"Hadi Seb. Sadece bakacaksın, birine tıklayacaksın ve mesaj atacaksın hepsi bu."
Söylemesi kolaydı tabi.
Saplantılı bir sapık çıkma ihtimaline kadar giderdi bu işin sonu ama Chris bunun farkında değildi.
"Bu iddiaya girdiğime inanamıyorum. Nasıl olur da o kadar shot atıp gece boyunca kusmazsın?"
"Ortada bir iddia varsa. Ve sonucunda Sebastian pişman olacağı bir şey yapacaksa Chris bu oyunu alır."
"Pişman olmayacağım..." diye mırıldandım kendi kendime.
"Normal birini bulup 'selam' yazacağım hepsi bu."
"Bulacaksın? Seb anlaşmayı hatırlıyorsan rastgele bir kişiye tıklayacaktın, kız yani."
"Neden kız?"
"Çünkü kız fanlar daha bir takıntılı oluyor" diyerek sırıttı.
"Rastgele mi olacak şimdi bu iş?" dedim o hesabı açtığıma binbir türlü küfür ederken.
"Dur daha lafım bitmedi. Daha sonra itiraz ettin ve o kişiyi benim seçmem de karar kıldık."
"Ben niye bunları hatırlamıyorum?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Çünkü sarhoş sayılırdın Sebastian" dedi Chris bıkkınlıkla nefes vererek.
"Fazla uzamadı mı bu iş?""Onca bardağı kafaya diken sen ve sarhoş olan bendim öyle mi?"
"Onca bardağı sen onca bardağın onca katını diktikten sonra içtiğim için cevabım evet öyle."
"Ver şunu bana bakayım" dedi yanımda bitip elini uzatarak.
Telefonu eline verdim.
"Bakalım bakalım" dedi otuz iki diş gülerek ve işaret parmağını aşağıya doğru kaydırmaya başladı.
"Chris yalvarırı-"
"Tamam, tamam. Kötü bir şey yapmayacağım söz."
Bir kaç dakika sonrasında telefonla işini bitirmişti.
"Tamamdır al."
Parmaklarımla şakaklarımı ovaladım.
Chris haklı olabilirdi.
Bu baş ağrısının dün geceden kalmış olması doğal olurdu."Senin elinde işte, bir merhaba yazacaksın zor olmamalı."
"Evet ama bilirsin ben sadelikten değil romantizim ve gösterişten yanayım.
O "merhaba"yı biraz süsleyerek yazabilirim.""Ne yaparsan yap umrumda değil Chris."
Bu iş gerçekten sıkmaya başlamıştı.Ev adresimi bile verse -ki o kadarını da yapmaz diye düşünüyordum- sohbeti istediğim zaman kesmek benim elimdeydi.
"İşte bitti. Görünce ne tepki verecek çok merak ediyorum. Yalnız güzel kız."
"Gönderilerine de mi baktın?"
"Hepsine değil birkaçına.
Tanışmak için can attığını yazdığın kızı görmek ister misin?""Cidden mi? Bunu mu yazdın? "
"Bilemiyorum. Hafıza kaybı başladı bende. Sen kendin bak" dedi sehpanın üstünden telefonu ittirerek.
"Nereye?" diye bağırdım arkasından.
"Evime" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Hani ev var ya dört duvar bir kapı?""Senin var mıydı öyle bir şeyin? Çok şaşırdım şimdi. Bilseydim buradaki eşyalarını oraya taşırdım. Ben de evsizsin diye hayır işliyorum sanırdım."
Ufak bir kahkaha attı ve kapıyı kapatıp çıktı.
Telefonu elime aldım ve korkarak mesajlara girip en başta duran kutuya tıkladım.
imsebastianstan
Merhaba!
Ben Seb, Sebastian.
Seninle tanışmak istiyorum,
Benimle konuşmak ister misin?Benim için tam anlamıyla dehşet verici bir kabus gibiydi.
Karşı taraf için nasıl bir duygu olacağından ise zerre fikrim yoktu.Telefonu tamamen kapatarak kendimden uzak tutmak istercesine sehpanın bana en uzak köşesine koydum.
Kime yazdığına/yazdığıma dahi bakamamıştım.
Sonuçta bunun bir önemi yoktu öyle değil mi, kimse kimdi.Küçük bir meseleyi büyüttüğüme karar vererek duşa girmek üzere yukarıya doğru yol aldım.
Evet evet bu kesinlikle ufak bir meseleydi.
•••
Sebastian Stan ; Sebastian Stan
XavierDolan ;
Maia Mitchell ; Ayşe AldrinChris Evans ; Chris Evans
XavierDolan için
uyarı: bu hikayeyi yazmaya yaklaşık üç yıl önce başladım. o yüzden içerisinde mantığa aykırı yerler, yazım yanlışları vb. gibi öğeler bulunabilir. ha sonuçta bu bir fanfic çok da önem arz etmeyebilir ama fanfic de olsa iyi bir şey sunmak için boş vaktim olduğunda düzenleyeceğim. söylemek istedim.
uyarı 2: hikaye yaklaşık olarak on beşinci bölümden sonra toparlanıyor, öncesini müsait olduğumda düzenleyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let your heart hold fast. ─ sebastian stan
Fanfictionsebastian stan takipçileri arasındaki 𝘩𝘦𝘳𝘩𝘢𝘯𝘨𝘪 𝘣𝘪𝘳 kıza mesaj atar.