"Ben birşey yapmadım, baba! Masumum! Üstüme geldi ... birden.... "
"Sus! ... Kapat çeneni! Duymak istemiyorum ... Mahallenin yüzüne bakamiyoruz! O***** ! "
Derin'in gözleri yaşlarda doldu ve küçücük bir çocuk gibi ağlıyordu. Tecavüze uğramıştı. O anı vücudundan ve zihninden kazıyamıyordu. Üstüne ailesinin yaptıkları fazla geliyordu.
"Ben" diye bağırdı hıçkırıklarının arasından. "Daha 15 yaşındayım. Dayanamıyorum. Neler yaşadığımdan haberiniz var mı? Deli gibi ağlıyordum ve o ... " yaşadıklarını anlatacak kelimeleri bulup çıkaramıyordu. Babasının gözlerine baktı. O gözlerde anlayış kırıntıları görmeyi umuyordu. Acınmaya da razıydı yeter ki suçlar gibi bakmasındı. İğrenir gibi...
Beklemediği bir anda kulağındaki çınlama ve yanağındaki keskin acıyla sarsıldı. Acıya aldırmadan kafasını kaldırdı ve o gözlere ilk defa sevgiye muhtaç küçük bir kız çocuğu değil de güçlü bir kadın olarak baktı.
Sonraki gün okuldan geldikten sonra ailesinin çekip giderek onu terk ettiğini öğrendi. Artık yapayalnızdı. Kimsesiz ve binbir parça...
Aklını başına toplayıp tek arkadaşına sığındı. Tolga onu hep korurdu. Bu sefer de tutardı değil mi elinden?
Evet. Tolga'nın ailesi kendisininki gibi değildi. Ona evlerini açtılar ve kendi kızları gibi baktılar. Yaraları kabuk bağladı ama izleri hala içindeydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Dört Mevsimi: İlkbahar
RomanceDerin 19 yıllık hayatında kendine bir amaç arayan bir genç kız. Ailesinin onu terk etmesinden sonra arkadaşına sığınır. Arkadaşının ona aşık olduğunu fark ettiğinde kendisinin de ona karşı özel duygular hissettiğini düşünür. Fakat hiç ummadığı anda...