Saunaya girdiğimizde herkes işini bırakıp bize dönmüştü lanet olsun o kadar mı kötü gözüküyoruz.
''Buyrun?'' Son derece güzel bir kadın yanımıza geldi.
''Iı şey biz birini arıyoruz. Allison Argent.''
''Tatlım o dediğini tanımıyorum ama bir de diğer elemana soralım. Katherine!''
Hepimiz meraklı gözlerle merdivene bakarken göz yaşlarımı tutamamıştım. Gelen Allison'du.
''Allison. Yaşıyorsun!'' Koşarak boynuna atlamıştım ama sanki çok soğuktu.
''Bırak beni Lydia?''
''Ne?'' kollarından sıyırken çocuklara döndüm şaşkın gözlerle bana bakıyorlardı. Allison bileğimi kavradığı gibi beni kapıya çıkardı arkasından da çocuklar gelmişti.
''Niye geldiniz buraya?''
''Allison.. Öldüğünü sanıyorduk. Ne oldu?''
''Evet yaşıyorum gidin artık. Sizinle konuşmak istemiyorum. Bir daha görüşmeyelim .''
''Peki neden bizi kurtardın?''
''Ölmenize izin veremezdim. Neyse benim gitmem gerek. Birdaha buraya gelmeyin boşuna gelmiş olursunuz. Hem zaten yerimi doldurucak birini bulmuşsunuz.''
(***)
Scott elliyle göz yaşlarını sildi. ''Her neyse! Hadi bir taksi bulup eve gidelim.''
''Ben yürüycem biraz siz gidin.'' Bu sözümden sonra cevap beklemeden yürümeye başladım.
Allison böyle biri değildi ki.
~Stiles'ın Ağzından~
Koşarak Lydia'nın arkasından giderken bir bankın kenarına oturdu gördüm. Biraz daha yaklaştığımda ağladığını farketmiştim.
''Lydia?''
''Ne var!''
''Noldu? Yani neden ağlıyorsun?''
''Korkuyorum.'' Hıçkırarak ağlıyordu ve bunu önleyemem beni çok üzüyordu.
''Neden korkuyorsun?''
''Ya ben yoruldum artık her dakika birinin ölmesi korkusuyla yaşıyoruz aslında Allison çok haklı. Bugün Amber'ı bulmakta biraz daha gecikmiş olsaydık o da şimdi ölmüş olucaktı. Bıktım artık.''
Lanet olsun ki haklıydı. Olaysız bir gün geçirmemeye başlamıştık.
''Lydia bak Allison böyle biri değil sende biliyorsun biri aklını çelmiş. Ama bak yaşıyor. Bu bile bize yetmez mi?''
''Haklısın.''
''Yağmur başladı gel gidelim artık.''
''Tamam,'' dedi ağlayarak ayağa kalkarken.
~Lydia'nın Ağzından~
Eve gider gitmez ıslak kıyafetlerimi değiştirdim. Bu arada Stiles'ı düşünüyodum. Resmen bana aşkım dedi. Tam elim telefona gitti ve onu arayacaktım ki Amber benden hızlı davrandı.
''Efendim Amber?''
''Lydia buraya gelsene.''
''Neden?''
''Arka bahçede bir ceset var.''
