☆☆STAY☆☆

Flashback

Karşımdaki şehri izlemeye devam ettim.
Bir başıma , bir binanın tepesine çıkıp şehri ayaklarım altına aldım.

Baktım öylece şehre
Insanların bir amacı olduğunu fark ettim. Hepsinde dünya telaşesi vardı.

Sonra düşündüm o kadar insanın içinde neden sen diye.
Ne vardi ki sende ?

Beni Sana ve senin her bir hücrene bağlayan şey neydi?

~flashback~

Eve gelip üstümü değiştirip kendimi direk yatağa attım.
Sonra elim telefona gitti, daha sonrada ismine.

Cesaret edemedim o kavgadan sonra.
Çok değişmiştin .
Sonra telefonum çaldı:
~ Huysuz bey ~ Arıyor...

- alo, sevgilim.
- Sıla , sahile in seni bekliyorum.

Hemen kot pantolonumu ve kapşonlu siyah , uzun kazağımı giyip kapıya koştum.

Tam odamın kapısını kapatıcakken yatağın üstüne attığım telefonumu kaptım .

Sahile vardığımda bankta oturan yagiz'i gördüm. Eli montunda ve ayağıyla ritim tutarak yağan yağmur la denizin karşılaşmasını izliyordu .

Sessizce gidip yanına oturdum.
Bi 10-15 dakika boyunca sustuk , sonra bedeninin yarısını bana döndürdü.

- Sıla , ben daha fazla acı çekmek istemiyorum.
Kalbim o an parçalara ayrılmıştı çünkü sonunu biliyorum. Yaşadım...

- ne demeye çalışıyorsun Yağız.  Benimle açık konuş .
- yani ben.. Ben ayrılmak istiyorum Sıla .
Ağladığımı yanağımdaki ıslaklıktan anlaya biliyordum.

- peki neden
Diyebildim sadece
- başka birini seviyorum
Dedi soğuk kanlılıkla .

~flashback the end~

Yüzüme doğru esen rüzgâr kurutuyordu bir nebzede olsa göz yaşımı .

Kapşonlu ceketimin kollarını iyice sündürdüm ve kapsonu kafama geçirdim.

Artık eski uzun ,güzel ve sarı saçlarım yoktu . Kısa kesip siyaha boyamıştım.
Yas tutmayı anımsatıyor artık saçlarım. O günün yasını tutar gibi sanki.

Değişen sadece saçlarım değil ama.
Değiştim ben,  çok değiştim...

Yeni bir hikaye .

Eğer bu hikâyenin bir parçası olmak istiyorsan hikayemizi paylaşıp beğenebilirsin.

Sınır koymak istemiyorum çünkü biliyorum kendimi tutamayıp yazacağım.

Ayrıca erkeğe karar verdim ama siyah kahkulu ve kısa saçı olan bi kız bulamadım.
Destek atın

♡