Yeni Dünya Düzeninin dünyayı yeniden paylaşmada Türkiyenin basına 21. yüzyılda inanılmaz çoraplar örülmek istenmekte ve Türkiye adim adım Sevr koşullarına sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç oyununda Türkiyede dev bir operasyon yapılmış ve Sah köseye sıkıstırılmıştır (Manisali 2002a ve 2002b). Mat olup olmamasi bundan sonra Türk Genelkurmayinin atacagi adimlara baglidir. ABD tarafından planlanan bu operasyon, AB ülkelerinin de yardimiyla simdilik basariyla yürütülerek hedeflenen ekonomik kriz ülkede basariyla yaratildiktan sonra, tüm piyonlar rollerini basariyla oynamislar ve 79 yıl önce Hilafeti kaldiran Türk devletinin tepesine Hilafetçi artigi ve ABD kuklasi bir parti usta bir manevra ile -umutsuzluk içindeki halk kandirilarak- geçirilmistir.
Tüm hükümet üyelerinin ve bakanlarinin Naksibendi veya Fethullahci baglantilari Aydinlik dergisinde yayimlandigi halde sadece bir iki
bakandan tekzip gelmiştir. Hükümet üyelerinin büyük çoğunluğu ünlü Abant Toplantilarini düzenleyen Fethullahçi örgütlenmenin odagindaki Birlik Vakfinin üyesidir. Bir zamanlar demokrasi tramvayına gerekirse binebileceğini ya da ereğine ulaşmak amacıyla papaz giysisi bile giyebileceğini söyleyen, camilerin kubbelerini miğfer olarak takacak, minareleri de mızrak olarak kullanacak Tayip Erdoğan liderliğindeki kadronun yönetiminde Türkiyeci ileride daha vahim sorunların beklediği açıktır.
Diğer yanda ise ABD 80 bin askeriyle Diyarbakırda konuşlanmak ve Türkiye'yi hiç ilgisi olmadığı bir savaşa bulaştırmak istemektedir.
Abanin hedefi açıktır. Kafkasya ve Ortadoğu petrol ve doğal gaz bölgelerini Naziler gibi işgal etmek ve Asyanın stratejik bölgelerini
kontrol altına almak! Ama mambo çığlıklarıyla savaş naraları atan Türk medyasında hiç değinilmediği üzere, Abanin asil hedeflerinden birisi de Türkiyeci parçalamak ve Doğu Anadolu'da ABD kuklası bir Kürt devleti kurmaktır. Türkiyeci parçalama ve çökertme operasyonu aşikar bir biçimde Kıbrıs üzerindeki Annen Planı ile, NGOları ile, Fener Patrikhanesine ve Rum azınlıklara verilen haklar ile, Rum Pontusu ile, Kuzey Iraktaki Kürt Senatosu ile Türkiye'de ajanlık faaliyeti gösteren vakıflarıyla basarili bir şekilde sürdürülmektedir. Değerli Necip
Hablemitoglunun katledilmesi Türkiye'yi istikrarsızlaştırma operasyonunun bir parçasıdır ve korkarım ki bu cinayetler sürecektir.
Cinayetleri ise çok daha büyük bir ekonomik kriz beklemektedir. Ya Türk askeri, kriz durumlarında ABD'nin müdahale gücü haline
getirilecek ya da ekonomisi kısırlaştırılmış ve tarımı çökertilmiş olan Türkiye açlığa mahkum edilecektir. Yani Sah ve Mat gerçekleşmesi
planlanmıştır.
Bu yazıda Türk iyedeki durumu irdelemek açısından dünyayı yöneten gizli güçleri ortaya koymaya çalışacağız. Şimdilerde Globalizasyon
adıyla bize yutturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni bir günde kurulmuş bir strateji değil, kökeni imparatorluklar ve sömürgeler dönemine
dayanan bir plandır. Globalizasyon, ulusçuluğu ve sınırları kaldıran bir sistem değil, aksine ezen ulusların kayıtsız şartsız hakimiyetine
yol açacak acımasız, emperyalist ve faşist bir yapıdır. Yeni Dünya Düzenini şekillenderen iki temel dev güç vardır. Bunlardan birisi Yahudi lobisi ve tekellerinin kurduğu gizli cemiyetler, ötekisi ise WASP adi verilen beyaz, Anglo Sakson, Protestan azınlığın kurduğu gizli cemiyetlerdir. ABD'DE tüm güç ve medya bu gizli cemiyetler tarafından şekillendirilmektedir. Yahudilerin de içinde yer aldıkları CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg gizli örgütü ve Trilateral Komisyon bu cemiyetlerin temelini oluşturur. Bir istihbaratçı olan George Orwellin 1984 isimli kitabında belirtildiği üzere, medyayı kontrol eden beyinleri kontrol eder. Beyinleri kontrol eden ise, toplumları kontrol eder (son örneğini 3 Kasım seçimlerinde gördüğümüz gibi).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ÖRGÜTLER
Historical FictionDünyayi Yöneten Gizli Örgütler (BU YAZIYI OKUMANIZ VE ARŞİVLEMENİZ ÖNERİLİR !!!)