1.Bölüm - Ateş Kralı 2. Feuer-

185 4 7
                                    

Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin :) 

Kapak tasarımı için fatma_asude'ye teşekkürlerimi borç bilirim :)

 Ateş Kralı 2.Feuer

“”Bu mektubum sizlere son şans vermek içindir. Sizi kaç kez uyardım fakat siz direnmeye devam ettiniz. Direndiğini hergün daha fazla kan akıyor. Ve bu akan kan ateş kanı oluyor. Halkınız size tepkili , kendi içinizde çıkan isyanları bastıramaz durumda iken bizle savaşma düşünceniz aptalca !! Halkınız aç , sefalet içinde hiçbir şekilde bu savaştan galip çıkamazsınız.Üç ulusla savaşıyorsunuz birde biz sahneye çıkarsak tarihteki en kısa savaşı görmüş olacağız!! Sizin ve halkınız için en iyi olan şey IB bayrağı altına girmek. Böylece savaş bitecek ve halkınız huzura ericektir. Fakat siz hala direnmeye devam edersiniz 5 Tanrı şadihim olsun ki ülkeniz de canlı bir sinek bile bırakmam

                                                                                                                              IB Kralı 3. Aurora

IB ülkesinden gelen elçi Ateş kralının ve önemli lordların yanında mektubu sesli bir şekilde okuyordu. Elçi her cümlesini bitirdiğinde kralın yüz ifadesi değişiyordu.Kral ayrıca bu adamdan nefret ediyordu ölen karısının eski kocasıydı.

Kral uzun bir masanın en başında oturuyordu. Kral Feuer elindeki şarap kadehinden azar azar yudumluyor kuruyan dudaklarını  ve boğazını yumuşatıyordu.Kral  mektubun son cümleni duyunca sonunda bastı kahkahayı. Lordlar kralın yaptığına anlam verememişlerdi.Lordlar kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar. Kral altındaki sandalyeden yavaşça kalkıp tahtını iteledi.Ağır adımlarla pencerinin önüne gelerek dışarı izlemeye başladı. Her yerden dumanlar yükseliyordu.Başkent karışmış haldeydi. Halk canını kurtarma derdindeydi.Göçler başlamıştı.

Kral elindeki kadehten biraz daha yudumlarak başkentti izlemeye devam etti.Ateş ulusu kara komutanı bir anda sesini yükseltti.

“Kralım ülkemizin teslim olmaktan başka bir çaresi kalmadı. Askerler artık yorgun. Çok büyük kayıplar verdik.Hatta bana göre askerlerimiz çok daha dayandılar. Karşımızda hem Su , Toprak , Hava ulusları var . Bunlar artık saymıyorum. Fakat karşımızda IB ülkesi var. Onlar dört elementtide kontrol ediyorlar.Sadece element kontrol etmeleri değil donanmaları çok güçlü.Hele 100 kişilik ayrı orduları var bütün orduya yeter. Saldırdıkları yeri fethetmeden çıkmıyorlar. En son onlarla yaptığımız savaşta yenilmiş durumdayız.Hatta az kalsın Prens Jack’i de öldüreceklerdi.Ve eğer şu an sizden teslim olacağıma dair bir söz duymazsam bu görevimden istifa ediyorum.”

Kral dikkati ancak son cümlede toparlayabilmişti.Oğlu Prens Jack’e döndü.

“İyi misin ?”

Lord kendinin umursanmadığını görünce bir anda yerinde kalkıp hızla kapıya yol aldı. Kapıyı bir hışımla açtı. Kralın arkasından ona seslenmesiyle durdu.

“Eğer o kapıdan çıkarsan bedelini canınla değil aileden ve gururunla ödersin!!”

Fakat Lord arkasına bakmadan oradan hızla uzaklaştı.Kral yanındaki muhafızlara kafasıyla işaret etti. Muhafızlar koşar adımlarla Lordun arkasından yol aldılar.

Prens gülümsemeye çalıştı. Fakat kolunu tutuyordu.

“Evet , Kralım iyiyim . Fakat beni şu an boş verin siz !!”

Prenses Victoria ikiz kardeşine sert sert baktı. Tek başına kaldırarak anlamlı anlamlı güldü.Babasının sandelyesinden biraz küçük sandalyesinden bir hışımla kalktı.

“Demek iyisin !! Ha ? Peki…”

Victoria beklenmedik bir hareketli ikiz kardeşinin gömleğinin kol kısmını tek hareketle yaktı.Daha sonra kardeşinin kolunu babasının gözüne gözüne soktu.

“Buyrun kralım Jack’in iyi olup olmadığna bir de siz karar verin !!”

Kral kızına sinirli bir şekilde bakıp oğlunun koluna döndü. Gözlerine inanamadı bu asla ama asla olamazdı. Kızı haklıydı.Diğer lordlarda meraklı gözlerle ayağa kalıp prensin başına toplandılar. Onlarda şaşkınlık içinde geri çekildiler.IB askerleri prensin kolunu kılışla deşerek IB simgesi yapmışlardı.

Prenses Victoria , kaldığı yerden sözüne devam etti.

“Kralım soruyorum size bu bize yapılan büyük bir hakaret değilde nedir ? Bizim şu durumda teslim olmamız atalarımıza yaptığımız hakaretten başka hiçbir şey olmaz !”

Kral kızını sabırla ve sakinlikle dinliyordu.Sakinliğinden sonra ağzından şu kelimler döküldü.

“Eğer şu savaş durumunda kurtulursak yapacağım tek şey Lord Mike’ın kafasını kesip başkent heykelein tam üstüne astıracağım !!”

Victoria Mike ismini duyunca kıpkırmızı oldu , nefesi kesildi , gözlerini kaçırmaya başladı. Gözlelerini kaçırıdğı sırada  kardeşi ile göz göze geldi. Erkek kardeşi imalı ve sert bir şekilde bakıyordu. Bu şekilde  bakan sadece kardeşi değildi.Fakat Victoria onları umursamıyordu.

“Ne fark eder kralım ! Orduyu komutansız bırakıp giden oydu !!”

Bu sözlerinden sonra iğneleyeci bakışları iyice Victoria’nın üzerindeydi.Kral kızı ve oğlunun dışarı çıkması söylerek onları dışarı gönderdi.Victoria odadan çıkar çıkmaz muhafızlara seslendi.

“Atımı hazırlayın !!”

Victoria ayakkabılarnın tahtta topuğu gri mermer zeminde tok ses çıkarıyordu.Üzerinde gözleriyle aynı renk olan ateş kumaşında bir elbise vardı. Bu savaş zamanında iyice zayıflamıştı. O diğer prensesler gibi değildi. Kız akranları nakış veya müzik aleti çalmayı öğrenirken Victoria ata binmeyi , ok atmayı , kılıç kuşanmayı öğreniyordu. Ateş ülkesinin en iyi ateş bükücülerinden eğitim görmüş en az onlar kadar iyiydi. Fakat bunun yanında büyüleyici bir güzelliği vardı. Belini geçkin kızıl saçları birer alevi andırıyordu. Beyaz teninde gözleri zümrüt yeşili gözleri adete seni içine hapsediyordu.Fındık gibi bir burunu vardı. Ayrıca kadınsıydı. Uzun boyu ince bir beli vardı.Fakat acımasızdı. O kendinden başka hiç kimseyi sevmezdi. Ateş ırkının bütün ırklardan üstün olduğunu düşünür ve hep onu savunurdu.

Jack kız kardeşinin ince kollarını sertçe tuttu ve kendine çekti. Victoria savrulmuştu.

“Nereye gidiyorsun sen ? “

İşaret parmayığla dışarıyı gösterdi.Victoria çekiştirererek büyük görkemli pencerinin önüne götürdü. “Bak şu dışarıya insanlar ölüyor Victoria, çocuklar babasız kalıyor , insanlar aç ve halkımız bile IB istiyor artık bunu sende kabullen.Adamlar intikamını almaya geldi. Dedemizin yıllar önce onların yaptığı katliamı bize yapmaya geldiler Victoria! Ayrıca bu kadınları işi değil savaş anıdayız hiçbir yere gitmiyorsun.”

Victoria gözlerini devirerek ,” Sen hep böyleydin. Yenilgiyi kabullenirdin. Aptal ! “

Victoria Jack’i geriye doğru iteledi ve loş koridorun karanlık sonuna yürümeye başladı.Prenses Victoria bir anda durdu.

“Ha sorarsan nereye gittiğimi söyleyeyim Mike’ın yanına gidiyorum…”

IBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin