Selam çaklıtlar. Sizi seviyoruz. multimediada Ayaz var. ( o kim derseniz bölümü okuyun anlarsınız ^_^ ) :*
Eylül'ün Ağzından
Kapıda bana 32 diş sırıtan bir Berkay vardı. O 32 dişi alıp götüne sokasım var ama ben sadece ona öylece bakıyordum.ve nalet (lanet demek günah ramazan ramazan günaha giremem ay ben lanet diyemem diyince demiş oluyorum ay yine dedim kafa mı kaldı lan bende by ya) gözyaşlarım gözlerimde birikmeye başlamıştı.aç da kıçına gül göt lalesi tövbe tövbe çok tövbe.
Berkay bize bir şey demeden içeri girdi ve beni kolumdan çekip odaya soktu.Simay da:
''Hey noluya lan bırak kızı pişt sana diyom lannn bırak '' diye bağırıyordu ama Berkay onu dinlemeden beni odaya soktu.
''Seninle konuşmalıyız Eylül!''
''Senin piçliklerini dinlemiycem'' diye bağırınca
''Bana piç diyemezsin'' diye beni duvara itti.Öfke problemleri vardı ve biri kötü bir şey diyince saldırıya geçiyordu. Gerçi bana her şekilde saldırıya geçiyordu da neyse.
Tam bir piskopattı. O yüzden biraz sakinleşmek için derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi kapatıp 10'a kadar saydım. gözlerimi açınca:
''Ne istiyorsun?''dedim bıkkın sesimle.Onun yüzünde 7 ay piskoloğa gitmiştim ve gerçekten de hayattan bezmiştim.Ailem ve arkadaşlarım sayesinde hayat enerjimi yeniden kazanmaya başlamışken bu piç tekrar gelip benim enerjimi sömüremez.yanıma geldi ve:
''Çok özür dilerim seni seviyorum eylül lütfen affet beni''diyince acı bir kahkaha attım ve
''KES SESİNİ!!'' diye bağırdım. *yap yap özür dile oh mis (bir anne atasözü)* Doğru söyledin iç ses meğersem annem ne kadar haklıymış.
Simay'ın Ağzından
İyi şeyler düşün simay iyi şeyler!! Mesela unicornlar.Çok tatlılar. Ben bir unicornum bulutların arasında amaçsızca dolaşıyorum ve arkamda gökkuşağı izi bırakıyorum işsizim ben çünkü. Sonra çişim geliyo. Çiş tutmak sağlığa zararlı arkadaşlar. O yüzden ben de bulutların üstüne işiyorum. Düşünceli bir unicornum ben sonuçta. Bulutlar çişimi emicek ve size yağmur olarak geri dönücek ve yağmur altında sevgilileriyle romantikçe yürüyenler çişimle ıslanıcak zuhahaha. Ayy yağmur demişken yağmur Eylül'de çok yağar.Eylülllllllll!! yavrum ben nelere gidemm.Ya o piskopat içerde kıza
'bak orda ne var Eylül diyip kızı kaçırcak(iyi yürekli yavrum kanar o) sonra ona gelinlik giydirip tecavüz edicek sonra tren raylarına bağlayıp ezdikten sonra kafasını koparıp kutuda sakliycak sonra köprüde sallandırıp onu denize fırlatcak ve Eylül'ün kafasını odasının duvarına asıp tüm ömür o kafayla fantazi yaparak yaşiycak' Aklıma bunlar gelince ve odadan bağırma seslerini duyunca içimdeki mahalle karısını ortaya hemen dışarı çıkıp :
''Yetişin komşular arkadaşıma tecavüz ediyolarr yetişinn'' diye bağırdım ve 5 saniye sonra Ekin, Güney ve Furkan(Eylül'e platonik aşık olan bir çocuk) evin önüne geldiler ve beni itip içeri girdiler. Bi kaç insan daha gelmişti ama ben teşekkür edip yollamıştım. Kızın seveni çok tabi ben yetişin bana tecavüz ediyolar desem gelir bi de onlar tecavüz ederler. Baktım dedikoducu koca karılar çıkmış pencereye gözlerini pörtletmiş bakıyorlardı. Onlara dönüp:
'' Teyze yok bişey kır kıçını otur evinde te allam ya '' diye söylene söylene eve girdim ve yukarı çıktım. Odaya girdiğim sırada Berkay Eylül'e tokat atıyordu ki Furkan elini tuttu. Sonra hemen Ekin ve Güney de katılıp Berkay'ı dövmeye başladılar.Ben de salya sümük ağlayan Eylül'ü teselli etmek için yanına gittim ve sarıldım. Bir yandan da saçını okşayıp teselli edici sözler sölüyordum. Bu pislik Eylül'ün hayatına girmemeliydi. Korkuyordum. Yine aynı şeyleri yaşiyacak diye korkuyordum.
Berkay'ı öldüresiye döverlerken Eylül'ün ağzından 'bırakın' diye bir fısıltı çıktı ama kise duymadı.Eylül daha fazla dayanamadan ''BIRAKIN!! '' diye bağırdı. Bunun üzerine herkes ona baktı. O da Berkaya dönüp 'yazık sana ' dermiş gibi baktı ve '' senden nefret ediyorum " diye fısıldadı.Sonra da odasına gitti.
Kısa bir zaman sonra da saçı başı dağılmış ve ağlamaktan gözleri şişmiş bir halde ( depresyon vakti yaptığı her halinden belli oluyordu) bikininin üstüne şort ve t-shirt giymiş bir halde evden çıktı. Ben de arkasından gidiyordum ki Ekin beni tutup ''biraz yalnız kalsın'' dedi. Ben de sinirle Berkay'a dönüp:
''Siktir git burdan niye geldin ki acı çektirdiğin yetmedi mi ha?!!! İnine geri dön pislik. Eğer Eylül'ün hayatına girip ona kötü şeyler yaşatırsan seni acımadan öldürürüm piç kurusu!! '' diye bağırıp odama gittim.
Eylül'ün Ağzından
Sadece yürüyordum , kimseye aldırış etmeden , bana acıyark , alay ederek , özürlü gibi hissettiren bakışları es geçerek yürüyordum. Sahile geldiğimde. Kumlara uzandım ve yıldızları seyretmeye başladım. göz yaşlarıma akma emri veriyordum ama akmıyorlardı artık göz yaşlarım da tükenmişti . Hiç bir şey hissetmiyordum.Gözlerimi kapattım .Huzur bulmaya çalıştım ta ki bir el gelip beni soğuk denize atıncaya kadar . Suç bende şu boktan dünyada huzur bulmaya çalışıyorum . Yok kardeşim bana huzur yok !!! -,-. Beni itenin suratına bakınca şu salak çocuk olduğunu gördüm. Hani üstüne yemek döktüğüm var ya hani beni öpmeye çalışan hani ona tekme atmıştım . He o. Onu görünce sinirlerim daha da bozuldu. Ama o kahkalarla gülüyordu . Tam gdip onu boğucakken elimi tuttu ve :
'' Farkettiysen doğru düzgün tanışamadık ve çok güzel anılarımız olmadı. Hiç bir şey olmamış gibi tanışmaya ne dersin'' dedi. İlk bi süzdüm . Sonra :
'' Peki ama amacın kötüyse baştan söliym uza ha eğer amaçsızsa neden olmasın '' dedim. O da:
'' Tek amacım amaçsızlık '' dedi.
''Sen de bendensin yani '' dediğimde kıkırdadı ve:
'' Ben Ayaz ''
''Ben de Eylül '' . Şimdi izdivaç rogramındaki karılar gibi kriterler sormiycam tabi ama e benle tanışmak kolay deil yani öyle ad öğrenmekle olmuyo o iş neyse
''Kaç yaşındasın''
'' 17 sen''
'' Ben de Nerde yaşiyorsun? ''
''İstanbul sen? ''
''İstanbul. Hangi-
'' Cidden bu işin sonu evin var mı?çocuğun var mı? araban var mı? falan diye devam etmiycek dimi?'' diyince sustum ve göz devirdim. ve:
'' Hazır ıslanmışken denize girip yüzelim bari ? '' diyince omuz silkti. ve ben de ıslanan üstümü ona kötü bakışlar atarak çıkardım ve bari ben yüzerken kurusun diye güneşin altına koydum. Sonra :
'' Ayaz beni yakalayamaz ki Ayaz beni yakalayamaz ki '' diye denize doğru koşmaya başladım o da arkamdan:
''ahahah tam bir çocuksun'' diye söylenerek beni yakalamaya çalışıyordu. En sonunda ayağım bi taşa çarpınca suyun içine düştüm. Hangi embesil bu taşı buraya koyar ki * bunlar doğa şeyleri yapay değil bikere .s.s * bana iç sesimin kafasından verin lütfen. * tabi herkes benim gibi zekaya sahip olmak ister kahretsin çok zekiyim yhaa kıskan sen de * hııı. İç sesimle konuşmayı bitirken ayağa kalktım ve yüzmeye başladım. Ayaz da bana yetişip yanımda yüzmeye başladı.
Biz denizde mal mal hareketler yapıp, yüzme yarışı yapıp (o kazandı ama onun kolu uzun bikere tamam mı -,-) , denizin içinde birbirimizi ıslatmaya çalışıp ( ki bu cidden fazla zekice[!]) yorulduktan sonra gülüşerek denizden çıkıyorduk ki bana acıyla ve kızgınlıkla bakan Furkan'ı gördüm ve Ayaz'dan izin isteyip Furkan'ın yanına gittim. ve ona
'' Sorun ne? '' dedim.
'' Şey Eylül ıhmm biraz konuşabilir miyiz? '' dedi.
'' Peki.''
'' Eylül ben''
''Ney? ''
'' seni seviyorum '' diyince beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Ekşın falan istemiyorum ben ya aşk da sizin olsun ekşın da ben sadece huzur istiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ MACERAMIZ
Humor17 yaşında iki zengin kız ikisi de aşık olmak istemiyorlar biri yeterince aşk acısı çekmiş diğeri ise daha önce hiç aşık olmamış kim bilebilir di ki bu eğlencelerine düşkün iki genç kızın sıradan bir yaz tatilinde aşık olacaklarını *** Biraz aşk çok...