o

3.8K 415 114
                                    

bir şeyler yemek için lunaparkın içindeki yemek yeme yerlerinden birine gelmişlerdi. dönmedolaptan indiklerinden beri ikisinden de ses çıkmıyordu. fazla gerginlerdi. jungkook deja vu yaşadığını düşündü. şu sıralar hep olan bir şeydi ve artık garipsemiyordu bu durumu.

yemeği bittikten sonra onu izleyen taehyung'a baktı. yorulmuştu ve bu ruhsal bir yorgunluktan öte değildi. bir şeyler sona kavuşsun istiyordu ama taehyung daha her şeyi tamamen anlatmamıştı.

"ikinci sınavını anlatsana." diye aralarındaki sessizliği bozdu jungkook. taehyung dalgın gözüküyordu. "efendim?" dedi. büyük ihtimalle düşüncelerinin sesinden jungkook'u duyamamıştı. "ikinci sınavını anlat, demiştim." taehyung toparlandı. "aslında saksıyı çalıştırsan anlarsın." jungkook iç çekti. "anlat işte."

"ikinci sınavım otuz üç insanı öldürmek işte." dedi taehyung sırıtarak. sahte bir sırıtış olduğu yüz kilometre öteden belli olur diye düşündü jungkook. "bana daha önce öldürdüğün otuz iki kişi olduğunu söylemiştin. yani sonuncu benim değil mi?" taehyung başını evet, anlamında salladı.

jungkook'un aklında dönen sorular çok farklıydı aslında.

neden seni bir yerlerden hatırlıyormuşum gibi geliyor?

neden nefes alışverişin bile tanıdık?

neden elimde olmadan sana şefkat duyuyorum?

bunların hiçbirini soramadı. belki sonra, dedi ama emin bile değildi. sormaya korkuyordu. nedensizce alacağı cevaptan korkuyordu. korkaklığından mıydı yoksa cevapların hep dilinin ucunda oluşunun verdiği endişeden miydi bilemedi. aslında biliyor gibiydi, içinde bir yerlerde biliyor gibiydi fakat aynı zamanda bilmiyordu da. bu çok karışık bir histi. bu sonu olmayan bir döngüydü. buna rağmen döngüyü sonlandıracak adımı atamadı.

"neden insan öldürmeni istediler peki?" dedi kısa bir sessizlikten sonra. "çünkü insan öldürürsem hissiz olduğumu kanıtlarmışım."

"neden otuz üç? bir sebebi var mı?" diye sordu bu sefer de. yani önemli bir sınavdı ve anlamı olabilirdi belki de. taehyung'un yüzü ciddi bir ifade aldı o sırada. jungkook haklı olduğunu anladı.

"yankee'lere soykırım yapılan savaşta ölen otuz üç kraliyet ailesi mensubundan gelir. trulalar için otuz üç kutsal bir sayıdır, önemlidir."

jungkook kısa bir süre düşündü. cidden sorusu bitmişti. asıl aklında olan soruları da sormaya cesareti yoktu.

"soruların bitti sanırım." diye sıkkınca konuştu taehyung. jungkook başını evet, dercesine salladı.

taehyung ayağa kalktı ve hesabı ödemek için arkasını döndüğünde; jungkook, taehyung'un ensesindeki dövmeyi gördü.

"Μπορώ να αισθανθώ"

aynı dövme kendisinde aynı yerde ve aynı fontla yazılmıştı. tuhaf olan ise bu dövmesini ne zaman ve nasıl yaptırdığı hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

yazar notu:

gecikme için üzgünüm

kötü bir dönemimdi

sizleri özledim ve umarım hala okuyorsunuzdur :)

control // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin