ZÜMRA EGELİ
Yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyordum kendimi.Hiç bilmediğim bir dünyaya doğan bebek gibi.Okul kapısının demirine tutundum ve girmeden önce bir kez daha bakmak istedim bu dünyaya.Çünkü biliyordum ki buraya bir kere adım attıkdan sonra yabancı olmayacak ve kendimi bu akışa kaptıracaktım.Okul bahçesinde kapalıdan tut en açığına kadar farklı türde ve karakterde insan vardı.Bazıları çok rahat bazıları gergin,bazıları mutsuz,belkide istedikleri bölümde değillerdi,belkide istedikleri yerde.Bazıları ise gülüyor,Belkıde olmak istedikleri yerde ve bölümdeydi,ama ben farklıydım burdakilerden.İstediğim yerde ve bölümdeydim ama yüzüm gülmüyordu.İçimi yiyip bitiren huylarım ve umutsuzluklarım vardı yenmeliydim.Başarmak için yenmeliydim
Önceden sınıfımı tespit ettiğim için hemen elimle koymuş gibi buldum sınıfı.6 öğrenci dışında kimse yoktu.Ha birde arkada uyuyan biri varmış oldu 7.Sınıfa ilk girdiğinde bütün gözler senin üstünde olur ya.Yine aynısı olmuştu işte.Oturana kadar bütün gözler bende olucaktı bu yüzden kapının yanındaki köşe yere çekildim sessizce.Şimdi gözler yeni gelicek kişiyi beklıyordu.Acaba nasıl bir fiziği var,ne giymiş,hal ve haraketleri nasıl hepsi incelenecekti.Ben uzun boylu bir kızdım ama zayıf olduğum söylenemez.Kot pantalon ve tişort vazgeçilmezim ayrıca hemen köşeye çekilerek utangaç olduğumuda ilan etmiştim herkese.Şimdi kimse beni takmıcak bir köşede sessizce oturacaktım.Belkide bugün hiç arkadaş hasılatı yapamayacaktım.Derin bir iç çekip kafamı masaya koydum.Çok geçmemişti ki kapının aniden hızlıca açılmasıyla irkildim.Kafamı kaldırdım.Güneş gözlüklü bir çocuk arkasındanda 3-4 kişi geliyordu.Çocuk gözlüğünü çıkarınca tanıdım onu.Bu internette gezerken gördüğüm o çocuktu.Marmara Üniversitesinin resmi facebook sitesine bakarken farketmiştim yorumlarda.Farkedilmeyecek gibi değildi.Radyo,Sinema ve Televizyon bölümünü kazandığını herkese ilan etmiş beynine kazımış hatta o gün sınıfın yarısıyla tanışmış kaynaşmıştı.Bende eklemek istemiştim onu tanışmak istemiştim.Ama ne dicektim ne yazıcaktım ne konuşacaktım.Çocuk muhabbet etmeyi biliyordu ama ya ben
Ankarada memur bir ailenin çocuğuydum.Korunaklı ve disiplinle yetişmiştim.Çok sık dışarı çıkmaz.,ailemin izin vermedikleriyle görüşemezdim.Hele sevgili konuları asla açılamazdı.İstanbul çıkınca evdekiler karşı çıksada inatçılığıma yenik düştüler.Hemen araştırmalar yapılmış bir yurt bulunmuştu,Düzenli tertipli ve en önemlisi disiplinli bir yurt.Annemin ve babamın bana kötülük ettiğini düşünüyordum hep böyle durumlarda.Dışarıya insanlara öyle yabancı kalmıştım ki,utangaçlığım bir zırh gibi engel oluyordu iletişimime.Ne kalbimdekini ne aklımdakini hiç bir zaman söylemeyemedim.Hiç bir zaman.Ailemin onca baskısına rağmen bir sevgili bulmuştum kendime.Herşeyden vazgeçeçek kadarda sevmiştim.Ama bir insanın yiyebileceği en büyük kazıkda beraberinde gelmişti.Sevgilimin en yakın arkadaşımla beni aldatması...
Bir titreme geldi vucüdüme doğruldum.Durup dururken o öküzler neden aklıma gelmişti.Artık Ankarada değildim.İstanbuldaydım ve iyi bir üniversitede istediğim bölümdeydim.Onların canı cehenneme.Ayağa kalktım ve o çocuğa doğru yürüdüm.Tam arkasında biraz uzağında kalmıştım.Ona bakıp göz teması kurmayı beklıyordum.Belki böylece muhabbete başlardım.Bir ara arkasına döndü.Heyecanlanıp tebessüm etmiştim ama çocuk beni farketmemişti bile.Arkasındaki başka bir arkadaşıyla şakalaşıyordu.Bu kadarı fazlaydı.Burda böyle durarak olmayacaktı.Aklımda çok saçma ama çok önemli bir soru vardı onu sormalıydım.Biraz daha yürüyüp tam arkasında durdum.Omzuna elimle dokunup hemen elimi çektim.Sadace kafasını çevirmişti bana doğru.Şaşkın gözleri alaycı bir tebessümle tamamlandı.Artık bana dönüktü.Bana baktığını hissedince ne yapıcağımı bilemeyip saçmalamaya başladım
Zümra:Ben seni tanıyorum. Adın Arel. Çocuğun yüzündeki alaycı tebessüm daha çok yayılmıştı yüzüne.