Kısa bir an yüzümü arkaya çevirip durduramadığım kahkahalarımdan birini daha attım ve daha hızlı koşmaya başladım. İkizim Gündüz'ün bakışlarından anladığım kadarıyla eğer daha hızlı koşmazsam şahsım adına pek de hoş olmayan şeyler yaşanıcağını sezebiliyordum. Gündüz benim kadar akıllı olmasada(!) şerefsiz, iyi intikam alırdı. Hele sosyal medya hesabından onun adına "Gey olmaktan gurur duyuyorum. Gey erkekler özelden mesaj atsın." isimli bir gönderi paylaşırsanız...
Ya sonuçlarına katlanmanız gerekirdi, ya da kaçmak...
Gerçi konu atletizimle kafayı bulup, boks torbasıyla ilişki yaşayabilicek kadar uzun süre geçiren bir Gündüz'se ne kadar kaçabiliceğiniz meçhuldü...
Ama ben Gece Eren'dim. Tabi ki de sonuçlarına katlanmiycaktım. Ama koşmaktan yorulmuştum ve Gündüz birazdan beni yakalardı. Arkadan gelen Gündüz'ün "10 saat boyunca kesintisiz Ajdar dinletcem sana görürsün sen günü!"
Gündüz'ün sözleriyle paniğim fazlasıyla arttı ve nefeslerim düzensizleşmeye başlamıştı. Etrafıma hızlıca göz gezdirdiğimde evin bahçesine çıktığımızı fark ettim. Havuzu görmemle yüzümdeki endişeli hava silindi ve yerini haince bir sırıtmaya bıraktı. Yapıcağım şey Gündüz'ü fazla kızdırıcaktı ama o bunu alıcağım kitapların listesini alıp yerine porno dergileri yazmadan önce düşünücekti. Kalan son gücümle bahçedeki havuzun ucuna geldim. Gündüz'ün üzerime atlamasıyla hızlıca kendimi çekip havuza atlamasına neden oldum. Kendine gelen Gündüz hızlıca su yüzeyine çıktığındaysa kahkahalarımı durduramıyordum. Somurtan Gündüz ise gülmemi durdurmama hiç yardımcı olmuyordu. Gülerken bir anda tökezlediğimi fark ettim. Fark ettiğim an yüzümde oluşan panikle bir anda kendimi suyun içersinde buldum. Kendime geldiğimde boğulmamak üzere su yüzeyine çıktım. Az önce somurtan Gündüz'den eser kalmamış aksine kahkahalarını durduramiyan bir Gündüz çıkagelmişti. Sanırım rolleri değişmiştik çünkü az önce Gündüz nasıl somurtuyorsa ben de şimdi aynen öyle somurtuyordum."Sanırım sana ceza vermeme gerek kalmadı kardeşim çünkü sen yeterince kendini cezalansırmışsın gibi görünüyor!" Gündüz'ün sözleriyle çatılan kaşlarım daha çok çatılmaya başladı ve sinirle soludum. Ama sonra sakinleşmeye çalıştım ben Gece Eren'dim. Tabi ki de bu lafın altında kalamazdım. Sırıtan yüzümle hala gülen Gündüz'e cevap verdim; "Sen beni sadece havuza atarak cezalandırabilirsin benden 5 dakika küçük kardeşim," küçük kardeşim demem bile Gündüz'ün yeterince sinirlenmesine neden olurken daha da gıcık etmek adına sözüme devam ettim."ama bence instagramdaki son gönderine gelen yorumlar bir hayli güzel olucak" yüzümdeki sırıtışın genişlemesiyle Gündüz'ün sinir katsayıları hızla artmaktaydı. Hızlıca ellerini suya vurdu ve suların yüzüme çarpmasını sağladı. Suratım ıslanınca değişik bir şekil almış olucak ki az önceki sözlerimi unutarak gülmeye başladı. Ben de onun gibi ellerimi suya vurduğumda Gündüz'ün ıslanmasıyla gülmeye başladım. Bir yandan birbirimizi ıslatıyor, bir yandan gülüyorduk. Kahkahalarımız durdurulamiycak derecede artmıştı.Bu sırada Zehra sultan'ın seslenmesiyle Gündüz'e elimle sus hareketi yaptım. Gene de fark etmeyince yanına doğru yüzüp sol elimle ağzını kapattım ve kafasını Zehra sultan'a çevirdim.
Susması gerektiğini anlamış olucak ki elimi çektim ve Zehra sultanı dinlemeye başladım. "Hey çocuklar! Kaç saattir size sesleniyorum kameramanlar gelmek üzere sizin şu halinize bakın! Ne diycem ben Pelin hanıma? Hemen şu havuzdan çıkın üzerinizi giyinin ve saçlarınızı kurutup salona gelin. O saçma sapan kıyafetlerinizden giymek de yok sakın! İkinizin kıyafetini de yatağınızın üstüne koydum. Bak farklı bir şey giymeyin, gece evden kaçmalarınızın hepsini anneniz Pelin hanıma söylerim ona göre! E hala ne duruyosunuz? Çıksanıza şu havuzdan!
Zehra sultan'ın bu söylemlerinden sonra sanki " orangutanlar dünyada egemenlik kurdu, Gece seni de imparatoriçeleri olman için çağırıyorlar" demişçesine şaşkınca kaşlarımı çatıp , ağzımı açtım. Şu an 3.köprüyü ağzıma dik sekilde koymaya çalışsalar sanırım rahatlıkla geçerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araf
ChickLitBu hikaye insanların nasıl arafta kaldığının hikayesi. Siyah ve beyaz arasındaki arafta kalmışlığın... Gecesiz gündüz olmiycağı gibi, gündüzsüz de gece olmaz... Belki de Tanrı bize iyiliklerimiz karşısında ödül vermez, verdiği ödül ile iyi olmamız...