Biraz geç oldu ama herkese iyi bayramlaar :)))))
Eylem'in ağzından;
İlk gün yine bütün gözler Elsa'nın üzerindeydi. Bu duruma alışmıştım. İlkokuldan bu yana gittiğimiz her yerde Elsa ilgi görüyordu. Bütün erkekler onu seviyor ama masum kızımız hiçbirine ilgi göstermiyordu. Peşinde o kadar erkek varken kimseyi sevmemesi de çok sinir bozucu. Elsa benim 19 senelik arkadaşım. Annelerimiz lise yıllarında tanıştığı için bizde birlikte büyüdük. Ben her zaman kötü kız rolündeydim. Elsa ise akıllı güzel kızımız. Annemin bile Elsa'yı benden daha çok sevdiğine eminim. Birlikte çok anımız var. Ama onun ikiyüzlülüğünü sadece ben görüyorum sanırım. Şuana kadar çıktığım kişilerin haddi hesabı yok. Ama birini çok sevmiştim. Emre...
Lise sondaydık Emre farklı sınıftaydı. Elsa'yla yakın arkadaşlardı yani Elsa'ya göre öyleydi. Bir gün benim yanıma gelip muhabbet etmeye başlamıştık kalbim duracak gibiydi. Sonra bana sevdiği kızı anlatmaya başladı. Ben ne olduğunu anlamadan ağzından bir isim çıktı. 'Elsa' O an kalbimde öyle bi nefret vardı ki. Bu nefret asla eksilmedi. Elsa benim Emre'ye karşı hislerimi bilmiyordu. Onunla konuştuğumda o benim kardeşim gibi diye saçma cümleler kurdu zaten sonra mezun olduk. Dışarıdan bakıldığında kardeş gibi görünsekte o benim en büyük düşmanım. Elsa bana ilk defa bugün birini beğendiğini söyledi. Meriç oldukça yakışıklı ama ben daha çok serseri tipleri sevdiğim için ilgilenmedim. Çıkışta bahçeyi kaplayan arabasını görünceye kadar. Zengin olduğu belliydi ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Arabasına binmeden önce Elsa'ya göz kirpti. Bizim aptal aşık ne yapacağını şaşırdı tabi. Öyle bi cocuk nasıl Elsa'yla ilgilenirdi ki ? Onu Elsa'dan uzak tutmaliydim. Sanırım hayal gördüğüne inanmış durumda zaten. Saf işte. Belki de Emre olayina olan hırsımı Meriç'le halledebilirdim. Evet bu güzel fikir. Zaten Meriç gibi birininde tek bir kıza bağlı kalacağını sanmıyorum. Küçük prensesimiz acı çekmeye hazırlan kardeşinin sana çok güzel hediyeleri var. Sabah erken kalkacağım için planlarımı düşünerek uyudum.
Okul açılalı 2 ay olmuştu tabiki iyice alışmıştım. Sınıfta Ayça diye biriyle tanıştık. Kısa kıvırcık saçlı kızıl hafif çilleri olan çok tatlı bi kız.
Sabah annemin kolumdan tutup çekiştirmesiyle gözümün tekini açtım. Saate baktığımda okula geç kaldığımı anladım. Hemen yataktan kalktım kıyafetlerimi üzerime gecirdim saçımı elimle düzeltip aynaya bakma gereği bile duymadan koşarak durağa gittim. Otobüs gelmişti ama o kadar doluydu ki herkes birbirine girmişti resmen. Bir sonraki otobüsün ne zaman geleceğini bilmediğim için gelen otobüse iterekte olsa girmeyi başardım. Otobüsten indiğimde zaten çok düzgün olmayan saçlarım daha çok kabarmıştı. Bu halimle savaştan çıkmış gibi bir görüntü sergilediğime emindim. Önemsemeden okul bahçesine girdim. Telefonumun titrediğini hissettim. O telaşla telefonumu çantaya fırlatmıştım. Telefonumu çıkarıcam derken çantamın içindekileri yere dökmeyi başarmıştım. Ben bulana kadar telefon susmuştu. Ekrana baktığımda ekrandaki Eylem yazısını gördüm. Zaten okula geldiğim için önemsemedim. Şuan tek düşündüğüm eşyalarımı toparlamaktı. Eşyaları toparlamak için eğildiğimde arkamdan bir erkek sesi geldi.
'Yardım lazım mı?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişen Hayatım
RomanceEn yakın arkadaşım dediğin kişiden kazık yemek nasıl bir duygu? İlk aşkının yalandan ibaret olduğunu öğrenen bir kız nasıl yaşar? Herkes yeni bir başlangıç ister herşeyi unutmak istediğini söyler ama ya bütün yaşadıklarını unutursa? Sahiden mutl...