Nasıl geçtiğini bilmediğim bir şekilde büyüdüm sanırım, hayat bana büyümem gerekdiğini söylediğinde daha kaç yaşındaydım acaba. Şimdi herşeyi geride bırakıp burada böylesine oturmak Deniz: Acıktım ben yemek yiyelim artık hem hava da kararıyor kalkalım hadi ama! diye çekiştirmeseydi bu huzurlu manzara karşısında saatlerce daha oturup hayran hayran izleyip düşüncelerime kaldığım yerden devam edebilirdim.Veya başımın dibinde konuşmaya devam etmeseydi. "bazen tam bir baş belası oluyorsun "dedim aksi aksi yüzündeki yarım sırıtış istediği şeyi yaptıgım ve ayağa kalktığım için oluştu sanmıştım ki benim biricik ikizimin karşıdaki vitrine gözlerini ayırırsa kaçacakmış gibi bakıp sırıttıgını gördüğümde gözlerimi devirmekten başka birşey yapamadım ne yazıkki " hadi ama deniz aç değil miydin s" dememe ramak kala beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı aman allahım böyle zamanlarda kıza ne gücü geliyorsa artık durdurmak mümkün olmuyor bende pes edip beni sürüklemesine izin verdim.Üniversiteye başladığımızdan beri olduğu gibi deniz hanımın istediği şeyleri ve bana yakıştırdığı şeyleri babamın gönlünü rahatlatmak için verdiği limitsiz kartlarımız ile alıp sürünerek mağazadan çıktık. aslında ben süründüm deniz hanım hala pileli mavi eteğin kırmızısı hakkında konuşuyordu sanırım! "Hadi ama deniz gerçekten açım sadece yemek yemek istiyorum " diyerek adımlarımı hızlandırdım. "Derin" dedi ve birkaç küfürü ard arda tekrarlarken etrafa bakındığını gördüm. "Deniz dedim dişlerimi sıkarken sinirle ver şu anahtarları nereye park ettin arabayı!" Deniz sinirle kafasını toplamaya çalışarak "Düşünüyorum düşünüyorum kes şu sesini artık " dediğinde hayretle yüzüne baktım" deniz arabayı kaybetmedim de" Hırsla deniz kenarına geri döndüm. Deniz: " Derinn yeter sormayı bırak da arayalım hadi kalk artık " Cevap vermeden kumsalı izlemeye devam ettim. Sinirle yan sokağa doğru ilerlerken arkasından sinirle bakmakla yetindim.Hava kararmıştı artık kızgın bile olsam onu o karanlık sokağa tek başına göndermek mi lanet olsun hızla yerimden kalkıp peşinden gitmeye başladım.
DENIZ
Derini arkamda bırakarak yürümeye devam ettim bakışlarını üzerimde hissediyordum bunu kaçıncı kez yapıyordum kim bilir bu kadar tepki vermesi saçmaydı. Sokağa girip etrafa bakınmaya başladım. Lanet olsunnn her karışı her sokağı aynı olmalı mıydı 4. Sokağa girdiğimde artık pes etmiştim. peşimden gelen ayak sesleri yaklaştığında derinin " Yavaşlasana birazz" sözleri ile gülümsemeden edemedim. O sinirle bile peşimden gelip 4. Sokağa kadar tek söz etmeden sessizce arkamda yürümüştü. Şimdi ise topuklu ayakkabılarına sövüyordu. kıkırdadığımı duyduğunda sinirle " Yeter bir taksi çağır eve gitmek istiyorum " dediğini işittim şaşkınlıkla gözlerimi açıp ona döndüm ne yani arabanı burada bırakıp gidicek misin cidden dedim inanamayarak " Hadi ama dedi gözlerini devirmemek için kendini zor tuttuğu belliydi. Çok yoruldum deniz artık eve gitmek istiyorum ayakkabılarım da çok rahatsız etmeye başladı hadi gidelim" derken rahatsız olduğunu anlamıştım. sokağın sonuna yürürken koluna girmeyi teklif etsemde tabiki kabul etmedi. Ileride birisi var dedi olabildiğince kısık sesle "yanındada bebeğin var!" dedim heyecanla çocuk kafasını çevirip sese döndü normal olarak tabi bunun için derinin beni boğacagından emindim. Çocuk arabanın üzerine oturmuş hararetle telefonda konuşuyordu yada şizofren falandı kendi kendine konuştuğuna göre. Derin zayıf görünmekten nefret ettiği için omuzlarını dikleştirirken ben yanında umursamaz görünmeye çalışıyordum. başarılı olabildiğimi sanmasamda.
Derin
Anahtarlar deniz dedim tedirgin olduğu her halinden belliydi göz ucuyla çocuğa bakıyordu. Bense kafamı ona dahi döndürmemiştim. Çocuk öksürerek dikkatimizi çekmeye çalışıp "merhaba yardıma ihtiyacınız var mı bayanlar " dedi sert bir ses tonu ile işte o zaman ona bakma ihtiyacı duydum. Uzun boyluydu sarıya yakın saçları vardı kasları t-shirtünün altından bile belli oluyordu. "Hayır yardıma ihtiyacımız falan yok " deyip hızla denize döndüm çocuğa bakmakla meşgul olduğundan anahtarı çıkarmamıştı hızla çantayı kapıp arabaya bindim deniz afallamış şekilde arabaya binerken " Sana inanamıyorum derin cidden inanamıyorum " dedi
sinirle. Güzel en azından eve kadar rahatım. Eve geldiğimizde hemen odama kapandım ve uyumaya karar verdim." Hadi kalk artık geç kalmak istemiyorum derin kalk hadiiii " diye beni sarsmasaydı belki 5 dk daha uyuyabilirdim. Diye düşünürken "saat kaç deniz erken daha yat zıbar" desemde yataktan sert bir düşüş yaptım. Ben iniyorum hızlı ol derken kahkaha atıyordu . kolumun morarmamasını umarak benim için hazırladığı kıyafetleri giyindim. Hafif bir makyaj yapıp hızla aşağı indim. Deniz'i tıkınırken bulduğumda pek şaşırmadım. Mini spor bir elbise ve altına spor ayakkabılar ikiz olduğumuza kimsenin inanmamasına şaşmamalı deniz sarışın yeşil gözlüyken ben kumral mavi gözlüydüm. Deniz'in aksine ben dar bir pantolon üzerine şık bir Bluz ve altına az topuklu ayakkabılar. O ise benim aksime abartılı bir makyaj yapmış ama tuhaf bir biçimde elbisesi ile gayet uyumlu görünüyordu. Ağzı dolu şekilde " hadi kahvaltıya " demeye çalıştı belliki kafamı olumsuz anlamda sallayıp kapıya yöneldim ve yola çıktık. Ders programlarımızın farklı olması sonucunda istemeyerek ayrıldık. Imzamı atıp sona doğru ilerledim , en boş olan yeri gözüme kestirip oturdum. Hızla sınıfı gözden geçirdim. Sonra biraz uyumamın sorun olmayacağına karar verip kafamı kollarımın arasına alıp gözlerimi kapattım. "Kalk artık uykucu " sesi ile uyandım. Gözlerimi kırpıştırıp sese döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz ve Kış
ChickLitMerhaba arkadaşlar hikayemize Yaz ve Kış dememiz ile başlayalım iki kardeş düşünün birbirinden yaz ve kış kadar farklı buradan yola çıktık bakalım neler olacak. ^^)