Bölüm 2

66 4 1
                                    

Jev Capria

 Basket sahasına ilerlerken bir kızın homurdanışlarını ve zincir sesleri duydum. Ses havuz tarafından geliyordu. O yöne doğru ilerledim ve kapıyı açarak içeri girdim. Sesin kaynağını ararken gözüm ona takıldı. Bir tarafta zincirli ve muhteşem vücut hatlarına sahip bir kız diğer tarafta ise ; çapkın ben. Aman ne harika ikili (!). Benim olduğum tarafa dönünce yüzünü gördüm. Yüzü de en az vücut hatları kadar muhteşemdi. Siyah beline kadar gelen biraz ıslak saçları , zümrüt yeşili gözleri , kırmızıya çalan kalın dudaklarıyla elimdeki topu düşürecek kadar beni büyüleyebilmişti. Bu zincirli haliyle aklıma gelen düşüncelerle sırıtmaya başladım. O sırada bizim yaşlarımızda gibi gözüken bir erkek içeri girdi. O an sevgili olduklarını düşündüm. Düşündüm ama umursamadım. Sonra işi dalgaya vurarak :

"Ne kadar güzel bir fantezi anlayışınız var. " dedim. Aslında kızın utanacağını ve erkeğin üzerime gelmeye başlayacağını sanmıştım ama tam tersi oldu. Kız üzerime doğru gelmeye başlayınca sevgilisine bakmak için arkamı döndüm ama göremedim. Alayla sırıtarak :

"Sevgilin utandı sanırım söyleseydi sizi yalnız bırakırdım." dedim.

Kız bana önce anlamsızca baktı sonra da gülmeye başladı. Bu sefer ona anlamsızca bakan bendim. Bana gülerek :

"O mu benim sevgilim olacak?" deyip bana bakmadan zincirle birlikte havuza atladı.

Ne yaptığını sanıyordu bu kız ! Ya psikopattı ya da beni tişörtsüz görmeye çalışan bir hayranımdı. Bende onu daha fazla kaslarımdan mahrum bırakmayarak tişörtümü çıkartıp havuza atladım. Aslında benim de işime gelmişti. Havuzda gözlerimi açtığımda zinciri açmaya çalıştığını gördüm. Hemen ona doğru yüzüp kollarımın arasına aldım ve yukarı çıkarmaya başladım. Normal kızlar bana sarılırdı ama bu tekme atıyordu. Su yüzeyine çıkınca bana bağırmaya başladı :

"Sen ne yaptığını sanıyosun! " diye bağırdığında neye uğradığımı şaşırdım hem hayatını kurtarmıştım hem de beni üstsüz görmüştü daha ne istiyordu ki ?! Ona dönüp:

"Bundan sonra kaslarımı görmek için kendini zincirleyip havuza atmana gerek yok söylemen yeterli." deyip göz kırptım ve topumla tişörtümü alıp basketbol sahasına doğru yürümeye başladım. Suratımdaki aptal sırıtmaya engel olamıyordum. Bu kızla daha çok uğraşacaktım. Zaten sadece mayosu oldukça bunu isteyerek yapacaktım.

Pars Galenorn

Arkadaşlarla dövüşten sonra çok acıkmıştık ve ben acıkınca kimse bana bulaşmazdı , bugüne dek. O kız gelmiş ve bana bağırmaya başlamıştı. Aç , sinirli ve her zamanki yakışıklılığımla kıza doğru döndüm. Dönmeden önce ringte çıkaramadığım sinirimi onda çıkarma planları yapıyordum ama ona döndüğümde bütün açlığım ve sinirimi unutmuştum bile. Kızıl uzun saçları, derinden bakan gri gözleri ve sinirden gerilmiş dudakları vardı fakat gerildiklerinde bile pembe rengi anlaşılıyordu. Kıza alacaklı gibi bakmaya devam edersem beni abaza bir ergen sanacağı kesindi, o yüzden kendimi hamburgere odaklamaya çalıştım. Çalışan hamburgeriniz deyince birden tepsiyi aldım, ona bakmadan arkadaşlarıma doğru yürümeye başladım ve yine önümde o kızıl saçlar belirdi. Bana bakıp:

"Eğer o hamburgeri vermezsen çok büyük bir dayak yiyeceksin." dedi. Ben tam arkadaşlara dönüp bugünün eğlencesini buldum diyecekken yanağımda bir sızı ve ellerimde boşluk hissettim. Ben sinirle önüme döndüğümde kız bu halimi görüp kaçmaya başladı. Bende o anki refleksle peşinden koşmaya başladım. Bu kızda nasıl bir ağız varsa koşarken yemeyi başarabiliyordu. Yaklaşık iki dakika boyunca onu kovaladım ve sonunda önüne çıkan yaşlı teyze yüzünden yavaşlamak zorunda kaldı ve onu kolundan tutup kendime doğru çektim. Tam tepsiyi alıp gidicektim ki tepside bir şey olmadığını fark ettim. Kıza döndüğümde ağzındakini bitirmeye çalışıp bana sırıtmaya çalışıyordu.

Ama bilmediği bir şey vardı ,o ağzındakileri çıkarana kadar onu dövecektim.

Milez Aren

Telefonun yüzüme kapanmasından sonra elimdeki elbiseleri kasaya götürdüm. çantamı açtım ve cüzdanımı aramaya başladım. Bulamayınca kafamda bir ampul yandı. Just dance salonu! Görevliye bir dakika işareti yapıp salona doğru yürüdüm. İçeri girmeden önce salonun camından o çocuk var mı diye kontrol ettim. Olmadığını görünce derin bir nefes verip içeri girdim. Bizim dans ettiğimiz tarafa doğru tam gidecektim ki arkamdan bir ses :

"Bunu mu arıyordun ?" dedi. Arkamı dönünce sesin sahibinin sabahki gülen çocuk olduğunu anladım.

"Evet. Şimdi onu bana ver." diyerek cüzdanıma doğru uzandım. Tam alıcakken cüzdanı kendisine doğru çekti ve :

"Bana o dans figürlerini öğretmeden sana cüzdanını veremem." diyerek sırıttı.

"Dalga geçmede ver şunu."

"Dalga geçtiğimi kim söyledi ben gerçekten hareketlerini(!) beğendim."

"Sadece iki figür göstericem ve sende cüzdanı vericeksin. Tamam mı?"

"En güzellerinden göster." dedi.

Ben de hangi figürü yapıcağımı düşünmeye başladım. Yapıcaklarımı bulunca etrafta birisi var mı diye bakındım. Olmadığını görünce bir elimi başıma diğer elimi belime koyup kafamı öne arkaya götürdüm ve kalçamı salladım. Hareketi yaparken de çocuğa bakıyordum. Gülmemek için dudağını ısırıyordu. Bende hemen ikinci harekete geçtim.Kollarımı kendime doğru çekip olduğum yerde sıçramaya başladım her sıçradığımda kollarımı da kendime çekiyordum.Gülmeye başlayınca cüzdanı aldım. Tam ilerliyordum ki kolumdan tuttu ve kendine çevirdi. O da benim gibi yapıp bir elini başına diğer elini kalçasına koydu ve sallanmaya başladı o sırada bana "Böyle mi?" diye sordu ve bunu sorarken o kendine has muhteşem gülüşü hala yüzündeydi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve kalçalara çalışması gerektiğini söyleyip salondan ayrıldım.

Belki de Hera'nın zoruyla gittiğim bu salona kendi isteğimle devam edebilirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ters KöşeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin