1.

670 18 5
                                    

moonlightx6 'ya ithaf edilmiştir ♥️

  Açılan ağır metalik kapının sesi üzerine Stefan kafasını kaldırdı, gardiyan gözetimi içerisinde görüşme odasına giren karısına baktı. Katherine günden güne solmuş gibiydi olduğundan yorgun ve perişan gözüküyordu ama en önemlisi Stefan onu daha önce hiç böyle görmediğini fark etti. Katherine tek bir söz söylemeden sıkıca Stefan'a sarıldı. ''Seni ne kadar çok özlediğimi tahmin dahi edemezsin.''
Stefan karısının saçlarına ufak bir öpücük kondurduktan sonra cevap verdi; ''Bende seni çok özledim hayatım.'' Ardından sıkıca dudaklarından öptü.
Birbirlerini ne kadar çok özlediklerine dair olan sözler ve öpücükler dakikalarca uzayıp gidebilirdi ta ki gardiyanın acımadan yoksun soğuk sesi, onlara; ''uzun süreli temasın yasak olduğunu'' hatırlatana kadar. Katherine geri çekildi ve gözlerini yere indirdi.

"Tanışmanı istediğim biri var, Eric Jones bundan sonra yeni avukatın olacak.'' Stefan'ın bu sözlerinden sonra odanın dibindeki masada oturan takım elbiseli adam politik bir şekilde ayağa kalktı. ''Elimi uzatırdım ancak durumlar malum Bayan Salvatore.'' Derken kafasıyla gardiyanı göstermişti. Katherine kafasını salladıktan sonra avukatının karşısına otururken Stefan, Eric'in yanına oturdu. Eric çantasından çıkardığı dosyaları masaya koyarken konuşmaya başladı; ''Davanızı inceledim ve pek umut vaad ettiğini söyleyemem ancak itiraf ederseniz altı yıla yakın bir ceza indirimi alabilirsiniz.''

"Ne yani, benden öylece hiç yapmadığım bir şeyi üstlenmemi mi bekliyorsun!'' Katherine'nin gözleri öfke ve hiddetle parlamıştı. Bu avukatın sorunu da neydi böyle?! Katherine'in savaşmadan geri çekildiği nerede görülmüştü!

''En iyi ihtimalimiz bu Bayan Salvatore. Kızınızın hayatında yer almayı istemez misiniz?''

''Lydia'' diye düşündü Katherine ne de çok özlemişti minik kızını. Kıvırcık kahverengi saçları ve yeşil gözleriyle etrafa gülücükler saçan minik Lydia. Henüz altı aylık olan bu ufak kız Katherine'nin bütün dünyasıydı.

''Ben bir katil değilim.'' Dedi Katherine boğukça ''Bu yüzden de işlemediğim bir cinayeti üstlenmeyeceğim.''

''Size asla katil demedim Bayan, sadece bu durumdan en karlı çıkış biletimizin itiraf etmek olduğunu bilmenizi isterim.''

''Yapmadığım bir şeyi itiraf etmeyeceğim. Şimdi kocamla özel olarak görüşmek isterim.'' Katherine bunları büyük bir kinle söylemişti. Sisteme, adalete ve onu bu halde bile küçük düşürmeye çalışan aptal avukata karşı.

Eric sakince dosyaları topladı ve odadan çıktı.

Eric odadan çıkar çıkmaz Katherine söze girdi. Burada sessizliklere yoktu, her bir dakika her bir saniye önem taşıyordu ve bu kısa dakikaların ardından bir hücrede geçirilen uzun yalnızlık dolu sessizlikler geliyordu.

''Stefan şunu bilmelisin ki onu ben öldürmedim. Sana yemin ederim ki..'' Katherine kendine hakim olamayarak ağlamaya başladı. Bulunduğu durumdan nefret ediyordu, kendisini daha fazla tutamayışından ve ağlamaktan nefret ediyordu. Aslında bütün dünyadan nefret ediyordu. Stefan ve Lydia hariç. Katherine bu ikisini bütün kalbiyle seviyordu.

''Biliyorum, biliyorum...'' Stefan'ın sesi şefkatle doluydu. Ardından Katherine'nin soğuk ellerini avuçlarının arasına aldı ancak bu pekte uzun sürmedi. Gardiyanın acımasız sesi onları tekrar bölmüştü; ''Temas yok.'' fakat bu seferki bir uyarıdan ziyade bir tehdit niteliğinde olmuştu. Bu iki sözcük arkasında ''Eğer herhangi bir temasta daha bulunursanız görüşmeyi hemen burada sonlandırırım.'' Mesajını içeriyordu.

''Eski avukatıma ne oldu?''

''Babam Eric'in daha başarlı olacağını söylüyor.''

''Daha başaralı olacağını mı?'' Katherine sinirden gülmeye başlamıştı. ''Peter en azından deniyordu, Eric'se yapmadığım bir şeyi itiraf etmeme kafayı takmış durumda. Ayrıca ailenin benden ne kadar nefret ettiğini hatırlatmama gerçekten gerek var mı?!''

''Senden nefret etmiyorlar Katherine.''

''Gerçekten mi! Öyleyse Lydia'ya hamileliğim boyunca annenin beni çıkarcı, para avcısı bir fahişe olarak nitelendirmesi ne de güzel sevgi sözcükleriydi. Ayrıca benimle evlendiğin için babanın senin mirasını elinden almasına ne diyeceksin. Stefan göremiyor musun hepsi benden kurtulmak istiyor ve bu, şu anda içinde bulunduğum bu lanet olasıca durum onlar için mükemmel bir fırsat.''

''Tamam birlikteliğimizden fazla hoşlanmıyor olabilirler ancak böyle bir şeyi yapmazlar.''

''Peki, neredeyse bir aydır bu lanet olasıca yerdeyim ve annen yüzünden Lydia'yı göremedim bile.''

''Daha önce de dediğim gibi Katherine, annem Lydia'nın burada psikolojsinin bozulmasından korkuyor.''

Katherine hiddetle bağırmıştı; ''Tanrı aşkına şu dediklerine bir bak! Lydia daha bir bebek o burasının ne olduğunu ya da neden burada olduğumu bilmiyor, bununla ilgilenmiyor da. Stefan hala anlayamadın mı onun sadece bana yani annesine ihtiyacı var.''

Stefan'ın tek bir söz dahi söylemesine izin vermeden Katherine masadan kalktı ve arkasını dönüp odadan çıkmadan önceki son sözlerini söyledi; ''Eğer hala umurundaysam bana babanın kıçını yalamayan yeni bir avukat bul ve kızım olmadan da bir daha buraya gelme, çünkü seninle görüşmem.''

  Stefan, Katherine'nin yanından ayrıldıktan sonra Lydia'yı almak için Aria'ya uğradı. Aria, Lydia'nın bakıcısıydı; eskiden Stefan ve Katherine baş başa yemeğe çıktıklarında Lydia'ya bakması için Aria'yı çağırırlardı ama son bir aydır yani Salvatore ailesinin kapısına polis dadanıp Katherine zorla götürdüklerinden beri Lydia'ya hemen hemen her gün Aria bakıyordu. Stefan kızına yeterince zaman ayıramadığını fark etti. Lydia en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda annesinden kopmuştu ve bu onu olduğundan daha huysuz bir bebek haline getirmişti.

''Çok kötü bir babayım değil mi Lyds.'' Dedi Stefan uyuyan kızını yavaşça yatağa yatırırken; ''Seninle daha tek başıma bile ilgilenemiyorum.''

''Bu kadar kendine acıma yeter kardeşim.''

''Damon, burada ne arıyorsun?'' dedi Stefan odadan çıkarken.

''Kapıyı kilitlememişin, eğer birileriyle görüşmek istemiyorsan kapıyı kilitlemelisin. Birde senin zeki olan olduğunu söylerlerdi.''

''Tavsiye için teşekkürler ama burada ne arıyorsun? Hala New York'tasın sanıyordum.''

''Bu sabah annemden etkileyici bir telefon aldım.'' Dedi Damon. İki kardeş şimdi salonda karşılıklı oturuyorlardı. ''Katherine'nin başının büyük belada olduğu hakkında, gerçi bunu söylerken pek neşeliydi.''

''Bu hala neden geldiğini açıklamaz.''

''İster inan, ister inanma ama yardım etmeye geldim Stefan.''

''Neden?''

''Katherine ile annemin arasındaki çekişmeler aile yemeklerini daha çekilebilir kılıyor ve yeğenimin, annesiz büyümesini istemem...'' Kısa bir sessizliğin ardından Damon devam etti ''Ayrıca çoktan dağılmışsın kardeşim.''

''Yapmadığını söylüyor Damon.''

''Ve sen buna inanıyor musun?''

''Katherine zaman zaman taş kalpli bir canavara dönüşebilir ama bu bile onun için çok fazla.''

"Öyleyse kahraman saçını giyin kardeşim. Kurtarmamız gereken biri var.''

SalvatoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin