"Neden Taehyung hyung da geliyor?"
Sesim gereğinden fazla çıktığında Jimin hyung hemen arkasını dönüp elini ağzıma kapattı.
"Sana sessiz olmanı söyledim Jungkook. Bizi yakalatmaya mı çalışıyorsun?"
Derin bir nefes alıp kaşlarımı çatarak gözlerimi Taehyung hyung'a çevirdiğimde bana garip bir şekilde bakıp alnıma vurdu.
"Neden gelmeyecekmişim ha?"
Gözlerimi devirdim ve daha fazla ses çıkartmamaya çalışarak sessiz adımlar ile yurdun kapısını açtım. Kesinlikle şiddet görüyordum.
"Acele etmezsek gerçekten yakalanacağız."
Hyunglar bana cevap vermeyip sessiz ama seri adımlarla merdivenlerden inmeye başladılar. Ben de onları takip ediyordum. Aşağı indiğimizde telefonumun bildirim sesiyle giriş kapısının önünde durakladım ve kısaca biraz ilerimde taksi bekleyen hyunglara baktım. Beni unutmuş gibilerdi. Gelen mesajı hızlıca açtığımda yüzümde garip bir gülümseme oluştu. Hızlıca yanıtlayıp ekranı kilitledim.
Saatin gece 1'inde dışarıda olma sebebimiz yoğun olan programımızdan sıkılmamızdı. Gelecek olan comeback için çok yoğun çalışıyorduk. Hiç boş vaktimiz olmuyordu ve dışarı çıkamıyorduk. Ve biz de Maknae Line olarak bu gece gizlice Jihyunlara gitme kararı almıştık. Diğer hyunglar asla bu duruma izin vermezdi ve bu yüzden de planımızı onlardan gizli yürütüyorduk.
Gelen taksiyi gören hyunglar acele ile etrafta bana bakınmaya başladılar ve ben de onları daha da telaşlandırmamak için hızlıca yanlarına ilerledim. Görüş açılarına girdiğimde Taehyung hyung aniden beni de taksinin içerisine çekti. Kafamı taksinin kapısına vurmaktan son anda kurtuldum ve sağ salim binmeyi başardım. Öne oturmuş olan Jimin hyung şöföre kardeşinin ev adresini söyledi ve arkasına yaslandı. Evet, Jihyun Jimin hyung'un küçük kardeşiydi ve Seul'e ailesini Busan'da bırakarak tek başına gelmişti. Jimin hyung bizimle yurtta kaldığı için Jihyun tek başına yaşıyordu ve bütün üyeler onun evini habersiz basmaktan asla çekinmiyordu. Jihyun ile gerçekten yakındık. Yaşıt olmamız da bir etkendi ama tabii başka şeyler de vardı.
Düşüncelerimi bölen şey şöförün ani freni oldu. Jimin hyung aniden dur diye bağırınca adam da ne yapacağını şaşırmıştı tabii. Taehyung hyung inmem için beni kapıya doğru iteklerken kendisi de kendi tarafındaki kapıyı açıp Jihyun'un yaşadığı apartmana doğru adımladı. Ben de sonunda taksiden çıktığımda Jimin hyung parayı ödedi ve taksici buraya geldiğimiz hızla gaza basarak bir kaç saniye içinde gözden kayboldu. Gözlerimi artık orada olmayan taksiden çekip apartmana diktim. Gergindim. Hem de acayip derecede gergindim. Jihyun ile konuşmak istediğim konu yüzünden Jimin hyung'a odaklanmıştım sanırım ve o da bana yaklaşıp sağ kolunu omzuma attı.
"Niye kaşlarını çatıyorsun Maknae? Buraya gelelim diye tutturan sen değil miydin?"
Taehyung hyung da Jimin hyung'u taklit ederek öbür tarafıma geçip sol kolunu omzuma attı. Birbirlerine bakıp kıkırdadılar ve ben de istemsizce onlara eşlik ettim. Başımı Jimin hyung'un omzuna yaslayıp gözlerimi gözlerine diktim.
"Buraya kapıda beklemek için mi geldik peki hyung?"
Yine kıkırdadı ve apartmana doğru bir adım atarak zorla bizi yürütmeye başladı. Bazen bunalıyordum evet ama onlarsız da yapamazdım. Bu bir gerçekti.
Apartmanın önüne geldiğimizde Taehyung hyung kolunu geri çekip 7. dairenin zilini çaldı. Anında açılan kapıyı ittirip içeri girdiğinde bana yapışmış Jimin hyung ile ben de içeri girdik. Asansöre bindiğimizde hyunglar aynada saçma sapan hareketler yapmaya başladılar ama bunları yaparken bile Jimin hyung bana yapışıktı. Derin bir nefes verdim. Acaba hangimiz gerçek Maknae'ydi?