeriden kalın ve otoriter bir erkek sesi geldi. Sesin geldiği tarafa doğru yöneldik gördüğüm manzara karşısında ağzım açık kaldı
Resmen ortada kocaman bir koltukta korkutucu bir adam oturuyor onun etrafında yarım daire oluşturmuş silahlı takım elbiseli adamlar
- anlamadım?
Koltukta oturan 50 yaşlarındaki adam ayağa kalktı önüme geldi
- diyorum ki bizimle birlikte bu evde yaşayacaksın
- neden?
- çünkü ben artık senin patronunum
- yoksa çalışacağım hastanenin sahibi falan mısınız?
- hayır. Artık burada tedavi edeceğin adamların babasıyım
Bu adam ne diyordu böyle ne patronu? Ne adamı? Ne babası?
- ben anlayamıyorum?
- ahhh sen nasıl doktor oldun bu salaklık la. Bak ben bir mafya babasıyım haliyle adamlarım çatışmaya giderken falan yaralaniyorlar onlar için en iyi doktorlar gerek bende dedim kendi ülkemden birini bulayım ve seni buldum yeni hayatına hoş geldin sude.
- bu ne şimdi oyun falan mı oyniyorsunuz?
- oyun oynuyoruz sude hem de doktorculuk
- benim sizle doktorculuk oynayacak zamanım yok ben buraya staj görmeye geldim
- ahah Sude ne stajı? Staj falan yok hepsi seni buraya getirtmek içindi
- hah! Beni getirtmek içinmiş ben irade sahibi bir insanım ne istersem yaparım. Ve şu anda burayı terk ediyorum.
Tam arkamı döndüm gideceğim kollarımdan iki adam tuttu
- nereye Sude?
- sizden uzak her yere
- maalesef Sude artık bizimlesin
- ne yani zorlamı tutacaksınız beni burada?
- evet zorla tutacağız
- öyle bir hakkınız yok
Adamlardan biri kafama bir silah dayadı
- öyle bir hakkımız var
Ben adamların kollarından kurtulmak için çırpınırken adamlar kollarımı daha sıkı tutmaya başladılar ve beni yukarı kata çıkardılar.
Yeni hayatımada bir sıfır geride başlamış oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Işığı Jeon Jungkook
FanfictionHayattaki bütün ışığım olduğun için teşekkürler jungkook