4.Bölüm

87 6 0
                                    

                                                              Argentum

Dimisit Argentum. 

Beden bana açığa çıkmamı emrediyordu. Hem de hiçbir güç uygulanmadan, tamamen kendi iradesiyle. Eğer bu güce de karşı koyarsam yok olabilirdim. Bu yüzden gücümü bedenin gücüne kattım. Umarım geri dönüşü olmayan bir şey yapmıyorumdur. Artık bedenin bilinçaltında yaşayacaktım. Sadece duygularımın dayanılmaz olması ve bedenin bana ihtiyaç duyması beni tekrar gerçeğe döndürebilirdi. Amacım buydu. Bunu yapamadım. Beyin kısmının bir köşesinde sıkışıp kaldım. 

En azından artık bedene yardım edebilirdim. Güçlerinde onu eğitip Deus'u kurtarmasını sağlayabilirdim. Evet. Yıllar sonra babam ve kardeşlerime kavuşabilirdim. Ama bunun yapabilmek için bedeni ikna etmem gerekirdi. Belkide Cadı bana yardım ederdi. Bu olabilir. Beni açığa çıkarması için bedene o yardım etmişti. Bunu denemeliydim. İlk önce neden benim açığa çıkmam gerektiğini bulmalıydım. Hemen gözlerden baktım. İşte Cadı ordaydı. Yanında iki adam daha vardı. Bekle bir dakika. Neden görüntüleri dalgalanıyor. Ahh. Bunlardan savaştada görmüştüm. Kendilerine şekil değiştiren diyorlardı. Şimdi de sıra bedenin gücüne kattığım gücümü bedenin kullanabileceği şekile sokmaktaydı. Basit. İşte oldu. Ahh harika. Şimdi de ona karşı yapılan büyüler etkisiz kaldı. Neyse. Bunu atlatabilir bence.

                                                            xoxoxox-Arya-xoxoxoxox

Bağırarak söylediğim şeyden beri her şey bir keşmekeş içindeydi. Yine benden ışık saçıldı. Ve yine harika hissettiriyordu. Geçen gecede böyle olmuştu. Ama değişik bir şey vardı. Niye kimse hareket etmiyordu. Ve niye hiçbir şey hareket etmezken Camille, Mark ve Jack'in görüntüleri dalgalıydı. 

Birden aklıma hiç görmediğim şeyler geldi. Sanki bunlar benim yaşadığım ama unuttuğum anılarımdı. İlk önce bir karanlık. Daha sonra yıldızlar. Galaksiler ve gezegenler. Daha sonra insanlar gördüm. Huzurlu insanlar. En sonunda ise bir savaş. İnsanı kendine çeken bir kadın gördüm. Sanki yeryüzünde ki en güzel şey oydu. Gözlerinde her renk vardı. Ama en belirgini gümüştü. Sanki bilinçsizce oturuyordu. Hasta gibi görünüyordu. Birden gözleri benim gözlerimin içine baktı sanki. O sırada farkettim ki çok benziyoruz. Benim gözlerimin içine bakınca gülümsedi. Birden ayağa kalktı ve bir şeyler söylemeye başladı. Ne dediğini anlamıyordum ama artık emindim ki bu kadın bendim. Yanımızda bir portal açıldı. Sanki görünmez bir güç her şeyi bu portala itiyordu. Bu oda içerisinde sadece ben bu güçten etilenmiyordum. Birden duvar yıkıldı ve yarıktan bir insan portalın içine girdi. Daha sonra portalın içine yaratıklar girmeye başladı. İçeri girenlerin arasında bazılarının vücudu dalgalıydı. Anladım ki masada oturanlar benim arkadaşlarım değildi. Yaratıklar en sonunda bitti. Bu seferde içeri 12 tane havai fişek gibi şey girdi. Bu son giren şeylere inanılmaz bir sevgi beslediğimi besledim. Portal hala açıktı. Bu seferde içeri bana benzeyen kadın girdi. Girmeden önce bana göz kırptı ve dudaklarını oynattı. O girer girmez portal kapandı. Tam o anda dudaklarını kıpırdattığında söylemek istediği şeyi anladım. 

Beni Bul.

                                                                xoxoxoxoxoxoxoxoxox

Bu görüntüer bitince hala ayakta ve salonun ortasında dikildiğimi farkettim. Karşımda ise üstünden duman tüten üç baden vardı. Sağ tarafımda ise her yeri bağlı Mark, Camille ve Jack vardı. Hemen onları çözdüm. Ve noldu dersiniz. Yine diz çöktüler. Sonra da kalkıp bana sarıldılar. Şaşkınlığımı üzerimden atınca döndüm ve dedim ki '' sizinle gerçekten ciddi bir konuşma yapacağız''. Tam posta koydum gidiyordum ve ''aman Tanrım çok havalıyım'' diye düşünürken attığım ilk adımda yere düştüm. Daha sonra bilincimi kaybettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 25, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin