BLACK NOVEMBER
"Sehun sevgilim ben çıkmak zorundayım şimdi işe geç kalıyorum,bu arada kolilerde ki bir kaç eşyayı yatak odamız yerleştirirken tozlanmış bir defter buldum.Öylesine elime geçti ve yatağı üzerine bıraktım."
Luhan yine kapının girişinde ayak üstü bir sürü şey söylemiş dudaklarıma alışkanlık haline getirdiği öpücüğü armağan edip evden çıkmıştı.
Uzun olacak günün yorgunluğunu şimdide tüm vücudum da hissettiğimden önce soğuk bir duşun iyi geleceğini düşündüm ve kendimi Luhan'ın özel tasarımı olan banyoya attım.
Luhan..Sevgilim yirmi iki yıllık hayatımın son beş yılına dahil olan masum çocuk,kendisi bir iç mimar bana hayata tutunmayı öğreten koruyucu bir melek.
Onu daha önce tanımak ister miydim diye düşünüyordum vücuduma şüphe ile değen soğuk suyun altıda.
Bu soruyu ne zaman düşünsem beynim ve kalbim çığlık atarcasına 'Hayır!' diyordu sanki.Evet onu daha önce tanımak,daha önce hayatıma girmesine izin vermek istemezdim.
Belki de hiç girmemeliydi benim gibi bir insanın hayatına,kim bilir şu an bir başkasından hak ettiği değeri bulup çok daha mutlu olabilirdi..?
Vücudumun her santimine işleyen soğuk sudan ve düşüncelerimden ayrılıp belime havluya doladım ve giyinmek için yatak odamıza ilerledim.
Giysi dolabımın kapağını açacağım sırada aynadan yatağın üzerinde ki tozlanmış siyah kaplı defter gözüme ilişti.
Yatağa oturup defteri onu yıllar önce bırakmış olan ellerimin arasına aldım,uzun zaman olmuştu öyle değil mi?
Uzun zaman olmuştu geçmişle yüzleşmeyeli..
Uzun zaman olmuştu tarihin tozlu sayfalarına onu gömeli..
Bu defteri bir kasım akşamı almıştım daha doğrusu 21 Kasım saat 21.23'ü gösterirken ilk ve son yazımı işlemiştim kapağına zıt olan beyaz sayfaya..
"O öldü..21 Kasım saat 21.23 o sonsuzluk yolculuğuna beni beklemeden çıktı,o gitti.."
Bir de tozlu olan bu defterin son kez ellerimdeyken kapağına işlemiştim bir yazıyı daha;
"BLACK NOVEMBER"
Ben çok üşürdüm,diğer insanlara rağmen gerçekten çok üşürdüm sonra o sarardı beni ısıtırdı,kış aylarına ona yapışık şekilde geçirirdim,onun sıcaklığını bulamazdım hiç kimse de..O beni bir kasım akşamında terk etti ve gitti ben o günden sonra çok üşüdüm,her kasım ayını yas ilan ettim onsuz kalmış bedenime..Siyahı andırıyordu artık kış ayları oysa o benimleyken en soğuk gece bile beyaz olurdu..
Tam beş yıl olmuştu o gideli,ben beş yıldır hiç ağlamadım ama gözlerim an itibari ile ihanet ediyordu bana bir damla yaş düştü geçmişi gözlerimin önünde canlandıran son parçaya.
Ne de çok özlemiştim onu,kokusunu..
...FLASHBACK...
"Sehun oğlum hazırsan babanı bekletmeyelim hadi ama.."
"Geliyorum anne ama bana aldığın kırmızı eldivenlerimi bulamıyorum."
"Yatağının yanında ki çekmece de hadi Sehun baban bizim yüzümüzden öğle yemeğini kaçıracak!"
Her gün içinde bulunduğumuz yeni bir telaşlı gündü buda.
Babam ülkenin en iyi hastanelerinden birisinde oldukça ünlü olan bir doktordu.Annem ise kocasına aşık bir kadın..Her gün ikisi de ne kadar meşgul olurlarsa olsunlar her öğünü birlikte yemek isterlerdi.Bu yüzden günümün yarısı hastanede geçiyor.