🌠

7 4 2
                                    

UMUT ET(ME)! izilyan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

UMUT ET(ME)!
izilyan

Mavi mürekkepli kalemimden kelimeler akarken beyaz kağıda, kırık cümlelerimi kalbimin derinliklerine sakladım. Ağlarken yüzümü saçlarımın arasına gizledim çaresizliğimi görmesinler diye. Umutlarımı içimde boğdum ceset torbasına konulan ben olmayayım diye.

Saymayı bırakalı çok oldu ama ranzamın kenarı hala çentiklerle dolu. Ruhumdaki çentikleri saymaya ise ömür yetmez. İçim öldürdüğüm umutların cesetleriyle dolu.

Umut insanı hayata mı bağlar,yoksa bizi kandırıp yoksa ölüme mi yaklaştırır diye merak ederdim hep. Burada kardeş olduklarını öğrerdim. Umut edersen ölürsün, ölürsen umduğun gerçekleşmiş olur. Bu ölümcül paradoksun esiri olmamaya çalışmak ise buradaki esas mahkumiyet.

Özğürlüğümüz elimizden alındığında bize sadece umut ve hayal kalır. İnsan özgürlüğünü kaybettiğinde bu iki şey en büyük düşmanıdır. Boğazına şah damarına dayalı soğuk metal bıçatan hiçbir farkı yoktur.

Buradaki ilk günümü hatırlıyorum. Sanki başka bir çağdan kalmış gibi. Mahkumların en yaşlılarından biri demişti. "Umut etme, hayal kurma. Bu senin ölümün olur." Şimdilerde tanımakta güçlük çektiğim masum bense itiraz etmiş, hayallerimi içimde yaşatmaya devam etmiştim. Sonuşta kadın haklı çıktı. Kıyısından döndüğüm ölüm bedenimde bana yadigar birkaç iz bıraktı ve ruhumu cesetlerle kaplayıp gitti. Beni o bile kabul etmedi.

Bugün mahkumiyetimin son günü. İçeri ilk girdğimdeki beyaz elbise üzerimde yine. O zaman kuzgun karası olan saçlarımda şimdi beyazlar kendini belli etmeye başladı bile. Ela gözlerim artık eskisi gibi parlamıyor. Ruhum kağıt kesikleriyle dolu, kanamıyor ama her hareket edişimde sızlıyor.

Bugün mahkumiyetimin son günü. Ölü umutları diriltmemin zamanı geldi. Gözlerimi kapattığımda gökyüzünü düşlememe gerek yok artık. Başımı her kaldırdığımda onu görebileceğim.

Bugün mahkumiyetimin son günü . Hayat bana artık özgürlüğümü geri veriyor. Soğuk ellerim kalemi tutarken titriyor. Kağıt bir kesik daha açtı ruhumda. Bu son kesik. Yaralarım kabuk bağlamaya başlıyor. Ölen umutlarım teker teker ayağa kalkıp kağıt kesiklerini iyileştiriyor. Hayallerim ilk kez gerçeğe bu kadar yakın.

Bugün mahkumiyetimin son günü. Artık ruhum özgür,bedenim de. Soğuk demir parmaklıklardan biri daha çıkmayı başardı. Ellerim artık üşümüyor. Umudum beni sıcak tutuyor.

Bugün özgürlüğümün ilk günü, umutlarımın ilk günü, hayallerimin ilk günü, birazdan ilk özgür adımımı atacağım. Kelepçelerim yok oldu. Umutlarım onları da yok etti. Bileklerimi kesen metal halkalar artık yok.

Bugün benim miladım. Yeni hayatımın ilk günü. Kapı açılıyor. Dışarıya bir adım atıyorum. Bu benim ilk özgür adımım. Bir adım daha atıyorum. Son kez arkamı dönüp kapı kapanmadan içeri bakıyorum. Ölen umutlarımın mezarlığına. Sonra yürümeye başlıyorum. Beni bekleyen yeni özgür hayata doğru.

-nez

UMUT ET(ME)! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin