Sabah olmuştu. Ali uykulu gözlerle Yaprak'ın evinin önünde duruyordu. Okula Barış ve Barış'ın motoruyla gitmek varken Allah'ın ergeni Yaprakla bisiklete bine bine gidiyordu.
Okulun önüne geldiler. Bisikletlerinin kilidini takıp okulun bahçe kapısının önüne gelince Yaprak hemen Ali'nin elini tuttu.Ali iç ses ; yaz ayındayız ve bu kız yapış yapış eliyle benim elimi tutuyo...
Yaprak bahçede Barış'ı gördü.
Y: Ali biliyor musun ben Barış için çok üzülüyorum. Hâla beni seviyo gibi. Vicdan azabı çekiyorum.Ali iç ses ; Allah'ın şoparına bak sen. Ben varken sen kimsin ya
A: Bence artık seni sevmiyor Yaprak sakin ol. Neyse benim antremanım var gitmem gerek sonra görüşürüz
Y: Görüşürüz gamzene ekmek bandığım.
Ali böyle iltifatlar duyunca bayılası geliyordu. Onun için Barış'ın Ali demesi yeterliydi.Barış Aliyle konuşmak için spor salonuna geldi.
A: Selam seni merak ettim
B: Niye ki ? Beni merak etmen için bir neden yok dedi
A: Trip atarken bile çok tatlısın civcivim
B: Civcivim ? Böyle şeyler söylemene gerek yok aşkım desen dünyalar benim olurdu oysa ki
A: Yaprak'ı kırmadan nasıl ayrılabilirim
Derken Yaprak içeri geldi.Barış Yaprak'ı görünce sinirden dayanamayıp Yaprak'ın kafasına basket topu attı.
Y: Barış napıyorsun ya ? Ne bu sinir bak o topu sana yediririm
A: Yaprak sakin ol bir şey olmadı iyisin işte
Y: İyi miyim ? Cidden iyi miyim ? Sevgilinin kafasına basket topu atılıyo ve sen bir şey demiyorsunAli Barış'ın tripleri hariç kimsenin triplerini çekemiyordu.
Zil çalmıştı Ali'nin derse geç kalmaması gerekiyordu
A: Hadi Yaprak gidelim
Y: Tamam ama sana kızgınım bil istedimSanki Ali'nin umrundaydı..